KARMA DERS (Online)

Rose okula bir haftadır ilk kez gelmişti.Özlemişti burayı.Rose için burası çok değerliydi.İlkleri hep burada yaşamıştı.Dan'ın abilik taslaması işe yaramıştı belli ki.Döndüğüne göre evine.O gece odasından hiç çıkmadı hem özlemini giderdi hem de yapılacak işler birikmişti.Diğerleri de çoktandır bu odaya girmemişti.Zaten Brian bir süre okula gelmeyecekti.Diğerinden haberi yoktu Rose'nin.Okula yeni öğrenciler gelmişti.Çoğu sorunluydu.Öğrencilerin çoğu kuralları aşırı derece bozmuşa benziyorlardı.Rose o gece neler yapması gerektiğini düşündü ve herşeyi tek tek yazdı.Sabah dersi vardı.Öğrencilere sözlü yapacağını söylemişti.Sorular hazırlamalıydı.Soruları hazırlarken uykusu gelmişti.Aklına kaymak birası geldi ama sabah öğrencilerin karşısına sarhoş çıkmak istemiyordu.Kendine acı bir kahve hazırlamıştı.Uyumasını engellemişti bu acı kahve ama bir süreliğine.Sbaha doğru kitapların üstüne uyuya kalmıştı.Bir saat sonra ''zııııırrrr....'' sesiyle uyandı.Saat yedi olmuştu.Oda epey dağılmıştı.Odayı toparladı.Kitaplarını ve kağıtlarını alarak kendi odasına gitti.İlk olarak bir duş aldı.Sonra ciddi olmayı sevmediği halde ciddi olmak zorunda olduğu için veya öyle düşündüğü için yeni aldığı siyah mini eteğini,beyaz bir gömlek yakasında kırmızı bir gül bulunan ve siyah işlemeli bir ceket giydi.Saate baktığında saat sekiz buçuktu.Dersine daha bir saat vardı.Okulu teftiş edebilirdi bu sürede.Odasından çıktığında etrafta kimsecikler yoktu.Aşağı kata indiğinde bir sürü öğrenci olduğunu farketti.Öğrencilerin çoğu serseri tipliydi.Bunları düzeltmenin vakti gelmişti.Köşede duran dörtlü grubun kıyafetleri okul forması değil de sokak çocuğunun üstündeki kıyafete benziyordu.Onların yanına giderek ''Sizi bir daha böyle görürsem okuldan atarım.Üstünüzü başınızı düzeltip yanıma geleceksiniz bugün.Anlaşıldı mı?'' dedi.Rose biraz sert davranmıştı ama hak ediyorlardı.Heryerin bir kuralı vardır.Herkes o kurallara uymak zorundadır.Rose etrafa dikkatlice baktığında çoğunun bu dötlü gibi olduğunu farketti.Sesini biraz yükselterek ''Okul kurallarına uymayanlar sizleri bir daha böyle görürsem okuldan atarım.Herkes binlarına giderek üstünü başını düzeltsin.Tekrar gelip bakacağım hepinize.Köşede duran Slytherinli elindeki sigarayı atsan iyi olacak yoksa binandan puan kıracağım.Her yerin kuralları vardı ve hepiniz bunlara uymak zorundasın.'' dedi sert bir şekilde.Aşağı katlara indikce daha çok sinirleniyordu.En iyisi dersliğine gidip derse başlamakdı.Ders bittikten sonra profesörlerle bir toplantı yapmalıydı.Sınıfa girdiğinde öğrencilerin hepsi yerlerindeydi.

'Günaydın çocuklar,dersimize geçmeden geçen ders söylediğim gibi sözlü yapacağım.Başlayalım hemen.Daktilo ne zaman ve kim tarafından icat edilmiştir?''

Matt profesör Weasley'nin hemen arkasındaydı. Ders onun dersi olduğundan arkasından yürümekte sakınca görmemişti. Öğrencilere bağırınca kendi üstüne başına da çekidüzen verdi.

''Okul kurallarına uymayanlar sizleri bir daha böyle görürsem okuldan atarım.Herkes binlarına giderek üstünü başını düzeltsin.Tekrar gelip bakacağım hepinize.Köşede duran Slytherinli elindeki sigarayı atsan iyi olacak yoksa binandan puan kıracağım.Her yerin kuralları vardı ve hepiniz bunlara uymak zorundasın.''

Matt bu söylenenden kendine de bir pay çıkartması gerektiğini biliyordu. Düşünceli düşünceli ilerlemeye devam edecekken bir ses duydu;

Slytherinlilerle takılırsan Slytherinliler gibi olursun evlat...

Kafasını çevirip sesin geldiği yöne baktığında sütunun arkasından başını uzatmış olan James Amca'yı gördü. Yüzünde duygusuz bir ifade vardı. Matt bu eleştiriye sinirlendi, çünkü ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı;

Sen ne bilirsin ki? Bir Rawenclawlıya yaraşır şekilde mi yaşıyorsun?! Okula gelip beni istediğin gibi yönlendirebileceğini mi sanıyorsun? Sonra senin gibi yoldan çıkmış bir Rawenclawlı mı olayım??

Matt James amcanın ne dediğine aldırmadan hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Arkasından seslenmesine aldırmadı çünkü siniri bozulmuştu. Okula geldiğinden beri bir çift laf etmemişti, yine orada yok gibi davranıyordu. Ve şimdi gelmiş Matt'i eleştiriyordu! Kendisi mükemmelmiş gibi!

Profesörden hemen önce sınıfa girdi ve boş yere hınçla çantasını atıp oturdu.O andan itibaren dışarıda olanlar dışarıda kalmıştı, Matt profesörü can kulağıyla dinlemeye koyuldu;

'Günaydın çocuklar,dersimize geçmeden geçen ders söylediğim gibi sözlü yapacağım.Başlayalım hemen.Daktilo ne zaman ve kim tarafından icat edilmiştir?'

Çok kolay... diye düşündü. Derse hazırlıklı gelmişti.
Elini kaldırıp ezberden soruyu cevapladı;

1829, William Austin Burt...

Rose sınıftaki uğultudan sıkılmıştı.Bir soru için bu kadar uğultu çıkması olur birşey değildi hem de bu kadar kolay bir soruda.Rose öğrencilik yıllarını hatırladı.Bir kere Muggle dersinde Rose bir soruya kalktığında Slytherinli bir kız laf atmıştı.Rose'nin siniri o aralar zaten bozuktu.Slytherinli kız sinirini tamamen bozmuştu.Rose dayanamayarak asasını çıkarmıştı.Aklında sersemlet geçmişti.Daha asasını sallamadan kız yerdeydi.Rose buna çok sevinmişti ama dersten atılmıştı.Rose göle gitmişti.Rose bunları düşünürken bir öğrencinin sesiyle irkildi.Bu kişi Ravenclaw birincisi Matt idi.Rose Matt'ın kısa ve öz cevabını beğenmişti.Ravenclaw 10 puanı haketmişti.Rose ''Aferim Matt.Ravenlaw'a 10 puan.İkinci sorumuza geçelim.Daktilonun kısa bir şekilde gelişimini anlatmanızı istiyorum.Pek soru olmadı ama kabul edin arkadaşlar.'' dedi gülümseyerek.Rose öğrencileriyle arkadaş gibi olmak istiyordu onun için öğrencilere arkadaş diyordu.Öğrenciler garip bulabilirdi Rose'nin böyle konuşmasından.Rose'nin öğrenciliğinde böyle öğretmeni pek olmamıştı.Bir tane öğretmeni ile arası çok iyiydi.Bina sorumlusuyla arası çok aşırı derece iyiydi.Aslında bütün profesörlerle arası iyiydi.Birincilikle bitirmişti okulu nede olsa.

''Okul kurallarına uymayanlar sizleri bir daha böyle görürsem okuldan atarım.Herkes binlarına giderek üstünü başını düzeltsin.Tekrar gelip bakacağım hepinize.Köşede duran Slytherinli elindeki sigarayı atsan iyi olacak yoksa binandan puan kıracağım.Her yerin kuralları vardı ve hepiniz bunlara uymak zorundasın.''

Kadın resmen Gryffindor bina sorumlusu olduğu için Slytherinlileri kötülüyordu.

Profesörün önünde koşarak sınıfa girdi ve boş bir sıraya oturdu.

'Günaydın çocuklar,dersimize geçmeden geçen ders söylediğim gibi sözlü yapacağım.Başlayalım hemen.Daktilo ne zaman ve kim tarafından icat edilmiştir?'

Lacey soruyu tam cevaplayacakken Matt adındaki 2. sınıf Ravenclaw çocuğu cevapladı. Bu onu sinir etmişti. İkinci soruyu merakla bekledi.

''Aferim Matt.Ravenlaw'a 10 puan.İkinci sorumuza geçelim.Daktilonun kısa bir şekilde gelişimini anlatmanızı istiyorum.Pek soru olmadı ama kabul edin arkadaşlar.''

Lacey hızla elini kaldırarak atıldı;

"Daktilo, 19. yüzyılda Amerika'da bulundu. Daktilonun ilk örneklerine "tipograf" adı verilmişti. Tipograf 1829 yılında William Burt tarafından yapılmıştı. Bu makinenin birçok parçası tahtadandı. Harfleri bulabilmek için, yazı yazanın bir çerçeve üzerindeki kolu çevirmesi gerekiyordu. 1868 yıllarına doğru daha gelişmiş modeller yapıldı. İlk daktilo makinesini satın alanlar arasında yazar Mark Twain de vardı."

Kendinden emindi,gülümseyerek sırasına oturdu.

Liz önünde duran kağıtları top haline getirip cephane biriktirmekle meşguldü.En arka sırayı seçmişti, böylece vuruş alanı daha geniş oluyordu.
Boş zamanını kafasına göre harcayacağına derse gelmek çok sıkıcıydı. Gerçi onun dışında da hayat çok sıkıcıydı, göl kenarı orası burası... Lüks bir hapishaneden farksızdı ortam...

Matt uyuşuk uyuşuk cevap verdiğinde Liz Matt'in orada olduğunu farkedebildi. Yeni diriltilmiş bir zombiye benziyordu, tabii biraz daha sevimlisi! Kafasına önünde bulunana kağıt toplardan birini seçip tüm gücüyle patlattı. Matt topun nereden geldiğini anlamak için arkasına döndüğünde de kafasında boynuz işareti yapıp sessizce möledi. Matt mesajı almış olmalıydı çünkü huysuzca önüne döndü.

Daktilo, 19. yüzyılda Amerika'da bulundu. Daktilonun ilk örneklerine "tipograf" adı verilmişti. Tipograf 1829 yılında William Burt tarafından yapılmıştı. Bu makinenin birçok parçası tahtadandı. Harfleri bulabilmek için, yazı yazanın bir çerçeve üzerindeki kolu çevirmesi gerekiyordu. 1868 yıllarına doğru daha gelişmiş modeller yapıldı. İlk daktilo makinesini satın alanlar arasında yazar Mark Twain de vardı.

Liz kaşlarını çatıp hemen önünde makinalı tüfek gibi konuşan kıza baktı. Bu Gryffindorlu kız nedense en az bir Rawenclawlı kadar derse istekliydi! Dersi seven öğrencileri sevmiyordu, nedense kendi gibileri susturmak en büyük eğlenceleriydi.

Birileri dersine çalışmış demek! dedi gülümseyerek, ardından özenle buruşturduğu topu tam Lacey'nin kafasına fırlattı. Top isabet ettiğinde hafif bir kahkaha attı ve ellerini birbirine sürttü. Aptal bir kağıt top atma işinden bile eğleniyordu!

Sakin ve gayet eğlenceli bir Sihirli Yaratıkların Bakımı dersinden sonra sıra Muggle Bilimlerine gelmişti. Jess bu dersi almayı çok istemişti. Safkan bir aileden geliyordu ve Mugglelarla ilgili merak ettiği çok şey vardı. Sihir olmadan bu kadar gelişmek...
Bu ders sözlü olacaklardı hatırladığı kadarıyla. Puan almak açısından çok iyi bir fırsattı. Şu anda istediği tek birşey vardı, sınıfta dikkatini dağıtacak şeyler olmaması. Zaten kafası yeterince karışıktı.
Sınıftan içeri girerken arkasından Profesör Weasley'nin geldiğini gördü. Önde olmak istemiyordu, arkada da tek boş sıra olan Lisa'nın yan tarafına oturdu. Aklına tuvalette olanlar geldi ve istemsiz bir şekilde gözü birden Lisa'nın sağ koluna kaydı. O gün olanlar gerçekten değişikti...
Profesör Weasley çoktan soru sormaya başlamıştı ama Jess hala tereddütle yerinde oturup düşünüyordu. Acaba Lisa'yla konuşmalı mıydı yoksa tuvalette olanlar da kapanıp gitmiş miydi? Bir karar veremedi ve durumu ona bırakmaya karar verdi.
Etkileyici bir ses :

1829, William Austin Burt...

Matt'in sesiydi bu. En önde oturuyor olmalıydı. Jess kafasını kaldırmadan sadece dinledi. Bundan sonra neler olacağıyla ilgili teoriler üretirken 2. soru sorulmuş ve cevabı kendisiyle sebepsiz yere uğraşan 1. sınıf bir Gryffindor'ludan gelmişti.
Neden soruyu cevaplamak için can atmadığını, başkası kalkınca pişman olmamasının sebebini anlayamadı. Bugün en umursamaz günündeydi. Sanki ömrü boyunca kızdırmak için uğraşsalar da birşey hissetmeyecekti.
Dalgın dalgın, defterinin bir köşesini karalamaya başladı. Unicornlar geldi aklına. Harika yaratıklar... Belki birgün görebilirdi ne kadar güzel olurdu böyle birşey. Dünyadaki herkesten daha masumlar...
Bu günün sonunda dinlendirici birşeyler yapmaya karar verdi. Kitap okuyabilirdi James amcanın dediği gibi, ya da göl kenarı... Hayır, orası olmazdı görmek istemiyordu.
Öylesine defterine bakarken çizdiği şeyi gördü. Kıvrımları nazikçe belirtilmiş, bakıldığında S harfini andıran bir yılan...
Bir anlık şaşkınlıktan kalem elinden kaydı ve sırada hafif tıkırtılar çıkararak yuvarlanıp Jess'in kucağına düştü. Bu sesi de duysa duysa Lisa duyardı. Ama defterinin köşesindeki yılanı görünce ne düşünürdü? Jessica gibi Gryffindor'a bu kadar bağlı birinin yılanlara karşı düşkünlüğü! Slytherin ile ilgili bir yakınlığı olduğunun bilinmesini istemiyordu. Gerçi bunu başka biri bileceğine Lisa bilsin daha iyiydi.

Konu: Geri: KARMA DERS (Online) Paz 29 Mart 2009, 12:57

Tom derse çok önceden gelmişti ablasıyla kapışması onun için bir ders olmuştu.Dışarda olanlardan habersizce bekliyordu,Liz'in hemen bitişiğindeki sıraya oturdu.Liz'e bakıyordu .O sırada ablası içeri girdi üstüne başına bir düzen verdi.Ablası geldiği gibi derse başladı sorular sordu ve öğrenciler cevap veriyordu her zamanki gibi Lacey'in sesiyle kendine geldi.

"Daktilo, 19. yüzyılda Amerika'da bulundu. Daktilonun ilk örneklerine "tipograf" adı verilmişti. Tipograf 1829 yılında William Burt tarafından yapılmıştı. Bu makinenin birçok parçası tahtadandı. Harfleri bulabilmek için, yazı yazanın bir çerçeve üzerindeki kolu çevirmesi gerekiyordu. 1868 yıllarına doğru daha gelişmiş modeller yapıldı. İlk daktilo makinesini satın alanlar arasında yazar Mark Twain de vardı."

Mathers bu sözün ardından göz kapaklarını açtı ve ablasına baktı çok dinç görünüyordu ve her zamanki alımlılığı üstündeydi giydiği giysiler de çok şıktı.O anda Liz'in şık ve güzel sesini duydu ondan vazgeçemiyordu.Ne çekiçi bir kızdı,aslında tam kanka olucak bir tipti ama Mathers gönlüne söz geçiremiyordu.Liz'i dinlemeye başladı.

Birileri dersine çalışmış demek!

Mathers bu söz karşısında kendisini tutamayıp gülmeye başladı.Ablası ona doğru bakıcakken hemen gülmeyi kesti.Dersi iyi dinlemeye başladı.Birden "Tık" diye bir ses duydu.Arkasını dönmek yerine ablasına bakmayı tercih etti.Aklına bir soru geldi bunu sormalıydı.Parmağını kaldırdı söz hakkı istedi ve ayağa kalkıp

"Peki öğretmenim,1)Ben bir yerde okumuştum gazeteler bir zamanlar bu daktilo ile çıkarmış yani daktilo ile yazılırmış bu doğrumu? 2)Bu daktilo'nun olmadığı zamanlar insanlar nasıl gazete çıkartabiliyordu eğer elle yazıyor olsalardı çok zorlanırlardı öyle değil mi?"

Mathers yerine oturdu ve ablasının vereceği cevabı beklerken gözlerini kitaba dikti burada öyle bir bilgi yazmıyordu.Doğru bir soru sorduğundan emin oldu ve rahatladı.

Konu: Geri: KARMA DERS (Online) Salı 31 Mart 2009, 00:51

Thomas okula erkenden gelmişti o gün.Çünkü daktilio'nun anlamını bulacaktı.Bir öğretmenin yanına gidip''Daktilo nedir?''dedi.Öğretmen bu laftan sonra şöyle cevap verdi:

"Daktilo, 19. yüzyılda Amerika'da bulundu. Daktilonun ilk örneklerine "tipograf" adı verilmişti. Tipograf 1829 yılında William Burt tarafından yapılmıştı. Bu makinenin birçok parçası tahtadandı. Harfleri bulabilmek için, yazı yazanın bir çerçeve üzerindeki kolu çevirmesi gerekiyordu. 1868 yıllarına doğru daha gelişmiş modeller yapıldı. İlk daktilo makinesini satın alanlar arasında yazar Mark Twain de vardı."

Thomas öğretmene teşekkür etti ve oradan ayrıldı.Erken geldiği için ne yapsam diye düşünüyordu.Karşıdan bir kız geliyordu.Bu kız okul müdürünü kızıydı.Ama thomas ona aşık olmuştu.Geri kalan vakitini onla geçirmeyi istiyordu.Ve bu oldu.Kız'da Thomas'a aşık olmuştu.Laf açılınca babasının istifa edeceğini söylemişti Thomas'a.Thomas birden titredi çünkü onu göremeyecekti.O titremeden hemen spnra zil çaldı.Thomas sınıfa'a girdi.Pencere kenarında oturduğu için müdür odasında müdür kızıyla karşılıklı bakıştılar.Öğretmen dünkü verdiğim''Daktilo nedir''ödevini çıkarın bakalım dedi.Thomas'la kız'ın bakışması kesilmişti.Öğretmen Thomas'ın ödevini çok beğendi ve ''Aferim''dedi.Thomas mutlu oldu ve yerine oturdu.O kızıda bir daha görememişti....

» Karma Ders (1 ler ve 2 ler)