2) Masa

Daniel, Ginny ile Sessizlik Kuyusu'na cisimlendiklerinde hemen hazırlanmaya başlamıştı. Vakti çok kısıtlıydı çünkü Balo saati çok yaklaşmıştı. Toplantıda ve Weasley malikanesinde yaşananlardan sonra balonun olduğu Danny'nin aklından uçup gitmişti. Bu yüzden hazırlanma işi son dakikaya kalmıştı. Ancak şık olmasını engellememişti bu.

Danny her zamanki gibi öncelikle dişlerini fırçaladı. Dişlerinin inci gibi kendisine sırıtmaları çok hoşuna gidiyordu. Sonra hemen balo için aldığı yeni takım elbisesini çıkardı ve hızlı bir şekilde, özenle üstüne giydi. Danny çok yakışıklı olduğunu düşünürken aklına saçları geldi. Gene onları taramamıştı. Ama bu saç stili ona daha çok yakışıyordu. Saçlarını dikse veya yapıştırsa garip olurdu. Sonuçta her insanın kendi ile bütünleşmiş olan tarzı vardı.

Hazır olduğunu düşünürken Danny bir şeyi unuttuğunu fark etti. Büyülü parfümünü sıkmayı unutmuştu. Bu koku Ginny'yi etkileyebilirdi belki de. Dan bunu düşünürken sırıtarak parfümü sıktı ve hızla otelden ayrıldı. Hızla Hogwarts arazisinin dışında yer alan yere cisimlendi ve hemen Hogwarts'a gitti. Neyse ki henüz kapılar misafirlere açıktı. Danny uzun bir aradan sonra tekrar Hogwarts'a girecekti Bu çok hoş bir şeydi ama kötü olansa ölüm yiyenlerinin baskın yapabilecekleriydi. Danny bunu yapmamaları için uyarmıştı ama bir kısmının hareketlerini kontrol etmek çok güçtü. Ne yapacakları belli olmuyordu. Ayrıca Dan, Bonnie ile karşılaşmaktan da korkuyordu. Son olanlardan sonra onun yüzüne bakacak yiğitliği kendinde bulamıyordu doğrusu. Bonnie'nin tokadını hatırladıkça Danny'nin canı biraz daha yanıyordu sanki.

Daniel, Hogwarts'a girdikten sonra derin bir nefes aldı. Bu kokuyu özlemişti. Hiç istemeyerek de olsa ayrılmak zorunda kaldığı bir kokuydu bu. Ama artık her gün soluyacaktı Hogwarts'ın muhteşem kokusunu. Çünkü o da bir profesördü artık. Karanlık Sanatlara Karşı Savunma profesörüydü. Aslında onu bu göreve atamaları saçmalıktı. Çünkü çocuklara savunmayı değil de karanlık sanatları öğretebilirdi yanlışlıkla. Danny bunu daha fazla düşünmeden ikinci sırada duran bir masaya oturdu. Profesör masasına oturmayı hiç istemiyordu. O masayı pek sevdiği söylenemezdi de zaten.

Balo başladıktan birkaç dakika sonra kapıda Ginny belirdi. Danny yaramazlık yapmış bir çocuk gibi sırıttı yine. Ginny'yi görünce içinden hep gülmenin gelmesi hoşuna gidiyordu. Ginny ona neşe katıyordu. Daniel onu daha fazla kapıda bekletmemek için masadan kalktı ve kapıya doğru ilerlerdi. Ginny'nin yanına geldiğinde ise bir beyefendi gibi dik durdu ve koluna girmesi için Ginny'ye sağ kolunu uzattı. Bu hareketleri daha önce de üç büyücü turnuvasının balosunda Bonnie'ye yaptığını hatırladı ve belli belirsiz gülümsedi Dan. Geçmişi hatırlamak hoş olsa da bazen acı veriyordu. Ama şimdi üzülmenin zamanı değildi. Eğlenmenin ve Ginny ile vakit geçirmenin tadını çıkarmanın zamanıydı.

Misafir

Ginny otele cisimlendiğinde kendini çok kötü hissediyordu. Dany'den hemen ayrılarak odasına çekildi. Bir süre hiç bir şey düşünmeden yatağında yattı. Sonra bir anda ;

"Bu gün balo var. Olamaz geç kalıcam. Dany'i bekletmiyim." diye düşünerek telaşlandı. Hemen kalktı üzerine siyah bir elbise geçirdi. Aynanın karşısına geçti. Kendien bakrken içinden ;

"Acaba çok mu açık oldu" diye düşündü. Ama değiştiricek vakti kalmamıştı. Daha saçı ve makyajı duruyordu. Hemen saçını düzleştirmeye koyuldu. Aslında bunu yaparken biraz içi burkuldu. Çünkü eskiden beri saçını kendi düzleştirmezdi. Bunu ona Bonny yapardı. Hatta eğlence olsun diye değişik şekillere sokar sonra Ginny kızınca kendini affettirmek için hemen düzeltirdi. Ama artık bunlar olmicak gibiydi. Ginny saçlarının işi bittiğinde aynada kendien baktı. Saçlarının kızıllığını çok seviyordu. Makyajını çok fazla abartmadı. Sade bir makyajın yeterli olucanı düşündü. Hem zaten baloya boya küpü gibi gelenleri hiç anlamazdı. Aynada son bir kez makyajına baktı. Odasını terketti.

Otelden çıktığında biraz üşümüştü. Keşke üstüme bir şey olsam diye düşündü bir an ama sorna bunun için zamnaı olmadığını hatırlayarak hemen cisimlendi. Hogwarts'dan içeri girdiğinde çok heycanlıydı. Çünkü neredeyse bütün ailesini onca zamandan sonra bir arada görecekti. Birazda buruktu. Çünkü Bonny'le bu gün olanlar baloda neşelenmesini önlicek büyük bir nedendi. Ama göl kenarına geldiğinde Dany'i gördü ve aklındaki bütün düşünceler uçtu.Dany çok yakışıklı olmuştu.Harika bir takım elbise giymişti.Saçları her zamanki gibi danıktı. Ama ona bu model çok yakışıyordu.Ginny büyülenmiş gibi Dany'e bakarken Dany masadan kalktı.Ginny'nin yanına geldi. Kolunu onun girebilmesi için uzattı. Ginny gülümsiyerek Dany'nin koluna girdi. Yürüken muzur bir ifadeyle;

"Bu gün çok yakışıklı olmuşsunuz beyfendi." dedi.

Ginny, Danny'nin koluna girdikten sonra

"Bu gün çok yakışıklı olmuşsunuz beyfendi."

demişti. Daniel bu yüzden muzipçe sırıttı gene ve

"Teşekkür ederim hanımefendi. Siz de çok güzel olmuşsunuz her zamanki gibi."

dedi. Henem ardından gözü Ginny'nin kıyafetine ilişti ve biraz irkilerek

"Şey ama kıyafetiniz bir hanımefendiye göre biraz fazla açık değil mi acaba? Hayır kötü durduğundan demiyorum, biri sizi elimden alacak diye korkuyorum da."

dedi. Bir yandan da sırıtıyordu. Ginny'nin böyle giyinmesi her ne kadar sinirlerini bozmuş olsa da biraz da hoşuna gitmişti. Aslında kıyafet Ginny'ye gerçekten çok yakışmıştı. Zaten güzel olan Ginny çok daha güzel görünüyordu. Danny bunları düşünürken birden yüksek sesle gülmeye başladığını fark etti ve toparlamaya çalışarak kendini

"Şey pardon Ginny. Ben gene çapkınca bir şey düşündüm çok özür dilerim güldüğüm için bu şekilde. Neyse, Hadi masamıza geçelim. "

dedi. Gülmesini bir türlü engelleyemiyordu. Neden bu kadar çapkın olduğuna bir türlü anlam veremiyordu. Babasına çekmiş olmalıydı. O da böyleymiş, Danny hep Büyük Annesinden babası ile ilgili şeyleri dinlerken kafasına takılan şey hep babasının neden o kadar çapkın olduğuydu. Şimdi anlam verebiliyordu. Kesin babasına çekmişti.

Daniel masalarına geldiklerinde Ginny'nin sandalyesini çekti ve o oturduktan sonra sandalyeyi tekrar masaya doğru sürükledi. GGinny'ye böyle davranmak hoşuna gidiyordu. Bir hanımefendi gibi hissetmesini istiyordu çünkü bunu hakediyordu. Çabaları ve sabrı boşa olmamalıydı. Karşılığını almalıydı. Danny Ginny'ye hoşnut bir gülümseme yolladıktan sonra kendi yerine oturdu ve derim bir nefes aldı. Gülmek biraz yorulmasına sebep olmuştu.

Misafir

Dany muzipçe gülümsedi;

"Teşekkür ederim hanımefendi. Siz de çok güzel olmuşsunuz her zamanki gibi." Ginny tam teşekkür edicekken Dany bir anda biraz irkildi. Ginny nedeninin anlamıştı ama çaktırmamaya çalıştı. Oda şirin bir gülümseme takındı. Dany biraz kızararak;

"Şey ama kıyafetiniz bir hanımefendiye göre biraz fazla açık değil mi acaba? Hayır kötü durduğundan demiyorum, biri sizi elimden alacak diye korkuyorum da." dedi. Ginny'e sırıttı.Ama bir anda kahkaha atmaya başladı. Ginny birden ne oldunu şaşırarak oda güldü. Dany'i daha önce hiç bu kadar mutlu görmemişti. Dany hemen kendini toparlıyarak;

"Şey pardon Ginny. Ben gene çapkınca bir şey düşündüm çok özür dilerim güldüğüm için bu şekilde. Neyse, Hadi masamıza geçelim. " dedi. Ginny masay yaklaştı. Dany hemen onun sandalyesini çekti.Ginny'de gülümsiyerek bu oyunu devam ettirmeye karar verdi. Sandalyeye oturdu. Dany'de ona gülümsiyerek yerine geçti. Ginny;

"Demek çapkınca bir şey düşündün. Bu kadar çapkın olmasan iyi olur. En azından başka kızlara." diyerek hafifce gülümsedi. Brian konuşmasına başladı. Konuşması bittiğinde. Sahneden indi. Ginny onu alkışlayarak ;

"Ne güzel konuştu değil mi?" dedi Dany'e. Ama sonra yaptığı şeyi anlıyarak hemen ;

"Şey.. Ben özür dilerim onu ne kadar özlediğini biliyorum.Üzgünüm!" dedi ve muzip bir çocuğun ifadesini takınarak;

"Evet, Beyfendi mümkünse bu gece niye gözlerimi sizden alamıyorum açıklar mısınız? Özel bir sihriniz mi var ? " dedi.

Danny oturduğu sandalyede dinlenmenin keyfini çıkarırken Ginny

"Demek çapkınca bir şey düşündün. Bu kadar çapkın olmasan iyi olur. En azından başka kızlara."

diyince neredeyse sandalyesinden düşüyordu. Çünkü Ginny'nin söylediği hem komik hem de ilginç gelmişti. Ama cevap vermedi çünkü verebileceği bir cevap yoktu. Ne diyeceğini bilemiyordu. Sadece gülüyordu. Tam o sırada Brian'ın konuşmasını çoktan bitirdiğini gördü. Bunun ardından yüzü biraz asıldı. Çünkü kardeşine sarılmayı, onunla gülmeyi, eğlenmeyi çok özlemişti. Daniel o sırada Ginny'nin

"Ne güzel konuştu değil mi?"

dediğini duydu ve asık yüzünü Ginny'ye çevirerek baktı. Aslında amacı ona bir şeyleri belli etmek değildi ama Ginny, Danny'nin üzüldüğünü hemen anlamalıydı ki

"Şey.. Ben özür dilerim onu ne kadar özlediğini biliyorum.Üzgünüm!"

demişti. Danny bunun ardından gülümsemeye çalıştı. Çünkü Ginny'nin üzülmesini istemiyordu. Eğlenmeleri gerekirken somurtmaları yanlış olurdu. Zzaten Ginny'de bu kanıda gibi görüüyordu. Çünkü muzipçe gülümsüyordu. Danny tam bana benziyorsun diyecekken Ginny

"Evet, Beyfendi mümkünse bu gece niye gözlerimi sizden alamıyorum açıklar mısınız? Özel bir sihriniz mi var ? "

dedi. Danny'nin aklına parfümü geldi ama bir parfüm Ginny gibi bir kızı kendine bağlayacak kadar etkili olamazdı. Bu yüzden Danny'de muzipçe gülümsedi ve

"Belki de sizi umutsuzca baştan çıkardığım içindir hanımefendi."

dedi. Sonra yine aynı ifadesini takınarak

"Veya gerçekten birbirimize mecbur olduğumuzu anlamışsınızdır. Aha bir dakika, şu ihtimali unutmuşum. Ben bugün biraz daha ciddi giyindim eğer dikkatini çektiyse. Bilirsin normalde kot pantolonum ve t-shirtümle o kadar da çekici ve ciddi görünmüyorum. Neyse beni bir kenara bırakalım, siz neden bu kadar çekici geldiniz bugün bana. Nedeni elbiseniz mi yoksa bilmediğim başka bir neden mi var?"

dedi. Hala gülümsüyordu. Gülümsemek hoş bir şeyd ama bir karanlık lord için garipsenmesi gereken bir şeyi. Belki de diğerlerinden bir farkı da buydu. Her şeye rağmen gülümseyebileceği bir şeyler vardı. hayat tamamen mutsuzluktan ve karanlıktan ibaret değildi yani. Bu da harika bir şeydi. Zaten Ginny gibi bir bayanla da bu imkansızdı, hayat asla tamamen karanlıktan ve mutsuzluktan ibaret olamazdı.

Misafir

Dany bir süre düşündü sınra ıda muzipce gülümsiyerek;

"Belki de sizi umutsuzca baştan çıkardığım içindir hanımefendi." dedi.Ginny artık daha fazla gülümsüyordu. Ama Dany tekrar konuştu;

"Veya gerçekten birbirimize mecbur olduğumuzu anlamışsınızdır. Aha bir dakika, şu ihtimali unutmuşum. Ben bugün biraz daha ciddi giyindim eğer dikkatini çektiyse. Bilirsin normalde kot pantolonum ve t-shirtümle o kadar da çekici ve ciddi görünmüyorum. Neyse beni bir kenara bırakalım, siz neden bu kadar çekici geldiniz bugün bana. Nedeni elbiseniz mi yoksa bilmediğim başka bir neden mi var?" Ginny'nin gülümsemesi bir anda yüzünden gitti ama sonra Dany'nin sorusuyla biraz daha güldü. Hemen cevap verdi;

"Aslında bilmiyorum. Galiba sizde bana mecbur olduğunuzu anlamışsınızdır. Hem sizin kadar yakışıklı bir beyfendiye çekici görünmek çok güzel bir duygu." dedi. Sonra dayanamıyarak ekledi;

"Bence o sizin çapkınlığınızdan olabilir. Tabi benim elbiseminde bir etkisi vardır" diye güldü. Dany ile o kadar mutluydularki bunun bozulmasını hiç istemiyordu. Onu çok seviyordu ve bu hiç değişmeyecekti. Kimse bunu değiştiremezdi. Dany'de onu seviyordu. Buna artık emindi. Hayatının en güzel günleriydi bunlar. Bir şey olucakda ayrılcaklar diye çok korkuyordu. Bunun olmaması için elinden gelen her şeyi yapıcaktı. Tabiki onu kaybetmemek içinde.

Onun yüzüne bakarken ginny çok heycanlandı. Çünkü ona her bakışında aşkını biraz daha hissediyordu. Dany ona masumca gülümdüyordu. Ginny içinden;

"Ne olur hep böyle gülsün." diye geçirdi. Dany'e bakarak;

"Ben sizin beni neden bu kadar çektinizi buldum beyfendi. Çünkü ben size karşı konulamaz bir aşk duyuyorum." dedi.

Danny sorusunun cevabını beklerken ilerde Bonny'nin bir masaya oturduğunu gördü. Bir an için yüzü asılacak gibi olsa da gülümsemeye devam etti. Çünkü ömür boyu bu yüzden somurtamazdı. Danny Ginny'ye hiçbir şey çaktırmamaya uğraşırken Ginny

"Aslında bilmiyorum. Galiba sizde bana mecbur olduğunuzu anlamışsınızdır. Hem sizin kadar yakışıklı bir beyfendiye çekici görünmek çok güzel bir duygu."

dedi ve hemen ardından

"Bence o sizin çapkınlığınızdan olabilir. Tabi benim elbisemin de bir etkisi vardır"

diye ekledi. Bu Danny'nin daha da çok gülmesine sebep olmuştu. Neyse ki çapkınlığı sadece Ginny'ye karşıydı. Başka kimseye de o gözle bakamazdı zaten Dan. Çünkü Ginny'ye hiç farkında olmadan, bir anda aşık olmuştu. Ona o kadar çok bağlanmıştı ki ellerinden kayıp gitmesinden öyle çok kokuyordu ki bunu asla aklına getirmemeye çalışıyordu. Bu yüzden her zamanki gibi sevinçli ifadesini takınarak Ginny'nin gözlerine baktı ve

"Evet, neyse ki çapkınlığım bir tek size karşı, nedense."

dedi. Biraz utanmıştı yine. Çünkü yanaklarının yandığını hissediyordu ve genelde yanakları yandığında aynı zamanda kızarırdı da. Durumu toparlamaya çalışarak Ginny'ye masumca gülümsedi. O sırada Ginny bir şeyler düşünüyor gibiydi. Danny tam ne düşündüğünü soracakken Ginny

"Ben sizin beni neden bu kadar çektinizi buldum beyfendi. Çünkü ben size karşı konulamaz bir aşk duyuyorum."

dedi. Danny bunun ardından muzipçe sırıttı ve

"Sanırsam aranan cevap bulundu, karşı konulmaz bir aşk. Evet, bence de bu yüzden birbirimize bu kadar bağlıyız."

dedi. Hemen ardından

"Ginny biliyor musun kendimi zor tutuyorum. Yani neyse abin her an ensemde bitecekmiş gibi hissediyorum. Bu yüzden yani sana yakın davranamıyorum. Etrafımızda birbirine yakın duran çiftlere sen de benim gibi özenip de üzülme lütfen. Abin gerçekten korkutuyor beni. Yo hayır, bir şey yapacağından değil. Ben biraz çekiniyorum. Umarım beni anlıyorsundur."

diye ekledi ve yine çocukça sırıtıp Ginny'nin elini tuttu. Ginny'nin abisi Felix'ten bu kadar çekinmesi garipti. Belki de ona uzun zamandır saygı duyduğundan kaynaklanıyprdu bu. Ama zaten Bonnie'yi terk ederek ona duyduğu saygıyı hiçe indirmişti. Şimdi de herkesin önünde Ginny'ye aşırı yakın davranarak biraz daha saygısızlık etmek istemezdi.

Misafir

Dany daha fazla gülümsiyerek;

"Sanırsam aranan cevap bulundu, karşı konulmaz bir aşk. Evet, bence de bu yüzden birbirimize bu kadar bağlıyız." dedi. Ginny bunu duyduğuna inanamıyordu. Dany'de ona o kadar bağlıydıki bu hayatının en güzel anlarındandı.

Ginny ilerideki masada iki tane kızıl saçlı insan gördü.Bunları hemen tanıdı bu Bonny ile abisi Felixdi. Ginny biraz üzüldü. Hem Bonny'e hem de abisinin yanına gidememesine. Ama Dany'e hissettirmek istemiyordu bunu.Çünkü onunda keyfinin kaçmasını istemiyordu. Dany Ginny'nin o tarafa baktığını farkederek;

"Ginny biliyor musun kendimi zor tutuyorum. Yani neyse abin her an ensemde bitecekmiş gibi hissediyorum. Bu yüzden yani sana yakın davranamıyorum. Etrafımızda birbirine yakın duran çiftlere sen de benim gibi özenip de üzülme lütfen. Abin gerçekten korkutuyor beni. Yo hayır, bir şey yapacağından değil. Ben biraz çekiniyorum. Umarım beni anlıyorsundur." dedi.Ginny onu taiki anlıyordu. Aslında Dany'nin böyle düşünmesi Ginny'nin de işine glemişti. Çünkü Bonny her an abisine bu gün olanları anlatabilirdi. Aslında onu suçlayamazdı. Dany Bonny'nin sevgilisiydi ve ortadan kaybolmasaydı hala beraber olucaklardı. Ama artık Ginny'le birliktelerdi. Ginny daha önce böyle düşünmemişti hiç. Bonny ihanete uğramış hissediyo olabilirdi. Ginny bunu Dany'e söylemek istedi;

"Dany aslında sen haklısın böle düşünmene sevindim. Hem sadece abim değil Bonny içinde çok ağır bir darbe oldu. Dany bence o kendini ihanete uğramış hissediyo olabilir. Yani o ve sen... Yani siz... Biliyorsun işte. Bu yüzden böyle hissediyor olabilir. Aslında onada hak vermeliyiz. Bilemiyorum Dany. " Ginny bu konuların açılmasını istemezdi burda ama dayanamamıştı. Dany'e baktı;

"Keyfini kaçırmak istemedim. Sadece çenemi tutamadım. Hem biliyorsun ben aklıma geleni söylerim hep. Neyse... eeee.. küçük bey abimden çekiniyormuş. Dur bakalım kız abilerinden damatlar çekinir." diye güldü.

Danny yine gülümsemeye çalışarak Ginny'yi izlerken Ginny

"Dany aslında sen haklısın böle düşünmene sevindim. Hem sadece abim değil Bonny içinde çok ağır bir darbe oldu. Dany bence o kendini ihanete uğramış hissediyo olabilir. Yani o ve sen... Yani siz... Biliyorsun işte. Bu yüzden böyle hissediyor olabilir. Aslında onada hak vermeliyiz. Bilemiyorum Dany. "

dedi. Danny bunun ardından biraz somurtmaya başladı. Çünkü Bonny hakkında konuşulunca veya onu düşününce kendini garip hissediyordu, ihanet etmiş gibi.
Ancak Ginny Dan'in üzüldüğünü anlamış olmalıydı ki hemen

"Keyfini kaçırmak istemedim. Sadece çenemi tutamadım. Hem biliyorsun ben aklıma geleni söylerim hep. Neyse... eeee.. küçük bey abimden çekiniyormuş. Dur bakalım kız abilerinden damatlar çekinir."

dedi. Danny de bunun ardından kıs kıs gülmeye başladı. Çünkü kendisine daha önce kimse damat dememişti. Bu ilginç bir şeydi. Ama komik olan da Danny'nin bu damatlık imajını bir şekilde Ginny'ye göstermiş olmasıydı.

Danny zamanın sıkıcı geçtiğini düşünürken bir anda sevdiği bir parçanın çalması ile yerinden sıçradı. Hemen Ginny'nin elini tuttu ve

"Acaba benimle dans eder misiniz Miss Weasley. Yo hayır dans etmem diyorsanız eğer sizi zorla dansa kaldırmak zorunda kalacağım."

dedi. Hemen ardından

"Çünkü biraz daha dans etmezsek ben sıkıntıdan çatlayacağım."

diye ekledi. Canı dans etmek istemişti. Hem güzel müzik çalıyordu hem de çok güzel bir partneri vardı. Ayrıca çok uzun zamandır dans etmemişti. Hele de böyle güzel bir bayanla. Ama asıl istediği Felix ve Bonny'nin yanına gidip her şeyi Felix'e itiraf etmeleriydi. Çünkü Felix bilmeyi hak ediyordu. Hem de Danny bunu ondan daha fazla saklamamaları gerektiğini düşünüyordu. Ama Bonny'yi de Ginny'yi de daha balonun başında üzmek istemiyordu. Bu yüzden biraz daha beklemelilerdi, doğru zamanı.

Misafir

Ginny muzurca bir ifadeyle Dany'e bakıyorudu. Dany ayağa kalktı. Ginny'nin elini tutu;

"Acaba benimle dans eder misiniz Miss Weasley. Yo hayır dans etmem diyorsanız eğer sizi zorla dansa kaldırmak zorunda kalacağım." Dedi biraz güldü ve devam etti;

"Çünkü biraz daha dans etmezsek ben sıkıntıdan çatlayacağım." Ginny bu fikrin iyi bir fikir olduğunu düşündü.Ama biraz naz yapmaya karar verdi;

"Bilemiyorum beyfendi, aslında ben oturmaya niyetliydim. Ama...." Dany ona biraz bozulmuş bir ifadeyle bakıyordu. Oda hemen düzeltti;

"Dediğim gibi ama galiba bu kadar yakışıklı ve kibar bir beyfendinin teklifini geri çeviremiyeceğim. Hem bu büyük bir saygısızlık olurdu." dedi. Ayağa kalktı. Dany'nin koluna girerek dans pistine doğru yürümeye başladılar.

Ginny göz ucuyla Bonny'e ve abisine baktı. Felix biraz kırmış bir biçimde onlara bakıyordu. Ginny hemen paniğe kapılarak;

"Acaba anlattı mı?" dedi. Artık çok korkuyordu. Anbisinide kaybetmek istemiyordu. Ama olucağı buydu. Bu belliydi. Aslında şu anda bunları düşünmek istemiyordu. Sadece Dany'le dans etmek istiyordu. Kimseyi düşünmeden. Sadece Dany ve o bu harika bir duyguydu. Dany yanındayken nedense Ginny hiç bir şeyden korkmuyordu. Kendine bir cesareti, büyük bir mutluluk geliyordu. Bunu Dany'e olan aşkına, güvenine borçlu olduğunu biliyordu.

Danny çok beklemeden Ginny'den

"Bilemiyorum beyfendi, aslında ben oturmaya niyetliydim. Ama.... "

cevabını aldı. Daniel biraz bozulmuştu. Gerçi daha cümlenin 'ama'sı vardı. Ginny hemen

"Dediğim gibi ama galiba bu kadar yakışıklı ve kibar bir beyfendinin teklifini geri çeviremiyeceğim. Hem bu büyük bir saygısızlık olurdu."

diye devam etti ve Danny'nin koluna girerek dans pistine ilerlediler. Hemen ardından Ginny panik bir biçimde

"Acaba anlattı mı?"

diye sordu. Danny düşünüyordu sadece. Anlatmış da olabilirdi, anlatmamış da olabilirdi. Danny bir süre cevap vermedi çünkü huzurlu bir biçimde dans etmek istiyordu ki zaten öyle de olmuştu. Ginny ile sakin bir biçimde dans ediyorlardı. Danny göz ucuyla Felix ve Bonnie'nin masasına bakıyordu. Onları görmemelerini istiyordu ama Felix farketmiş gibiydi. Ancak Danny'yi tanımadığı kesindi. Çünkü tepkisi pek de kızgın sayılmazdı. Yine de bozulmuş görünüyordu Ginny'ye. Bu yüzden Danny dayanamadı ve Ginny'ye bakıp

"Ben şey Ginny, eğer anlatmamış olsa bile, abinin bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Sonuçta o senin büyüğün ve sizi çok seviyor. Sevincinizi, üzüntünüzü sizinle paylaşmak ister. Ben diyorum ki abinle paylaşalım. Sen kendini hazır hissedene kadar bu gece içinde bekleyecceğim. Ama sen ahzır hissetmezsen ben abinin yanına gideceğim ve her şeyi konuşacağız. Bu sırla hiçbir yere varamayız. Ailenin bilmeye hakkı var Ginny. Onların senin üstünde çok hakları var ve sen bizi saklayarak onlara haksızlık etmiş olursun. Bu yüzden bence vakit çok geçmedeen abinle paylaşalım. Belki o bizi hoşgörür, yani ilişkimizi. Özellikle de dürüst olmamız onu etkileyecektir gerçekten. Ama saklarsak üzülür ve öğrendiğinde asla iyi karşılamaz bizi. Abini de kaybetmeyi göze alamayız evet biliyorum ama şansımızı denemeliyiz. "

diyerek bütün düşüncelerini anlattı ona. Gerçekten çok duygulanmıştı çünkü Felix'in kardeşlerine değer verdiğini biliyordu. Danny de kardeşlerinden ve ailesinden ayrı kaldığı için aileden birilerinin hasretini çekmenin ne demek olduğunu biliyordu. Ayrıca görüp de selam vermemeye benziyordu bu. Hele de Ginny'nin abisine selam vermemesi çok büyük saygısızlık olurdu. Ama tabi ki her şeyi anlatma fikri pek cazip değildi. Ancak olması gerekendi. Kolay ile doğru arasında seçim yapmaya benziyordu bu. Karar vermesi çok zordu.

Misafir

Ginny artık çok endişeliydi. Çünkü abisi onlara çok huzursuz bakıyordu. Dany Ginny'nin bu endişesini ve Felix'in huzursuzluğunu anlamış olacaktı ki;

"Ben şey Ginny, eğer anlatmamış olsa bile, abinin bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum. Sonuçta o senin büyüğün ve sizi çok seviyor. Sevincinizi, üzüntünüzü sizinle paylaşmak ister. Ben diyorum ki abinle paylaşalım. Sen kendini hazır hissedene kadar bu gece içinde bekleyecceğim. Ama sen ahzır hissetmezsen ben abinin yanına gideceğim ve her şeyi konuşacağız. Bu sırla hiçbir yere varamayız. Ailenin bilmeye hakkı var Ginny. Onların senin üstünde çok hakları var ve sen bizi saklayarak onlara haksızlık etmiş olursun. Bu yüzden bence vakit çok geçmedeen abinle paylaşalım. Belki o bizi hoşgörür, yani ilişkimizi. Özellikle de dürüst olmamız onu etkileyecektir gerçekten. Ama saklarsak üzülür ve öğrendiğinde asla iyi karşılamaz bizi. Abini de kaybetmeyi göze alamayız evet biliyorum ama şansımızı denemeliyiz." dedi. Ginny bunun nasıl bir fikir olduğunu bilmiyordu. Ama Dany'e bakmadan kafasını evet anlamında salladı. Kafasını Dany'nin omzuna rastlıyarak;

"Onuda kaybetmeye dayanamam zaten. Hem bilmioyrum artık korkuyla yaşamaktan bıktım. Bonny'nin yanına gitmeye korkmaktan bıktım. Ya birine anlatırsa demektem bıktım. Onla konuşalım Dany. Sen hakılısın şansımızı deniyelim. Hep haklıydın. Sen benden daha güçlüsün Dan. Umarım bir gün bende senin kadar güçlü olurum." dedi. Artık abisini düşünmeden Dany'e yaslanmıştı. Çünkü daha fazla dayanamıyordu. Yorulmuştu. Başkası ne der, bozulurmu diye düşünmekten yorulmuştu. Kafasını kaldırdı;

"Hadi gidip konuşalım." dedi.

Danny, sert bir cevap beklerken aldığı karşılık sadece Gİnny'nin başını omzuna yaslaması olmuştu. Danny bu yüzden hoşnut bir şekilde gülümsedi. Çünkü Ginny kızmamıştı belli ki. Bu da Danny'yi mutlu etmişti. Dan Ginny'ye tam hadi gidiyor muyuz diyecekken Ginny

"Onuda kaybetmeye dayanamam zaten. Hem bilmioyrum artık korkuyla yaşamaktan bıktım. Bonny'nin yanına gitmeye korkmaktan bıktım. Ya birine anlatırsa demektem bıktım. Onla konuşalım Dany. Sen hakılısın şansımızı deniyelim. Hep haklıydın. Sen benden daha güçlüsün Dan. Umarım bir gün bende senin kadar güçlü olurum."

dedi. Aslında Ginny yanılıyordu. Daniel'ın ondan daha güçlü olduğu falan yoktu. Danny sadece Ginny sayesinde ve onun için ayakta duruyordu. Eğer Ginny oömasaydı asla yaşayamazdı. Çünkü hayattaki tek mutluluğunu ve tek aşkını kaybetmiş olurdu. Bu da çok acı bir durumdu. Ancak onalr mutluydular şimdi ve bu yüzen ortada hiçbir sorun yokken üzülmenin anlamı yoktu. Danny neler söyleyebileceklerini düşünürken Ginny'nin kendisine iyice yaslandığını farketti. Belli ki yorulmuştu ve artık dayanamıyordu ayakta durmaya. Belki de oturmalılardı. Ama Ginny

"Hadi gidip konuşalım."

demişti ve bu da Dan'i sevindirmişti. Çünkü konuşacak gücü kendisinde bulmuş olması süperdi. Artık daha güçlülerdi. Zaten birbirlerine tutundukça kimse onları yıkamazdı artık. Çünkü birbirlerine bağlılıkları çok güçlüydü. Danny bunu hissediyordu. Danny içine bir anda doğan mutluluğun yarattığı heyecanla

"Pekala, hadi gidelim de onlara biraz gerçeklerden bahsedelim prenses. "

dedi ve ikisi birlikte Felix ile Bonnie'nin oyurduğu masaya ilerlediler.

» 1) Masa
» 3) Masa
» 4) Masa
» 5) Masa
» 6) Masa