~Platonik~ [Seviyorum bunu xD]

Ginny ile henüz görüşmüş olan Daniel gülümser bir ifadeyle önünne ilk gelen bara daldı. Bulunduğu bar Domuz Kafası'ydı. Ginny ile sağlıklı bir iletişim kurmuş ve bu sebeple mutlu olmuşlardı uzun bir aradan sonra yine. Ama yine de kafasını toplamaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden kendine kaymak birası söylemek üzere Domuz Kafası'nda bulunan tek kişiye doğru yürümeye başladı. Bar bomboştu. Belki de nedeni sabahın üçü olmasıydı. Bu vakit kafa dinlemek için iyi bir vakitti.

Daniel mutlu ve uykulu bir halde genç bayana yaklaştı ve

"Affedersiniz, acaba bir şişe kaymak birası alabilir miyim?"

diye sordu. Sonra uykulu gözlerini kırpıştırarak bayanın yüzünü iyice seçmeye çalıştı. Ama başı dönüyordu, zaten nedense yine alkol almıştı. Neyse ki bu sefer Ginny'nin haberi olmuştu ve o da Daniel'a katılmıştı. Yine de sürekli kaymak birası veya viski içiyor olması iyi değildi. Başının dönmesine ve uykulu olmasına neden oluyordu. Karşısında duran harika fiziğe sahip bayanı bile seçememişti zaten.

Sabahın köründe Domuz Kafası gibi biryerde bulunmak için saçma bir geceydi Leia için...Şimdi konforlu evinde yumuşak yatağında tatlı bir uykuda olabilirdi ya da şöminesinin önünde sıcak çikolata içebilirdi.

Ama onun yenide bu eski püskü,tozlu dükkanında ayyaş ve kafası iyi bir sürü adama hizmet ediyordu.Elind tozlu beziyle bardağı silerken uykulu uykulu gözleri daldı.

Affedersiniz,acaba bir şişe kaymak birası alabilir miyim?

Bir erkek sesiyle bölündü ayaktak uykusu.Yeni gelen adama baktı.Yüzü tanıdık olsa da çıkaramıyordu.
Şişeye uzanırken gülümsedi;

Sarhoş olmak için biraz geç değil mi genç adam?... Şişeyi sertçe tezgaha bıraktı ve yanına bir bardak çıkardı;

Bilirsin,gündüzleri kafa olmak iyi değildir...

Kafası dağınık görünen adama yaklaaştı,dirseğini masaya dayayıp elini çenesinin altına koydu

Bana çok tanıdık geliyorsun ama burada yeniyim..Romanyada ya da Fransada bulunmuş muydun yabancı??

Öncelikle, sarhoş olmak için bence belirli bir zaman gerekmiyor. Bu her insana bazen gereken bir şey. Gerçi zaten sarhoşum ama biraz daha sarhoş olmanın kötü bir getirisi olacağnı sanmıyorum. Çünkü alışkınım."

Leia kıkırdadı. Herkes başta öyle söyler.Sonra onları sürükleyerek dışarı atmamız gerekir...
Barın arkasındaki tabureyi çekip oturdu.Daniel dediklerini duymamış gibi birasını yudumladı ve devam etti;
Sen de bana tanıdık geliyorsun. Kafam yerinde olsa eminim hemen tanırım ama bir fikrim var. Okul yıllarında platonik olduğum bir kıza benziyorsun. Komik gelebilir ama öyle, eskidendi ama yani yanılıyor olma ihtimalim yüzde doksan. Gene de Leia'ya benziyorsun. Ah ne güzel kızdı ya. Ama Bonnie gibi bir sevgilim olunca onda kalan gözümü Bonnie oymadan çekmek zorunda kaldım."


Adının doğru söylenmesi(ki sarhoş olsa bile doğru telafuz etmişti)karşısında şaşıran Leia doğruldu ve karşısındaki adama daha dikkatli baktı.Kendisine platonik olan birini hatırlamıyordu ama olayın özü oydu,platonik olan bir kişiden zaten haberi olamazdı!Yine de çok sayıda insan olduğunu sanmıyordu,Leia okul zamanlarında pek sevilmezdi,bazı gruplara alay konusu olduğu bile söylenebilirdi.Gemiş zamanlarda olan bir olay olsa da gururu okşandı ve adama yaklaşıp daha dikkatli baktı.
Okul zamanlarından çok kişiyi hatırlamazdı,abisi ve ablası dışında.Ama şu an karşısında dağınık bir kafayla oturan adam oldukça netti zihninde.Bu mavi gözler alkolün etkisiyle biraz boş baksa da hatıralarındaki bir yerde sahipti.Sadece isim eksikti,dilinin ucundaydı isim ama...

Birden tokat yemiş gibi geri çekilip kaşlarını çattı.Platonik kelimesinden yorumlayabilmeliydi kim olduğunu ama platonik olduğu birinin kendisine platonik olması oldukça şaşırtıcı birşeydi!

Yutkunup güçlükle sorabildi;

D..Daniel??

Danny kaymak birasını yudumlarken karşısındaki bayanın kendisine yaklaşıp dikkatle baktığını farketti. Tanımaya çalıştığını anlayarak hiç bozuntuya vermedi. Ta ki "D.. Daniel?" dediğini duyana kadar. İçtiği kaymak birasını orlukla ve öksürerek yuttuktan sonra şok içinde

"Tanrım! Leia sen.. sen misin yoksa? Aman Tanrım, rezil oldum!"

dedi. Sonra yine kaymak birasından içerek uykulu ve sarhoş gözlerle genç bayana baktı. Bulanık görüyordu ama en azından artık bilerek ve gülümseyerek bakıyordu. Yanaklarının kızardığıı hissediyordu çünkü biraz utanmıştı.

Daniel zorlukla birayı yuttu;

Tanrım! Leia sen.. sen misin yoksa? Aman Tanrım, rezil oldum!

Durumdan en az Daniel kadar utanmış olan Leia kafasını karışıyıp utangaç bir bakış attı karşısındaki sarhoş delikanlıya.Garip bir gülümseme aldı yüzünü ve kan yüzüne pompalanırken Daniel'in bunu göremeyecek kadar sarhoş olmasını diledi

Demek..okulda benden hoşlanıyordun ha?Vay be... dedi gülerek.Bu iki kişi haricinde dükkan tamamen boştu ve yein doğan güneşin ışıkları kendini belli etmese de hafifçe aydınlatmıştı çevreyi...

Daniel gülerek

"Evet ama Bonnie'den fırsat bulamadım. O zamanlar da pek çapkın sayılmazdım. İki kızı bir arada idare edecek kadar falan. Ama şimdi üç bayanı birden idare ediyorum diyebiliriz. Neyse, ya sen? Beni nasıl tanıdın? Halim berbat ve yanılmıyorsam daha okul yıllarındayken leş gibi içki kokmuyordum. Gözlerim parlıyordu ve sarhoş değildim. Nasıl tanıdın? Aklına yer eden bir şey olmuş olmalı."

dedi. Sonra birayı bir kenara bırakıp kendine gelmeye çalıştı. Daha fazla içerse sızıp kalabilirdi.

Evet ama Bonnie'den fırsat bulamadım. O zamanlar da pek çapkın sayılmazdım. İki kızı bir arada idare edecek kadar falan. Ama şimdi üç bayanı birden idare ediyorum diyebiliriz.
Neyse, ya sen? Beni nasıl tanıdın? Halim berbat ve yanılmıyorsam daha okul yıllarındayken leş gibi içki kokmuyordum. Gözlerim parlıyordu ve sarhoş değildim. Nasıl tanıdın? Aklına yer eden bir şey olmuş olmalı."

Aslında gözlerin... dedi ve durdu.Sesi gereksiz yere dükkanda yankı yapıyordu,yaklaşıp uykulu bir ses tonuyla fısıldadı;

Aslında gözlerin tahmin ettiğinden daha fazla ele veriyor seni..Nasıl desem garip bir koyuluğu var... Bir bardak çıkarıp ateşviskisi doldurdu ve bardaktan bir yudum aldı.O geceki ilk içkisi değildi,Domuz kafasında olanları kaldırmak yürek isterdi...
..ve bir miktar da alkol...
Viskiden küçük bir ydum alıp bardağı tezgaha bıraktı ve Daniel'in gözlerinin içine bakarak fısıldamayı sürdürü;

Bak dışarısı açık mavi,gökyüzü gibi ama tam olarak değil...Çevresi koyu mavi göz bebeğinse simyiah ve çok uzun süre bakarsan büyüyor gibi.Tabi se göremiyorsun bunları ama...ama çok güzel!
Hayran hayran Daniel'in gözlerine bakarken kafasının hafiften iyi olmasından yararlanarak düşündüklerini söyledi:

Aslında çok garip,yani platonik olduğun çocuğun sana platonik olduğunu öğrenmek zamanında...Yani o zaman bunu öğrensem Bonnie'yi engellemenin elbet bir yolunu bulurdum ama pek kendinden emin bir çocuk sayılmazdım şimdinin aksine...Yani avantaj senin elindeydi..Ama garip cidden,yani gizliden gizliye iki taraf ta bilmezken birbirinden hoşlanması..Cidden garip...

Elini yeniden çenesinin altına koydu ve sevimli bir gülüş takındı...

Daniel hoşnutlukla gülümsedi ve

"Gözlerime hayran olman beni cidden şaşırttı ve şımardım. Ayrıca keşke zamanında öğrenseymişim. Belki de bunlar hiç olmazdı. Yani Bonnie ile olanlar ama her neyse, bilmiyorsun ve böyle kalsın."

diyip dil çıkardı. Artık yüzü ve gözleri daha da çok gülüyordu. Leia'nın sohbetini sevmişti. Tek sorun Daniel daha duygularını aktaramamıştı. Öksürerek konuşmaya başladı:

"Biliyor musun senin neyine hayrandım? Zorluklara karşı çok güçlüydün. Hiç kimse seni yıkamazdı manevi anlamda. Seninle arkadaş veya sevgili olmayı çok isterdim ama çekindim işte. Senin yerine başka dostlar bulmak zorunda kaldım. Bonnie, Brian, Ginny ve Rose'u falan saymıyorum. James.. James Martin Strong, o benim en yakın arkadaşım. Benden büyük evet ama iyi anlaşıyoruz. Ruh halimin ve hareketlerimin uyduğu tek kişi gibi. Ama yine de seninle de yakın olmayı çok isterdim Leia."

Konuşması bitince birasından yine biraz içti ve yine Leia'ya bakarak

"Unutmadan söyleyeyim, fiziğin de muhteşemdi. Hala da muhteşem yanılmıyorsam."

dedi, güldü. Dikkatle Leia'ya bakmaya başladı. Yıllardır görmediği platonik aşkını sonunda görmüştü.

Gözlerime hayran olman beni cidden şaşırttı ve şımardım. Ayrıca keşke zamanında öğrenseymişim. Belki de bunlar hiç olmazdı. Yani Bonnie ile olanlar ama her neyse, bilmiyorsun ve böyle kalsın.

Leia anlayışla başını salladı.Bilmediği şeyleri bilmemekten memnundu,gömülü olanları kazıp çıkartmaya gerek yoktu...

"Biliyor musun senin neyine hayrandım? Zorluklara karşı çok güçlüydün. Hiç kimse seni yıkamazdı manevi anlamda. Seninle arkadaş veya sevgili olmayı çok isterdim ama çekindim işte. Senin yerine başka dostlar bulmak zorunda kaldım. Bonnie, Brian, Ginny ve Rose'u falan saymıyorum. James..

Daniel'in söylediklerine karşı hafif bir mahçubiyet ve gurur hissetse de James adı geçince ürperdi.Doğru ya James ile Daniel o zamanlar çok yakınlardı!

...James Martin Strong, o benim en yakın arkadaşım. Benden büyük evet ama iyi anlaşıyoruz. Ruh halimin ve hareketlerimin uyduğu tek kişi gibi. Ama yine de seninle de yakın olmayı çok isterdim Leia."

Leia içini garip bir sıcaklık kaplayınca ürperdi ve yeniden içkiye sarıldı.

Unutmadan söyleyeyim, fiziğin de muhteşemdi. Hala da muhteşem yanılmıyorsam."

Bardaktakileri kafaya dikip sertçe masaya bıraktı ve tezgahtan ile fırlattı.Kayan bardak tezgahta ilerleyip diğer bardakların yanına düştü.

Seninde gözlerin hala muhteşem...yüzündeki çocuksu edan hala aynı ve... durdu yine tereddütle aklına gelen cümleyi söyledi.

Hala muhteşem görünüyorsun.Sadece büyümüşsün ve yıllar seni olgunlaştırmış.Ses tonun hatırladığımdan daha kalın ama hala inaılmaz gözüküyorsun...
Gülerek ekledi;
içtiklerine rağmen!

Yeniden göz attı Daniel'e...iyi görünmüyordu oldukça yorgun ve bitkin görünüyordu. Sempatik bir gülümsemeyle baktı Daniel'e.Nedense hala bu adam için birşeyler beslediği düşüncesindeydi. Şimdilik,başta yabancı sandığı Daniel onun için dost gibiydi,zaman geçirmekten hoşlanacağı türden biri...Ama o mavi gözlerde kendisini daha derinlere çeken birşey olduğunu da inkar edemezdi...
Eliyle Daniel'in saçlarını karıştırıp içkileri ve bardakları kaldırdı.

Gitsek iyi olur Black...hala bir Blacksin değil mi? Gülümseyerek göz kırptı ve bardağı yüksekteki rafa koydu.Yeniden Daniel'e dönüp elleri belinde kaçamak bir bakış attı;

Yani sen gitsen iyi olur...Halin duman daha fazla içmeye devam edersen içki ruhsatımı ya da kendimi kaybedebilirim!

Daniel'i süzdükten sonra koluna girdi ve yarı ayık yarı sarhoş adama kapıya kadar eşlik ederken devam etti;

Benim kalmam gerek.Dükkanda akşam bir kavga çıktı ve heryer birbirine girdi.Buraları temizleyeceğim ve ben daha uyumadan yeniden insanlar doluşacak!

Kapının dışına geldiklerinde yeniden Daniel'e baktı.İçi kıpır kıpırdı ve uzun süredir böyle hissetmemiş olduğunu farketti.

İyi geceler Daniel! dedi ve Daniel'in yanağına küçük bir öpücük kondurdu.
Küçük ve çocuksu...Okul zamanında Daniel'e her baktığında yapmak istediği gibi..
Küçük ve sempatik...

Ardından utandığından mı bilinmez hiçbirşey demeden yanından kaçıp kapıları örttü.
O gece böyle bitmişti işte...
Bilinmez bir son ile.


(Out: İşte kibarca kovmak bu oluyor...Anlayış bir yere kadar:P )

Daniel kibarca kovulmanın getirdiği komediyle kendine hakim olamayarak dışarı çıkınca sert bir kahkaha attı ve

"Tanrım! Bu kadınların hepsi böyle. Kendilerine hakim olamayacaklarını anlayınca kapı dışarı etmenin bir yolunu buluyorlar hep. Neyse!"

dedi. Sonra son bir kez Domuz Kafası'na bakarak yola koyuldu. Canı sıkılmıştı işte yine. Parlayan Göl'e gitmek gene en iyi fikirmiş gibi görünüyordu Danny'ye. Bu yüzden gözlerini yumarak Parlayan Göl'e cisimlendi. Aklında hala Gina ve Leia'nın şahane vücudu ile gözleri vardı. Kendini toparlaması için Parlayan Göl iyi bir yardımcı olacaktı kesin.

out: Küserdim aslında ama (çünkü önemli bir işim olduğunu ve ertesi gün yazacağımı söylemiştim) vazgeçtim. Çünkü iyi günümdeyim ve rp yapasım geldi xD Tüm yarım rpleri tamamlıyorum xD

(Out: Göya çıkacaktım ben de laf atamadan duramadım! Yav hocam kızma benim de burada bitirmem gerekiyordu bitmezse sonu belliydi zaten... Böylesi en iyisi oldu,zuhahaha nedense bu son daha çok eğlendirdi beni! )

out: Ben de bu sonu daha çok sevdim Sonu iyiye gitmezdi zaten