Belki..

Matthew o gün kendini iyi hissediyordu çok iyi olmasa da en azından yüzü gülecek kadar iyiydi ama evde sıkılıyordu. Nereye gideceğini düşündü.. düşündü.. Aklına
"Üç Süpürge" geldi. Yürümek istiyordu,evinden dışarı çıkmak için kapıyı açtı ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladı. Hogsmeade'e kadar yürüdü ve Üç Süpürge'nin kapısı aralayarak sessiz adımlarla içeri girdi. Barmenin karşısına bir sandalye çekti ve cübbesini çıkararak ;
"Bunu nereye asabilirim?" dedi usulca barmene doğru eğilerek..
Barmen Matthew'in cübbesini alarak arkasında bulunan askılığa astı.
"Sağol,biliyorsun. Kaymak birası." Barmen
"Evet!" dercesine kafasını salladı ve Matthew barmen'in gelip,birasını getirmesini beklemeye başladı. Cübbesini çıkarınca istemeyerek saçını da dolaştırmıştı,kafasını ovalayarak sarı saçlarını düzeltti,elleriyle üzerindeki tozları sildi. Kapıdan bir gıcırtı duymasıyla gözü kapıya yöneldi ve gözü gelen bayanın saçlarına takıldı,sanki bu aralar çok dikkat ediyordu saçlara.. Abisi yüzündendi.. Abisi yapmıştı herşeyi ! Kafasını barmene doğru çevirdi ve barmenin uzattığı kaymak birasını alıp masaya koydu.

Hey! dedi kapıdan az önce girip barmenin getirdiği kaymak birasını masa bırakmış adamın yanındaki sandalyeye,erkeksi bir tavırla oturup elini dizinin üstüne koydu. Adam içeri girdiğinde kendinden emin tavır ve hareketleri Leia'nın ilgisini çekmişti,onu mekanın en uç köşesinden takip etmişti gözleriyle.Daha nazik gelmeyi isterdi yanına ama Nezaket yoksunuydu biraz,barmaidlik yapmanın yan etkileriydi.Yine de bu hareketlerin kendine olan güvenini yansıtmasını umdu.

Kaymak birası içmek için güzel bir gün... dedi gülümsemesini genç adamdan esirgemeden.Konuşmalara havadan sudan başlamak en çok kullandığı yöntemdi,hele birinden bilgi almak istiyorsa...Yine de şu an buraya adamla hoş bir sohbet etmek için gelmişti.Bu tanımadığı genç adamın utangaç ve pısırık olmamasını diledi,öyleyse yanından bir an önce uzaklaşması gerekecekti!

" Hey! "
" Kaymak birası içmek için güzel bir gün... "
yanına gelen kadına tekrar baktı,güzel görünüyordu.Ama biraz farklıydı bu sefer.. Bu kız biraz erkeksiydi sanki.. Ama kızın güzelliği Matthew'in aklını başından almaya yetiyordu. Konuşmak için uygun bir zamandı ama boğazı kurumuştu birasından bir yudum alıp;
" Merhaba,güzel bayan. "
dedi ama bir yandan karşısındaki kızın kendine güzel denmesinden hoşlanmamasından ve herhangi bir tokat veya tekme yemekten korktu. Hoş kadınlar övülmeyi severdi ama düşündüğü gibi bu kız diğerleri gibi değildi.. Bayanın ne diyeceğini merak ediyordu.
" Barmen arkadaşım bu güzel bayana da benden bir kaymak birası! "
Kadının kaymak birası sevmesini umuyordu.. Gerçi kendisi;
" Kaymak birası içmek için güzel bir gün... "
demişti. Birasından yudumlayarak,gelen birayı kızın önüne koydu.

Merhaba güzel bayan... dedi bu yabancı kibarca.Yine de derken tereddüt etmişti ve bir beklentisi var gibiydi.Leia birşey söylemek için dudaklarını araladığında Matthew barmene sesledi;

Barmen arkadaşım bu güzel bayana da benden bir kaymak birası!

Barmen birayı önüne koyarken Leia kıvrılan dudaklarına uygun bir bakış attı;

Her güzel bayana bira ısmarlamak alışkanlığınız mıdır bayım?
dedi arkasına yaslandı ve kollarını kavuşturdu.Buralardaki kimseden çekinmezdi,daha yeni gelmişti kendisini tanıyanlar olsa bile bu huyunu bilirlerdi.Sakar unutkan olmasına karşın mantıklıydı,açıksözlü ve karşısındakiyle kelime oyunları oynamayı seven biriydi.
Bu gün de de yeni tanıştığı bu "centilmen" adamla kibar ama anlamlı kelimeler kullanma isteği içindeydi.Kendisine ikram edilen biranın bulunduğu soğuk bardağı kavrayıp 2 yudum aldı...Evet kaymak birası içmek için cidden güzel bir gündü...

" Her güzel bayana bira ısmarlamak alışkanlığınız mıdır bayım? "
" Çok mu belli ediyorum güzel bayan? Bu kadar meraklı olmak iyi değildir.. "
dedi ukalaca. Baştan bilmiş gibi görünmek istemiyordu ama tipi buydu ve elinden gelen birşey yoktu yapacağı tek şey birasına sarılmaktı yani öyle gözüküyordu.
" Nasılsınız? Daha önce rastlamadım böyle bir bayana.. Buraya yeni geldiniz heralde.. "
dedi ellerini ovalayıp..

Çok mu belli ediyorum güzel bayan?Bu kadar meraklı olmak iyi değildir...

Adam birasını yudumlarken pişkin bir gülümseme belirdi Leianın yüzünde.

Belki...Belki değildir,belki de öyledir. dedi ve önündeki birayı birkez daha yudumladı.

Nasılsınız?Daha önce hiç rastlamadım böyle bir bayana,buraya yeni geldiniz herhalde... dediğini duydu Matthew'ın.

Aslına bakarsan... Sizli anlatımı boşverdi,
...evet,yeni geldim.En son Romanydaydım,ondan önce Fransada ondan önce de burada.Ama eski zamanlardı,oldukça eski...

Dirseklerini masaya dayayıp ellerini birleştirdi

İltifatları geçelim.Adın ne?Benimkisi... Durakladı,adını söyleyip söylememekte tereddüt etti.Abisine adının Isabella olduğunu söylemişti,tanışık olma durumları söz konusuysa gizlediği kimliği tehlikeye girebilirdi!

..Isabella dedi sonunda Isabella Harper.Seninki?
Sorgulayan bir bakış atıp bir isim duymayı bekledi...

" Belki...Belki değildir,belki de öyledir.
Aslına bakarsan...
...evet,yeni geldim.En son Romanydaydım,ondan önce Fransada ondan önce de burada.Ama eski zamanlardı,oldukça eski...
İltifatları geçelim.Adın ne?Benimkisi...
..Isabella Isabella Harper.Seninki? "

"Matthew.. Eric,Matthew Eric Green."
dedi göz kırparak. 'Isabella'ya..
"Çok eski ha.. genç görünüyorsun bayaa küçük olmalısın buradayken..
Isabella.. güzel bir isim. Harper.. bir yerden çıkaracağım sanki.."
Kızı süzmeye devam etti.. Onu süzmekten birasını unutmuştu.. Diplerine yaklaşan birayı kafasına dikerek birasını bitirdi..

Matthew...Eric,Mathew Eric Green diye cevapladı Matt kendisini.Leia kafasını onaylarcasına sallarken Matt göz kırptı;

Çok eski görünüyorsun bayaa küçük olmalısın buradayken...

Aslında buralardan ayrıldığımda heniz 16-17 yaşlarındaydim şimdi 20 olduğuma göre...3-4 sene evel.
Duraklayıp gözlerini boşluğa dikti
Vay be sadece 3 sene...Oysa asırlar geçmiş gibi! diye düşündü kederle.Olmak istediğin yerde olamayınca zaman çabuk geçiyordu...

Isabella...güzel isim. Harper..bir yerden çıkaracağım sanki..
Matt birasını kafaya dikerken Leia kıkırdadı. Quidditch dersem hatırlaman zor olmaz.... diye düşündü.
Tabii dışarıdan söylediği farklıydı;

Ailem buralı değildir,annem buralı ama babam başka bir yerden,ehem şey...Fransadan işte!Soyadda ondan geldiğinden...bildiğini sanmıyorum,karıştırıyorsundur... diye saçmaladı.Bir yalan daha söylemişti işte boş yere,işler iyice sarpa sarmaya başlıyordu.Sessizliğini sağlamak için birasını kullandı ve bitirip boş bardağı masaya bıraktı.

"Aslında buralardan ayrıldığımda heniz 16-17 yaşlarındaydim şimdi 20 olduğuma göre...3-4 sene evel.
Ailem buralı değildir,annem buralı ama babam başka bir yerden,ehem şey...Fransadan işte!Soyadda ondan geldiğinden...bildiğini sanmıyorum,karıştırıyorsundur..."

Matthew ne olduğunu anlamadı aklı karıştı sohbet etmek istemiyordu.. Yani sıkılmıştı aynı konulardan..
Sormasının gerekli olup olmadığını bilmiyordu ama sormalıydı yoksa tırnaklarını yemeye başlayacaktı.
"Tarafın ne?"

Tarafın ne?

Leia bunu duyduğunda uzun süreli bir öksürüp nöbetine girdi.Boğulmamak ve bu nöbetten kurtulmak için yanından geçen barmenin önlüğünü çekiştirip elindekini aldı ve kafaya dikti.Ancak kendine gelmiş Leia yanaklarının kızarıklığına aldırış etmeden toparlandı;

Öhöm..Bunu öğrenmekteki çıkarın ne? dedi geçiştirmek amacıyla.Karşısındakini tanımıyordu ve tehlikeli biri olabilirdi...Tam da bulaşmak isteyeceği biri.Ama şu anda merakına rağmen kendi iç karmaşasını bastırabiliyordu,kavga etmek ya da "tarafdaşıyla" bilgi paylaşmak için uygun zaman değildi...

Iss'in sırtına vurdu.
"Kafanı kaldır Iss.."
dedi Iss'in öksürüğünün geçmesi umuduyla.. Issy birden yanından geçen barmenin önlüğünü çekiştirip elindekini aldı ve kafaya dikti.
"Öhöm..Bunu öğrenmekteki çıkarın ne?"
"Söylemezsen söyleme.. Meraklı değilim.Kafam dağınık öldürmeyeceğim seni!!"
dedi kendini itilmiş hissederek.. Kafasını diğer tarafa çevirdi.
Yüzünün rengi değişti ve bir bira daha istedi.
"İster misin?"
diye sordu Iss'e..

Söylemezsen söyleme.. Meraklı değilim.Kafam dağınık öldürmeyeceğim seni!!"

Leia adamı kırdığını düşünse de konunun dağılmasına sevindi.Tepkileri bir yoldaşlık üyesi tepkisine benzemese de...

Bir bira daha istediğinde Leia saatine baktı.Domuz kafasına gitmeliydi...

Hayır almasam iyi olur gitmem gerek çünkü..Domuz kafasında çalışıyorum,yeni sahibiyim oranın.
Ayağa kalktı gitmeden önce omzunun arkasından bakıp gülümsedi

Bir ara uğra birşeyler ısmarlarım sana...

Son bir gülücük attı ve topuklu ayakkabılarının sesi eşliğinde oradan ayrıldı...