Daniel, mutlu bir şekilde koşturarak ordan oraya gidiyordu. Nereye gittiğini bilmiyordu ama mutluydu her nedense. İlk defa kızı Dany'yi görmüştü, Nerissa ile barışmıştı ve Taylor.. Oh Taylor, ne kadar da sempatik ve iyi yürekli bir kızdı. Daniel onun gibi biriyle tanıştığı için şanslıydı. Bu da zaten oradan oraya koşuşturmasına yardımcı olmuştu.
Koşturmaktan yorulduktan sonra önce evine uğrayıp ılık bir duş aldı ve sonra en sevdiği kot pantolonu ile t-shirtünü giyip evden ayrıldı. Gideceği yer belliydi.. Domuz Kafası. Leia'yı görmek iyi olurdu, hem de biraz kaymak birası içmek. Artık içkinin dozunu kaçırmayacaktı. Sonuçta Taylor bundan hoşlanmayabilirdi.
Danny, Domuz Kafası'na gittiğinde içeride tanıdık olarak iki güzel bayan ve birkaç 'öylesine' tanıdık kişi vardı. Kimmisiyle sohbeti olmuşkimisiyle de vakit geçirmek için gezmişti. Ama iki kişi, onlar Amy ve Leia'ydı. İki güzel bayanın yanına ilerledi ve tatlı bir ses tonuyla
"Bakın kim geldi!? Umarım bana da kaymk birası ve oturacak yer vardır."
diyip hiç beklemeden Amy'nin yanındaki boş sandalyeye oturdu. Sonra Leia'ya dönüp
"Bir ara da James'la geleceğiz, itiraz istemem. Kim bilir seni ne kadar özlemiştir?"
diye mırıldandı. Tekrardan Amy'ye baktı ve
"Gözlerim bana yalan söylemiyorlar değil mi? Amy Béll Black, sensin? Nerelerdeydin? Anlat bakalım."
diyerek muhabbeti açmaya çalıştı.