Arayış ve Sonuçları

((Queen-Tie Your Mother Down))



Liz sulugözlerin enfes tadının doruklarında keyifle içeri girdiğinde aniden kavurucu bir alev saldırısına uğradı.Hemen geriye kaçıp kapıyı kapamayı düşündü,ama bu saçma düşünceden anında vazgeçti.
Diğer kapı da kitliydi,Liz ilk girdiğinde açmak için kapıyı çok çekmişti ama açılmıyordu!
Çıkmanın tek yolu buydu!

Kapının eşiğinden ürkekçe başını uzatıp gizli gizli girmeye kalktı,ama daha ilk adımını atamadan yeniden kavurucu ateş dalgasıyla karşılaştı.
İşin kötü tarafı nereden geldiği de belli değildi

Hayk!

Geri atlayıp sırtını duvara yasladı ve derin derin nefes aldı.
Önce soğuk şimdi sıcak!Bunlar ikisini bir arada yapamaz mıydı?!

Sonunda kavrulsa da koşa koşa geçmeye kara verdi.İçeri kafasını soktuğunda sığınabileceği devasa bir kutu arkası kestirmişti gözüne,koşarak belki onun arkasında bariyer oluşturabilirdi.

Kapının dışında maratonda koşacak koşucular gibi yerini aldı,dağılan saçları görüşünü biraz kapasa da keskin gülüşü ve kendinden emin bakışı hazır olduğunu belli ediyordu.

Hayalinde bir ıslığın öttüğünü düşündü ve koşmaya başladı.Yavaş bir koşucu değildi,gerektiğinde tabanları yağlamak için koşmayı iyi bilmeliydi!
Kapıdan girdiğinde yine alev dalgası bekliyordu,onun yerine tiz bir çığlık ve tam önünde beliren ejderha ile karşılaştı.




Telaşla fren yaptı ve hemen önündeki kutunun arkasında eğildi.
Eğer bunu zamanında yapamamış olmasaydı "Kızarmış Liz" ile beslenebilirdi ejdercik.

Nasıl?! dedi Liz kutunun arkasındayken.
Ateş saldırısı durmuştu,Liz kafasını çıkarıp çıkarmama konusunda çelişkideydi.

Olduğu yerde çevresine bakındı.Duvarları isten simsiyah olmuş bir odadaydı.Oldukça genişti.Az önce girdiği kapının yanından yukarı balkona uzanan iki merdiven vardı.Balkonun dayalı olduğu duvarda hiç tablo yoktu,yanlızca kırmızı bir kapı.
Menteşeleri gümüşe boyanmış kan kırmızısı bir kapı!

Neden her işimde bir kapı olmak zorunda?! diye hayıflandı.Heyecanın gafletiyle merdivene koşarak ulaşmak için davrandı ama ayağa kalktığında kırmızı pullu ejder ondan önce davranıp viyakladı ve önünde belirdi.
Liz yine korkuyla az önceki kutunun üstüne çıkıp kendini arkasına atmasaydı,yine,"Kızarmış Liz" olabilirdi!

Bu manyak yaratık zihnimi mi okuyor benim?! diye mırıldandı şaşkınca.Neden böyle bir odanın içinde kutular olduğunu da anlayamamıştı.
Tek gözünü kutunun aralığına dayayıp içindekine baktı.Garip oval benekli şekillerin yumurta olduğunu anladı.Gümüş bir kabuğu ve turkuaz benekleri olan ejder yumurtaları...

Yine de aptal kutular ateşi önlüyor!


Ejderin zihnini okuyup okumadığını kontrol etmenin tek yolu vardı. Merdivenleri tırmanıp kapıdan girdiğini hayal etti.Daha saniyeler geçmeden ejder merdivenin başına alevler saçtı

Bittin sen!dedi Liz keyifle.

Odanın diğer ucundaki duvardan geçtiğini hayal etti.Aptal ejder bunu yuttu ve iç parçalayan ciyaklamasıyla duvara doğru uçtu.

Fırsat bu fırsat,Liz son sürat merdivenleri tırmandı ve kapıya davrandı.Son kez ejdere baktığında o buz mavisi keskin gözleri gördü.Parlayan kıpkırmızı pulları,altın sarısı keskin pençeleri.
Ne kadar endamlı ve şatafatlı bir canlıydı!

Eğer ejderleri araştırmış olsaydı şu hissettiklerinin "ejder korkusu" diye tabir edilen duygu olduğunu anlardı.Ejderler zihin güçleriyle insan ırkının aciz beyinlerini ele geçirmekte ustaydılar.Liz bir an her renkte parlaya kırmızı puldan gözlerini alamadı,anvai çeşit renk şenliğinde boğulur gibiydi.

Ama artan ısı onu kendine getirdi ve kolundaki acıyla tümüyle uyandı.
Ejderin kesici penceleri koluna derin ve büyük bir yara açmıştı.Liz dişlerini deli gibi sıkıp kapıdan girdi ve ejder kolunu koparmadan önce kendini kurtardı..