Ağacın Altı

Eva yüzüne vuran ışıkla gözlerini aralamıştı.Yorgundu ama uyumakta istemiyordu.Bugün bir işi yoktu.Bütün gün yatabilirdi ama Eva biraz dolaşıp rahatlamak istiyordu.Yavaşça yatağından kalkıp yüzünüde yıkadıktan sonra dolabının başına geçmişti.
Dolaptan mavi bir tişört ile siyah bir pantolaln çıkarıp giymişti.Aynada kendine baktığında iyi gözüktüğünü görmüştü ama saçları biraz dağınıktı.Biraz fırçalamak saçlarını düzeltebilirdi.Komidinin üstünden tarağı alıp biraz saçlarını fırçaladıktan sonra saçları normal haline geri dönmüştü.Saçlarına vuran ışık göz kamaştırıyordu.Eva'nın saçlarıda güneşin etkisiyle turuncuya bakan bir renk alıyordu.
Eva saçlarına bakmaya devam ederken pencereden giren rüzgar ile kendine gelmişti.Tatlı bir rüzgardı.Eva'nın vücudunu okşuyordu.Eva bu rüzgara dayanmayıp kendini Hogwarts'tan dışarı atmıştı.Rüzgarda saçlarını savurabilirdi.

Bahçede ilerlerken Göl Kenarına gitme fikrine kapılmıştı.Eğlenceli olabilirdi.
Adımlarını sıklaştırarak göl Kenarına doğru ilerlemeye başlamıştı.Tam tahmin ettiği gibi ileride Hilary vardı.Eva sessiz sessiz yaklaşarak Hilary'nin gözlerini kapatmıştı ve Hilary'e; "Ben kimim?" diye sormuştu.
Bu göz kapamayı bir muggle filminde görmüştü.Değişik ve komik bir hareketti.Eva Hilary'nin kendisini bilmesini beklemeye başlamıştı.

Ginny o gün çok sıkılıyordu.Ders yoktu.Yapıcağı hiç bir şey yoktu.Dükkanı abisi Geroerge'a emanetti.Hogwarts da odasında oturmuş dinleniyordu. Biraz açık hava almak istediği için dışarı çıktı.Göl kenarında bir kaç öğretmen vardı.Bu iyiydi çünkü biriyle konuşmak istiyorudu;

"Biraz daha yalnız kalırsam patlicam" düşüncesiyle göl kenarına gitti. Ağacın altında diğer öğretmenlere yaklaştı.Yerde çimlerin üzerine oturdu.Biraz kuruldu.Gerindi ve Rose'a dönerek;

"Bu gün çok güzel değilmi.Ama biraz sıkıcı.Rahatsız etmiyorum ya?" Diye sordu.Gülmensedi ve göz kırptı.

Rose Ginerva'yı gördüğüne çok mennun oldu.Uğultu devam ediyordu.Ginerva'nın sorusuna:
-Evet,burası çok güzel.Beni rahatsız etmiyorsun.Geldiğinede sevindim.Nasılsın?dedi ve Ginerva'nın yanına yaklaştı.

Rp out:Biraz kısa oldu,özür

Ginevra biraz güldü ve Rose'un sorusuna cevap verdi;

"Ah.. iyiyim teşekkür ederim ama bu gün baya bir sıkıcı geçiyor.Dükkanda işim yok.Burdada dersim yok gelip biraz oturayım dedim.Sen nasılsın? Umarım günün benden daha iyi geçüyordur."

Rose onu gördüğüne cidden sevinmişti.Heralde oda sıkılıyordu.

Ginny bir anda kolunca bir sancılanma hissetti. Ama bunu Rose'a çaktırmamalıydı.Yavaşça ayağa kaltı.Rose bakarak;

"Şey şimdi aklıma geldi.Benim gidip dükkandan mal listesini almam lazım.Yane şey görüşürüz.Hoşçakal" dedi. Rose şaşırmış gibi Ginny'e bakıyordu. Ama Ginny'nin gitmesi gerekiyordu Karanlık Lord onu çağarıyordu.Hızla oradan uzaklaştı.

Annabella'nın kafasını biraz boşaltması gerekiyordu. İlk önce sıvaserpil olmuş bir çocuğu tedavi edip evine geri göndermiş, bir pıtırkurtun ısırdığı kızın yarasına krem sürüp hippogrifin pençelediği bir çocuğun yatışını yapmıştı! Her insan bu kadar yorucu bir günden sonra dinlenmek isterdi heralde!

Sessiz olur umuduyla en sevdiği, Şamarcı Söğüt'ün yakınlarında olan en sevdiği çınar ağacını altına gitmeye karar verdi. Ama uzaktan görür görmez de bir sürü insan olduğunu fark etti ağacın orada. Aralarında birkaç tanesi ölüm yiyendi galiba. Hepsi uzun kollu giyinmişti. O neden askılı giymişti sanki?! Bunu hiç düşünememişti. Karanlık işareti açık açık belli oluyordu. Hemen bir çalının arkasında birkaç büyülü söz mırıldandı ve karanlık işareti kaplayacak şekilde kocaman bir bilezik takmış oldu.

Onların yanına doğru ilerlemeye başladı. En sonunda ağacın altına ulaştığında hepsine baştan savma bir;

'' Merhaba... ''

dedi. Ardından bir yere oturayım derken bir çalıya takılıp düştü. Kolunda ki bilezik kaydı ve Rose Weasley'nin gözlerinin karanlık işaretine kaydığını gördüğünü zannetti. Eğer gerçekten öyleyse -

İşim bitti, diye düşündü Anna. Umarım Ölüm Yiyen olduğumu anlamaz!