Bir müddet...

Matt derslerin yoğunluğundan kaçış olarak yine göl kenarına geldi.1.sınıftan beri buranın sükunetli havası hoşuna giderdi,çarşaf gibi dümdüz göl düşündürücüydü. Buraya ilk geldiğinde Jess'le tanışmıştı ve Jess bir süreliğine kendisini o dehşet düşüncelerle baş başa kalmaktan kurtarmıştı.

Sonra Rachel'ı hatırlayınca gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.Hiperaktif kız kendini yine belli etmiş ve günü birbirlerine su sıçratarak bitirmişlerdi!
Bu göl Matt'in cidden rahatlatan tek yerdi. Sessizliğin huzurlu keyfine varırken her zaman yanında taşıdığı bej çantadan kalın bir kitap çıkardı ve kitabın kaldığı yeri açıp okumaya başladı.Satırları hızlı hızlı okusa da anlamıyordu,çünkü kafası tam olarak kitapta değildi...

Liz "Kaygan Zemin" operasyonundan sonra üstüne yeni bir tişört geçirip ayna karşısında saçlarını karıştırdı. Saçlarına yeni uyanmış havası vermeyi seviyordu,kendisine ciddiyetsiz bir hava verdiği kanısındaydı. Üstündeki lacivert tişörte baktığında keyiflendi,sevdiği ve güve yemeği olmamış tişörtünü giymişti,üzerinde büyük punto Yanıcı Madde yazıyordu! Tişörtün kendine kattığı özgüven ile büyük merdivenlere çıktı ve basamakları dörder dörder atlayarak indi.

Bahçeye çıktığında ufak tefek bir Gryffindorlu kendisine çarptı

"Hey velet,dikkatli yürü!" diye çıkıştı 1.sınıf olduğunu düşündüğü kızıl saçlı ufak kıza. Kız kendisini yeni farkediyormuş gibi şaşkındı,gözlerini kocaman açıp kekeledi

Şey,be..be..ben görmedim..

Gör ya da görme bir dahakine çarpmayı bırak bana dokunursan o turuncu saçlarını burnuna sokarım! dedi Liz hırçınca. Kız ağlayacak gibiydi ama Liz bunları söylemeliydi.Normal bir sabah olsa homurdanıp görmezden gelirdi,ama o an merdiven başındaki Slytherinli grup kendisini izliyordu,amansızca kıkırdayıp kızı işaret ediyorlardı.
Kahkahalarla gülmeye başladılar,çünkü kız ağlayarak koşturmaya başlamıştı. Anlaşılan zorbalıktan hoşlanmıyordu,ne yazık!

Gözlerini kısıp kafasını kaldırdığında James ile göz göze geldi.O da köşe başında sigara içiyordu ve soğuk bakışlarında kendisini onaylamayan bir ifade vardı. Tüyler ürpertici bir sakinlik,ama duygusuz bir ifade...O kadar rahatsız oldu ki bakışlarını kaçırmak zorunda kaldı. Daha iki adım atmıştı ki yılan çetesi çevresine dolandı.Bunlar aritmasi dersi öncesinde karşılaştığı gruptu.Sarışın,kendisinden birkaç yaş büyük bir Slytherinli çocuk büyük bir kibirle elini Liz'in omzuna attı;

Hey Liza!Adın buydu,değil mi?

Hayır Lisa..

Her neyse,sen şu geçen sene tabloları karalayan kızsın değil mi?? Şişman kadın o kadar ağladı ki unutmak mümkün değil!

Evet evet,Hitler olayı süperdi! dedi ardından gelen çakal gibi bir deri bir kemik bir çocuk. Suratı sivilce doluydu ve aniden önünde belirince ürktü.Gerilemek istedi ama sarışın çocuğun eli kerpeten gibiydi.

Diyorum ki arada bizle takıl,bizimde eğlenme yöntemlerimiz vardır diye tısladı çocuk muzip bir gülümsemeyle.Liz her ne kadar Slytherinle övünse de bazen bu heriflerden tiksiniyordu.
O kadar tiksiniyordu ki Slytherinli olduğu için kendine lanet ediyordu.

Kafasını çevirip şaşkın bir bakış attı.Öyle kendini bilmiş bir eda ile sırıtıyordu ki suratının ortasına tüküresi geldi.
Bunu yapmasını engelleyen tek şey o sırada konuşmaya başlayan kızın sesiydi

Kızı ürkütme Sam,senden nefret etmesini sağlayacaksın! dedi soluk benizli siyah saçlı kız. Bu o gotik kızdı.Dişleriyle yüzü neredeyse aynı renkteydi,noları birbirinden ayıran tek şey kızın siyah ruj sürdüğü ince dudaklarıydı.

Ben Prisicalla canım,Slytherin son sınıf! dedi sakince yaklaşırken. Her adımı sürünen bir yılanı andırıyordu.

Lütfen Sam'in dediklerini yanlış anlama,o hep böyle konuşur ama işe gelince hep boştur.Sadece sözden ibaret.. Öldürücü bakışlarından birini savurdu ve gülümsemesini yeniden yüzüne oturtup yürümeye başladı.Sam'in eli hala ensesinde olduğundan Liz yürümeye "zorlandı";

Aslında bizi tanırsan o kadar kötü insanlar değiliz..Sadece Slytherinli zeki öğrencileriz,diğer ezik binalardaki gibi değil.Seçmen şapka bizi Slytherinli yaptı çünkü asildik,şatafatlıydık ve zekiydik! O inek Rawenclawlılar gibi çalışmak zorunda değildik,doğuştan zekiydik!Gryffindorlular gibi de yanlızca cesaretimizle övünemezdik,ah casuruz canım ama tek sahip olduğumuz özellik bu değil! Azimli,kudretli ve cesur! Her zaman yeni şeyler deneyebilecek kadar cesur!
Söyle bana Liz,sen cesur musun?

Liz olumlu anlamda başını salladı. Hiçbir zaman kendisine korkak denmesine izin vermemişti ve kimse diyemezdi. Liz bunun bir zayıflık olduğunu bilmiyordu henüz..

Prisicalla'nın gülümsemesi genişledi

O zaman aramıza hoşgeldin! Her zaman bizimle takılmak zorunda değilsin,iletişimi kesme yeter!

Yürüyerek göle gitmeye başladıklarında Liz aslında bunun o kadar da kötü birşey olmadığını farketti.Slytherin son sınıflarla takılıyordu,havalı Slytherinlerle! ve bu grup kendini cesur bulmuştu,onu aralarına almışlardı Liz herhangi bir talepte bulunmadan!
Hayır,bu cidden iyi birşeydi..!

"Hey Matt!" diye haykırdı Liz grpla birlikte göle yaklaştıklarında.Sam'in eli artık bir kerpeten gibi sıkmıyordu o yüzden kurtulmak zor olmadı.Siyahlara bürünmüş 3lü ardından gelirken Liz keyifle onları gösterdi

Slytherin son sınıflar! Bu Prisicalla,Sam ve Kevin! Çocuklar bu da Matt!

Çocuğun elinden kitabı kaptığı gibi çaktırmadan çantaya tıktı. ve on

Hey Matt!

Adını duyduğunda kim olduğunu bilmesine rağmen ardına baktı.Liz koşarak kendisine geliyordu,arkasında da "nİghtwish" grubundan fırlama tipler vardı. Liz yanında son bir fren yapıp durdu ve gelenleri tanıttı.

Slytherin son sınıflar! Bu Prisicalla,Sam ve Kevin! Çocuklar bu da Matt!

Bunun takdire değer olup olmadığından emin değildi.Yani,Matt de Rawenclaw son sınıflarla takılıp muggleların uçan araba yapma mekanizmasından bahsetmek ya da 3 boyutlu satranç oynamak isterdi. Bunlar takdire şayet şeylerdi ve muhtemelen okulda popüleritesini arttıracak şeyler.Ama Rawenclawla zekalarıyla tanınırdı ve kendini bu konuda geliştirirdi. Ama Slytherin son sınıflar.!
En çok atılanlar onlardı,disiplinsizlikte sınır tanımazlardı!
Ayrıca Matt bir rawenclawlıydı,yani alay malzemesi!

Liz kitabı çantaya tıktığında hafifçe öksürdü ve doğruldu.Ne diyeceğini düşündü,kibar davranırsa alay ediirdi kaba davranırsa da tartaklanırdı.
Ne söyleyeceğini düşünürken bunu onun yerine Prisicalla yaptı.Kibirli ve şaşkın bir gülümsemeyle Matt'in omzunu sıvazladı

Sen şu Rawenclaw sınıf birincisisin!Ayrıca James Strong'un yeğeni,değil mi?

Güzel bir dayak yiyeceğini anladı.Yutkunup boğuk bir sesle Evet,öyleyim... diyebildi ardından da Liz'e umutsuz bir bakış attı. İnfaz öncesi mahkum bakışı...

Presicalla hiddetlenip onu dövdürmek yerine sessizce Matt'i süzdü ve kahkahayı bastı

Tanrım,şuna bakın! Sen bu sıfatla nasıl Rawenclaw oldun,senin yerin Slytherin!

Bu bir Slytherinlinin başka bir binadakine söyleyebileceği en iltifat dolu sözdü.Slytherine layık olmak onlar için aynı seviyede olabilmek gibiydi ve Matt'in içini garip bir gurur duygusu doldurdu

Amcan hakkındaki dedikoduları duyduk dostum,Ayyaş tilki gerçekten çılgınmış! dedi Sam kollarını göğsünde kavuşturup.Kevin de ekledi;

ve Çapkın Prens tabii ki! Herkesi deli ederlermiş!
Okulda Profesör Black ve Profesör Strong'un olaylarını duymayan yok!

Şimdi gülümseme sırası Matt'teydi. Amcasının okulda olma düşüncesinin kesinlikle iyi birşey olduğunu düşünüyordu artık!

Prisicalla Matt'i çenesinden yakalayıp yana çevirdi ve yaramaz bir bakış attı

Hımmm,amcası kadar da çekici! Evet Seçmen Şapka ölümcül bir hata yapmış olmalı! diye mırıldadı.

Matt göz ucuyla Liz'e baktığında ilgilenmediğini farketti.
Hiç oralı bile değildi!
Prisicalla da Matt'in bakışlarını takip etti ve Liz'e gülümsedi.

Bu sevimli dostun da biizmle takılmalı,Sam'in dediği gibi biz eğlenmesini biliriz..Sizi uçuracak şeylerimiz var!

Liz sıkılgan bir bakış attı ve omuz silkti.Az önceki neşesi biraz azalmış gibiydi. Prisicalla'nın siyah öjeli keskin tırnakları Matt'in yüzünü bıraktı

Öyleyse sizi " Viperidae" grubuna kabul edilmiş sayıyorum..Şimdilik daha engerek olabilecek kadar deneyimli olmadığınızdan su yılanlarısınız,ama zamanla alışırsınız! Sevimli arkadaşın bir "yılan" olmadığından onu gizli üye kabul ediyoruz!

Matt'e kaçamak bir göz kırptı ve üzerindeki siyah,çekici elbisesinin cebinden küçük bir poşet çıkarıp Matt'e attı.

Bu da hediyemiz olsun,çok nadir bulunur dikkatli kullanın!

Nahoş bir gülümseme takınıp beline uzanan siyah saçlarını geriye tarayıp yanındaki iki sırtlanla göl kenarından uzaklaşmaya başladılar.

O akdar da kötü değillermiş... dedi Matt elindeki otu incelerken. Liz de yanına gelip mırıldandı

O engereklerden yapılan bir "ilaç" Matt... Kafa yapmak için ama tehlikeli... Gözlerini ottan ayırıp Matt'inkilere kenetledi
Onu kullanmasan daha iyi!

Matt olumlu anlamda başını salladı.
Ama burada da bırakamam,eğer ortada bulunursa araştırma sonucu kimin olduğu belli olabilir.

Eli cebine seğirdi,otu cüppesinin cebine koyup sert bir ses tonuyla ekledi
Bundan sonra kurtulacağım!

Çantasını sırtladı ve kararlı adımlarla gölden ayrıldı. O an Liz'in içinde hiçbir şüphe yoktu, Matt'in onu kullanamyacak kadar saf ve iyi yürekli olduğunu biliyordu!