Ne Pişmanlık Ne de İsyan, Derinden Bir Keşkedir İnsan

Daniel endişeli bir biçimde bakanlıktan çıkmıştı ve Ginny'nin gönlünü almak üzere evlerine gitmişti. Endişeliydi çünkü en son kavga etmişlerdi ve Daniel kendi çocuğunu reddetmişti, sorumluluk kaldıramayacağını ve ona henüz güvenemeyeceğini söylemişti. büyük hata yapmıştı,şimdi de erkek bir evladı olması için can atıyordu. Tabi Ginny bir hata yapmadıysa...

Hızlı adımlarla odalarına çıktı. Oda bomboştu, yatağın üzerinde bir zarf vardı. Danel bu resim karesini daha önce gördüğüne emindi, Ginny gittikten az sonra. Endişeli bir biçimde zarfı aldı ve açtı. Gözleri okumak için can atıyordu ama içinden bir ses, okuma, diye haykırıyordu. Ama içindeki sese karşı koydu ve hızlı bir biçimde okumaya başladı:

"Sevgili Danny,

Son yaptıkların beni o kadar incitti ki, asla kelimelerle anlatamam. Bebeğimle birlikte gidiyorum bu sefer de. Umarım yaptıklarından biraz pişmanlık duyarsın. İstemediğin bir bebeğe ve o bebeğin annesine de ihtiyacın yok zaten. Bundan sonra bitti Danny, biz diye bir şey yok artık. Sen ikimizin ikinci şansını da yok ettin. Artık beni arama ve unut bizi.

Ginny Weasley"

Daniel'ın kalbi sanki ağzından fırlayacakmış gibi atıyordu. Ginny gitmişti, hem de bebekleriyle birlikte.

Daniel ayaklarını adeta yere çarparak merdivenleri indi ve malikanede rahatsız olanlara bir şey demeden evden fırladı. Gideceği bir yer vardı tabi, Domuz Kafası... Domuz Kafası'nın önüne cisimlendi ve hızla içeri girdi. Bir sandalyeye oturup Leia'ya seslendi:

"Leia, bana olabildiğice ağır bir içki ver. Hatta istersen karıştır ne yaparsan yap, mümkünse çarpsın ve öleyim! Ayrıca ölmeden önce, bana bir kadın bul, yoksa yoksa- her neyse! Mümkünse rüştüne ermiş biri olsun ama. Geçenlerde tanıştığım Marissa bela oldu başıma!"

Elleri titriyordu, sinirlendiğinde veya heyecanlandığında olurdu hep böyle. Yüzü yanıyordu sanki ve kalbi hala hızla çarpıyordu. Ne yapacağını hala bilemiyrdu, sevdiği kadın gitmişti. Ya da çok önceden sevdiği kadın. Çünkü son zamanlarda Ginny'yleyken pek farklı şeyler hissetmiyordu. Diğerleri nasılsa Ginny de öyleydi. Belki de zamanla duygularını kaybetmişti.

Leia yine gündelik işleriyle meşguldü. Saat 17:00 sularındaydı ve hava henüz turuncu turkuaz görünümünden ödün vermemişken Domuz Kafası pek hareketli sayılmazdı. Gece hovardaları zaten bütün düzeni altüst edenlerdi, onun dışında Domuz kafası bu saatlerde sakin bir kafeden farksızdı.

Leia Daniel ilk içeri girdiğinde orta yaşlarda pis sakallı bir adamın bakımsız olduğu kadar da nazik bir bayanla olan konuşmasını dinliyordu bardak siliyor gibi görünerek. Bardak silmek burada çalışmaya başladığından beri tik haline gelmişti, o an camın temizliğine önem vermediğinden elindeki bezin kararmış olmasını umursamıyordu. İkili günlük dedikodulardan çok ölümyiyenleri ilgilendiren haberleri paylaşıyordu.

Domuz kafası hep güvenli bir yer olarak düşünülürdü,yasal olamayan bilgi alışverişinin merkezi olarak.. Oysa hiçbiri barmenden şüphelenmezlerdi, içkileri getirirken söylediklerine bir an ara veriyor ve sinsi bir bakış atıyorlardı Leia'ya, ama dinlediklerinin farkına varan yoktu. Mükemmel bir casusluk merkeziydi! Leia konuşma önemsizleşmeye başladığını düşündüğü sıralarda Dj'in sesini duydu;

Leia, bana olabildiğice ağır bir içki ver. Hatta istersen karıştır ne yaparsan yap, mümkünse çarpsın ve öleyim! Ayrıca ölmeden önce, bana bir kadın bul, yoksa yoksa- her neyse! Mümkünse rüştüne ermiş biri olsun ama. Geçenlerde tanıştığım Marissa bela oldu başıma!

Leia'nın koyu mavi gözleri merakla ışıldadı çatık kaşlarının altında. Yanındaki konyak şişesini kaptığı gibi tezgahın altından bir bardak çıkarıp Dj'in karşısına geçti. Tipik barmenler gibi konyak ve martiniyi karıştırdıktan sonra sessizce arkasındaki tabureyi çekti ve rahatça karşısına oturdu. Hazırladığı bardağı gözlerini DJ'den ayırmadan önüne itti dirseklerini masaya dayadı. İyi görünmüyordu, çok kederli bir hali var gibiydi;

Öldürmez ama sana en iyi gelebilecek içki budur herhalde. Öldüren bir içkim olsaydı buradan bir sürü ceset çıkardı ve inan bana, bu istediğim son şey...

DJ'i izlemeye devam etti. Elleri kasılıp duruyordu titremelerin arasında. Kendine de bir içki koydu.

Anlatsana neyin var? Ya da anlatma, keyfin bilir..Ama paylaşırsan rahatlarsın! Onun gibi zırvalıklar işte, anlat demeye çalışıyorum...

Daniel umutsuz bir biçimde bardağını aldı ve biraz içtikten sonra yüzünü buruşturup Leia'yı merakta bırakmamak için konuşmaya başladı:

"Karım beni terk etti. Ginny, yıllardır benim bir parçam olan kadın. Neden? Sırf kendimde olmadan bebeğimi reddettim diye. Olamaz mı? İlla ki hemen kabul mü etmem gerekiyordu? Neyse, ikinci defa gitti ve bir daha asla dönmeyecek. Keşke.. Keşke- of neyse!"

İçkisinden biraz daha içti ve yine yüzünü buruşturdu.

"Öldürmez değil mi cidden? Çünkü daha yaşamak istiyorum. Bir kadın gitti diye geriye hiç kadın kalmadı demek değildir bu. Leia, gerçekten birilerine ihtiyacım var. Birini bul bana. Ciddiyim!"

İçkiyi bir kenara fırlattı ve gözlerini Leia'ya dikti. En son buradan ayrıldığında hiç de hoş şeyler olmamıştı. Tabi ki hoştu ama mantık çizgisinden gene uzaktı.

Karım beni terk etti. Ginny, yıllardır benim bir parçam olan kadın. Neden? Sırf kendimde olmadan bebeğimi reddettim diye. Olamaz mı? İlla ki hemen kabul mü etmem gerekiyordu? Neyse, ikinci defa gitti ve bir daha asla dönmeyecek. Keşke.. Keşke- of neyse!"

Ağır olmalıydı. Kendisinden olmayan bir çocuğu reddetmek doğaldı, karısının gitmesi de doğaldı. Aslında bu kronolojik olaylar dizesinde olağandışı hiçbirşey yoktu. Yine de Dj pişman gibi görünüyordu.İçkiden yeni bir yudum aldıktan sonraya kadar;

"Öldürmez değil mi cidden? Çünkü daha yaşamak istiyorum. Bir kadın gitti diye geriye hiç kadın kalmadı demek değildir bu. Leia, gerçekten birilerine ihtiyacım var. Birini bul bana. Ciddiyim!"

Leia keyifle güldü;

Vay be ne çabuk atlattın! Benim bildiğim bir yas süresi olur sonra içki miçki derken unutulur.
Bardağı eline alıp göz ucuyla içkiye baktı;
Bu meret cidden iyi olmalı!

Bardağı yeniden mermer tezgaha bırakıp elini kömür karası saçlarına daldırdı. Karışık bir durumdu, Daniel karısını dert etmiyordu anlaşılan. Bu ona daha geniş bir özgürlük sağlardı, kimseye hesap vermeden istediğini yapma anlamına geliyordu. En son Domuz Kafasındaki olayı düşündü. Aslında o an bileğindeki işareti görmese herşey daha kolay olurdu. Olayı birkaç kere daha düşünmüştü, anlamsız davranıp davranmadığına emin olamıyordu. Kendince doğru olduğunu düşünüyordu, şu ana kadar hayatını bu çizgide ilerletmişti. Ama vicdanı bir türlü rahat bırakmıyordu. Carpe Diem! felsefesine tamamen aykırı düşünüyordu. Hayatı boyunca buna da önem vermişti! Şimdi ikisi de çelişiyordu!
Bilmiyorum birini bulurum herhalde...
Sinsice sırıttı. Belki Daniel'i paylaşmak istemezdi.
...ya da belki de bulmam! dedi ucu açık bir şekilde.Elini kafasına altına koyup başını yasladı.

Daniel sinsi bir biçimde sırıttı ve

"Ah Leia, gecenin ilk gülücüğünü sayende atıyorum. Eğer sen olmasaydın ne yapardım bilemiyorum, gülmeden duramam ben."

Kendine hakim olamayarak içkiden birkaç yudum daha aldı ve yine yüzünü buruşturdu. Sonra yine gözlerini Leia'ya dikti. Leia harika bir bayandı. DJ neden bir arayış içinde olduğuna anlam veremiyordu. İhtiyacı olan kişi tam karşısındaydı ki DJ Leia'nın da DJ'den az da olsa hoşlandığını biliyordu. Hayır demezdi herhalde.

"Leia, biliyorum James'e söz verdim ama.. ben senden hoşlanıyorum galiba. İhtiyacım olan kişi de sensin, bir arayış içine girmeme gerek olduğunu sanmıyorum. İnat etmeyi bir kenara bırak da olduğun gibi hareket et biraz!"

Ses tonu bir anda yükselmişti. Etrafındaki az sayıdaki ayyaşların gözleri ona çevrilmişti. Hepsinin yüzleri tanıdıktı. Sanki orada sabahlıyordu herifler her gün! Tamam Daniel ve James de ayyaşlardı ama bu kadar da iğrenç göründüklerini sanmıyordu. En azından karizmatiklerdi!

"Ah Leia, gecenin ilk gülücüğünü sayende atıyorum. Eğer sen olmasaydın ne yapardım bilemiyorum, gülmeden duramam ben."

Leia da DJ ile beraber gülümsedi. İçeri girdiğindeki agresif hali kısa sürede kaybolmuş gibiydi.Yine de düşünceli bir hali vardı

"Leia, biliyorum James'e söz verdim ama.. ben senden hoşlanıyorum galiba. İhtiyacım olan kişi de sensin, bir arayış içine girmeme gerek olduğunu sanmıyorum. İnat etmeyi bir kenara bırak da olduğun gibi hareket et biraz!"

Olduğun gibi? dedi Leia kuşkuyla. Ne gibi gördüğünü merak ediyordu.

Ben neyin Daniel? dedi iğneleyici bir tonda. Hafiften kuşkulu bir ifadeyle Daniel'i süzdü.
Bu sırada bastıran kahkahasını güçlükle zaptediyordu.
Bakalım ne diyecekti?

Daniel bir an donup kaldı ve sonra durumu toplarlamak amacıyla kndine geldi.

"Aa sen nesin? Yani daha önce de demiştin ya, sokak kızı veya pek mantık çizgisinde yaşamayan biri değil miydin? Yanlış hatırlıyor olabilirim, özür dilerim."

Eh durumu gittikçe kötüye gidiyordu, yani battıkça batıyordu. Ancak sakinleşmeliydi, daha da kötü olmaması için. İçkisinden biraz daha yudumladı ve gözlerini olabildiğince Leia'dan kaçırdı.

"Özür dilerim, Leia. Senin öyle kötü emellerime alet edemeyeceğim bir kız olmadığını düşünmeliydim. Affet.."

Halbuki hala Leia'nın oldukça vahşi ve umursamaz bir bayan olduğunu düşünüyordu. Edepli ve hanımefendi bir bayan olduğunu değil.

Daniel'in işi toparlama çabasını taktir etti,aynı zamanda da komik buldu. Ciddiye almış olması gülüncüne gitmişti.
Onun ne düşündüğünü ve Leia kim olduğunu biliyordu.Gerisi mühim değildi...

Daniel gözlerini kaçırırken sonunda kahkahasına hakim olamadı

Dalga geçiyorum Daniel! dedi katıla katıla gülerken
Fakat kolundaki armanın beni ne kadar uzağa ittiğini tahmin edemezsin! Sesi bir anda ciddileşmişti.Başını kaldırıp bakmıyordu,sadece masaya dökülen bir damla içkinin üstünde gezdiriyordu elindeki bardağı;
Yani kaçtığım herşey sensin, kaçındığım... ve uzun süredir bu anı yaşama duygusuna baskın geliyor. Sen bir ölümyiyensin, insanlara ibret olsun diye damgalanmışsın! Başını kaldırmadan göz ucuyla Daniel'e baktı. Karşı konulamaz bir çekiciliği olmadığı söylenemezdi. Leia'nın kafasında söylemeyi umduu bütün cümleler kelimelere ayrılıp kayboldu;
Ama... sen... yani,şey..

Başını yaklaştırdı ve gözlerine odaklandı. Burnunu hafifçe Daniel'inkine sürttü ve parmaklarını dudaklarında gezdirdi. O anki uzatma dakikalarının adrenalini hissetmek acaip birşeydi!

Daniel bir anda Leia'nın yaptıkları karşısında şok geçirdi. James'ın kız kardeşiydi karşısındaki, daha doğrusu burnunun dibindeki. Sözünü tutamamıştı, gerçi James'a o sözü sarhoşlarken vermişti ama DJ her şeyi hatırlardı, James çoktan unutmuş olmalıydı. Zaten hala Leia'yı Isabella Harper sanıyordu.

"Demek uzatmaları oynuyoruz. Direkt kupa kısmına geçmek neden hep bu kadar zor olur ki?"

Leia'nın elini dudaklarından çekti ve onun ddaklarına ufak bir öpücük konurarak

"Bunu hoş gör lütfen, sadece dokunmak bazen yeterli olmuyor. Hem uzatmaları oynamak isteyen sensin. İpler her zamanki gibi senin elinde, Leia."

dedi ve gülümsedi. Gözlerini onun gözlerine dikmekten raatsızlık duymuyordu artık. Ama onun gözlerine uzunca bir süre bakmak tıpkı güneşe bakmak gibiydi. Bir süre sonra canını yakıyordu.

Demek uzatmaları oynuyoruz. Direkt kupa kısmına geçmek neden hep bu kadar zor olur ki?"

Dudaklarına küçük bir öpücük kondurup devam etti;

Bunu hoş gör lütfen, sadece dokunmak bazen yeterli olmuyor. Hem uzatmaları oynamak isteyen sensin. İpler her zamanki gibi senin elinde, Leia."

Leia sağ elini dayandığı tezgahın üstüne koyup destek aldı.
Sol elini de örümcek gibi Daniel'in sağ omzunda tırmandırdı;

Ah herşeye kolay yoldan ulaşamazsın değil mi? Ben yiyeceğimle hep oynamayı sevmişimdir. Ha bir de zor kadını oynamak hoşuma gidiyor, eminim ki ağına takılmış bütün kızlar anında dilediğini yapmıştır!

Kolunu tırmanın eliyle omza geldiğinde Daniel'den bir makas aldı.

Biraz da elde etme arzusuyla yanıp tutuş istiyorum! Anla istiyorum. Herşey gümüş tepside sunulmaz ve emin ol tatlı şeylere daha zor ulaşırsın!

Fazla günün incileri gibi konuştuğunu farkedince hafiften öksürdü.

Daniel bir an için kahkahalara boğuldu. Böyle cümleleri Leia'dana sla beklemezdi. Onu yeni yeni tanımaya başlamıştı.

"Vay be! Seni cidden hiç tanıyamamışım Leia. Şimdi anlıyorum ki, oldukça mantıklı ve bilgili bir bayansın. Cümlelerin de harika doğrusu."

Bir an durdu ve gözlerini yine Leia'ya dikti. Arada bir mola vermek iyi oluyordu. Çünkü cidden canını yakıyorlardı.

"Demek elde etme arzusuyla yanıp tutuşayım ha? Ama durumumuz böyle hiç de eşit değil Leia. Senin de beni anlamanı istiyorum. Ben de normal bir insanım çünkü! Kucağıma oturmazsan eşitlik sağlanmaz. Oyunda hiç adil davranmıyorsun Leia."

Sinsi sinsi güldü ve sanki film seyrediyorlarmış gibi onlara bakan ayyaşlara baktı bir süre. Ağızları bir karış açık ve ellerindeki şişeler de neredeyse düştü düşecekti. Tekrar Leia'ya döndü ve gülümsemeyi bir kenara bırakarak

"Eee? Oturacak mısın, oturmayacak mısın? Ona göre, eşitliğin olmadığı bir oyunda ben yokum."

dedi ve kendine hakim olamayarak yine sırıttı. Karısı onu yeni terk etmişti ki bir bebekleri de vardı. Fakat yas tutması gerekirken bir kadını kucaına almaktan bahsediyordu. İyice kafayı yemiş durumdaydı DJ!

Demek elde etme arzusuyla yanıp tutuşayım ha? Ama durumumuz böyle hiç de eşit değil Leia. Senin de beni anlamanı istiyorum. Ben de normal bir insanım çünkü! Kucağıma oturmazsan eşitlik sağlanmaz. Oyunda hiç adil davranmıyorsun Leia.

Leia'nın ağzı bir karış açık kaldı. Zekiceydi ve buna verebilecek hali hazırda hiçbir cevabı yoktu!
Daniel kendinden emin bir tavırla devam etti;

Eee? Oturacak mısın, oturmayacak mısın? Ona göre, eşitliğin olmadığı bir oyunda ben yokum."
Leia söyleyebileceği herşeyi yutup dudağını ısırdı. Çok nadir cevapsız kalıyordu, ama kafasında aniden parlayan sorular çok da cevap arayışına girmesini gerektirmiyordu. Daniel'in üstüne yürüyüp oturduğu sandalyenin korkuluğuna elini dayayıp delici bir bakış attı;

Demek Daniel Jacob Benjamin Black kucak dansı istiyor? Peki neden bunu Domuz Kafası gibi en ücra köşelerde arıyor? Nadide bir çiçek bile çöplükte kokar,ayaklarına kapabilecek onlarca kadın varken neden hala buradasın?Neden zaten içinde olduğun bir oyunu kendi çabalarınla oynama gayesindesiniz Bay Black? diye fısıldadı kulağının dibinde.
Sırıttı, düşüncelerini örtbas edememişti;
Neden bu oyunun oyuncusu olmaktan hoşlandığınızı kabul etmiyorsunuz? Neden olanları sıkıcı ilişkilerinin temellerine dayandırıyorsun? Böylesi daha zevkli değil mi? Beklemek...ve sonucunu almak!

Geri geri yürüdü ve arkasındaki tezgaha yaslandı

Ama sen bilirsin... Kurallar basit ve sen de istersen oyun başlasın!

Daniel artık sıkılmış bir biçimde sırıttı ve

"Biliyor musun? Tez canlı biriyim ve hızlı yaşamayı seviyorum. Şu anki durumumuzdan, daha fazla sıkılamazdım herhalde."

dedi. Sonra düşündü, aslında biraz oyun oynamanın kimseye zararı olmazdı ama rezil olan ve aşağılanan yine o olacaktı yani DJ! Ne kadar iradesiz ve sabırsız olduğunu Leia fark edecekti, belki de ondan sırf bu yüzden soğuyacaktı. Ama Leia işi yokuşa sürmeyi oldukça güzel başarıyordu.

"Bak Leia, beni ölye pek ahım şahım süper bir efendi olarak hayal ettiysen yanılmışsın demektir. Ayaklarıma kapanan onlarca bayan sence neden bunu yapıyorlar? Benim için mi? Yo hayır hiç sanmıyorum. Ya anlık zevkleri içindir ya da korktukları içindir. Fazlası olmadığına eminim. Fazlasını düşünen bir kadınla tanıştığımda da evlendim zaten. Bir kere bile ilişki yaşamadan evlendim, sevgili değil de sanki arkadaştık. Anlayacağın gözü çok da yükseklerde olan biri değilim. Çöplükteki o çiçeği fark edebilecek kadar da görüyorum. Hem olamaz mı? İnsan bazen o çiçeğe aşık olmuş olamaz mı? O çiçek için yanıp tutuşuyor olma ihtimali olamaz mı?"

Yine çok konuştuğunu fark ederek sustu ve durumu gözden geçirdi. Anlaşılan Leia oyun oynamak istiyordu, piyonunu öne sürmüştü. Daniel'dan ise bir hamle bekliyordu, oyunda olduğuna dair.

"Dediğim gibi, aslında işin yokuşa sürülmesini sevmem ama.. biraz oyun oynamanın kimseye zararı olmaz diye düşünüyorum."

Oturduğu yerden kalktı ve Leia'nın kollarını yakalayıp tezgaha dayadı. Şimdi savunmasız olan oydu.

"Savunmasız kişi olmak nasıl bir duygu?"

Sinsice sırıttı ve yüzünü Leia'nın yüzüne yaklaştırdı. Hamle sırası DJ'deydi işte. Dudaklarına yapışmadan önce Leia'nın yaptığı gibi burunlarını birbirine değdirdi ve

"Biliyor musun, bu harekete sinir oluyorum. Yüzümden gıdıklandığımı daha önce de dile getirdiğine eminim."

dedi. Sonra bir anda Leia'nın dudaklarına yapıştı. Daha fazla oyalanmak yersiz olurdu zaten.

Bak Leia, beni ölye pek ahım şahım süper bir efendi olarak hayal ettiysen yanılmışsın demektir. Ayaklarıma kapanan onlarca bayan sence neden bunu yapıyorlar? Benim için mi? Yo hayır hiç sanmıyorum. Ya anlık zevkleri içindir ya da korktukları içindir. Fazlası olmadığına eminim. Fazlasını düşünen bir kadınla tanıştığımda da evlendim zaten. Bir kere bile ilişki yaşamadan evlendim, sevgili değil de sanki arkadaştık. Anlayacağın gözü çok da yükseklerde olan biri değilim. Çöplükteki o çiçeği fark edebilecek kadar da görüyorum. Hem olamaz mı? İnsan bazen o çiçeğe aşık olmuş olamaz mı? O çiçek için yanıp tutuşuyor olma ihtimali olamaz mı?

Leia yine sırıttı. Örnek nerelere kadar gelmişti. Yine de açıklamasında herhangi bir katılım yoktu. Daniel kısa bir süre susup gerekli açıklamayı yaptı.

Dediğim gibi, aslında işin yokuşa sürülmesini sevmem ama.. biraz oyun oynamanın kimseye zararı olmaz diye düşünüyorum."

Leia zafer edasıyla gülümsedi. Transfer oyuncuya gerek duymayacaktı anlaşılan. Yine de ölümyiyen olması bir dezavantajdı.Bunları düşünürken Daniel ayaklandı ve daha Leia herhangi bir hamlede bulunamadan Daniel onu kollarından yakalamış ve köşeye kıstırmıştı. Leia soluğunu tutup yutkundu.

Savunmasız kişi olmak nasıl bir duygu?" diye sordu sinsi bir gülümsemeyle. Leia gözlerini kapadı ve daha fazla konuşmamasını diledi.Daniel burnunu sürttü burnuna;

Biliyor musun, bu harekete sinir oluyorum. Yüzümden gıdıklandığımı daha önce de dile getirdiğime eminim.

Leia gereksiz birşeyler demektense susup Daniel'in kendisini öpmesine izin verdi.

Tüm bu olanlardan hiçbirşey anlamamıştı, ama iyiye işaret olduğunu düşünüyordu...

Daniel, Leia'nın herhangi bir karşılık vermemesinden sıkılmıştı. Sadece öylece durup Daniel'ın hareket etmesine izin veriyordu. Dan başını iki yana salladı ve gayet ciddi bir ses tonuyla konuştu:

"Leia ben burada vakit kaybedemem, üzgünüm. Yani şu anda senin bana yararından çok zararın var. Ben Çatlak Kazan'a gidiyorum. Eğer istersen sen de gelirsin ve oyunu bir kenara bırakıp neyse işte. Ben gidiyorum. Daha fazla buna dayanamam, üzgünüm."

Leia'nın dudaklarına yine küçük bir öpücük kondurdu ve kollarını bırakıp içkisinin kalanını bitirdi. Cebinden yine birkaç galleon çıkarıp bıraktı. Üstünü başını düzeltip hemen Domuz Kafası'ndan çıktı.