Tanışma

Anna o akşam sıkıntılı bir hogwarts gününden sonra kendisini rahatlatmak için karanlık kayalıklara geldi. Büyük bir kayaya oturdu ve yanından gelen denizin dalga sesleri arasında derin bir düşünceye daldı.. O gün yaşadıklarıyla ilgili..Birden çalılıklardan gelen bir ses duydu. "Çıtırtt" Anna hemen sesin geldiği yöne baktı ama hiçbirşey göremedi.. Biraz tedirgin olsada kendini toparlayarak düşüncelerine devam etti. Ve evet , tekrar o ses hemde daha şiddetli.. Anna hemen asasını çıkardı ve sesin geldiği yone baktı. Birde ne görsün köçücük kıp kırmızı gözleriyle kar beyazı bir tavşan.. Aslında Anna onun bir tavşan olduğuna çok sevindi.. İçinden bir "Oohhh" çekti. Büyük bir hışımla yerinden kalkıp zaten ürkmüş olan hayvanı kucağına aldı.. Tavşan o kadar korkmuştu ki.. Anna'nın elinde tir tir titriyordu. Anna tekrar oturduğu yere geldi ve oturdu. Hem pırıl pırıl parıldayan deniz de ki ay yansımasını seyrediyor , hemde elindeki tavşanı okşayarak sakinleştiriyordu.. Tavşan sakinleşince Anna yumuşak bir şekilde

"Korkma. Tamam bak geçti.. Şşş tamam bak şu manzaraya"

Diyordu.. Ama tavşan birden elinden kaçtı ve hızla koşmaya başladı.. Anna şaşkınlık ve üzüntüyle arkasından bakarken bir ses duydu.. Bu sefer ne olduğunu anladı. Arkasından biri geliyordu ve ses git gide yaklaşıyordu. Annanın eli birden asasına gitti.. Gelen her tür şeye karşı asasına bş vuracaktı.. Ve birden duydu o sesle irkildi..

"Merhaba"

James o gün sıkıntıdan patlıyordu ne yapacağını bilmeden Odasının içinde tur atıyordu.Yerinde duramaz bir enerjisi vardı.Bunu bastırmak istiyordu.Belkide bir ateş viskisi almalı ve "Karanlık Kayalıklar"a gidip onu bitirmeliydi.Aslında tüm derdi bu değildi.James işe yeni başlamasına rağmen bayağı bir işi vardı.Birde kendisi masa başı işlerden nefret ederdi ama yapacağı birşey yoktu.James birkaç tur attıktan sonra,kesin olarak bir fikir verdi "Karanlık Kayalıklar"a gidecekti.Odasının kapısına doğru yöneldi.O onda içeri girmeye çalışna biri vardı.Kapı direkman James'in burnuna denk gelmişti.Biraz sinirliydi ama her zamanki hoşgörüsünü takındı ve selam vererek odadan çıktı.Oda dan çıktıktana sonra eve cisimlendi.Evden bir ateş viskisi aldı.Malikanenin dışına çıktı.Yine cisimlenerek "Karanlık Kalayalıklar"a geldi.O anda önünde bir bayan duruyordu,James ona yaklaşarak.Şunları söyledi;
James bayanın yanına oturdu.Büyük ihtimal o da canı sıkıldığı için buradaydı.James bayanın yanına çömeldi.Bayan James'in gömleğindeki kanlardan korkmuş gibi bir hali vardı.Ona ateş viskisini uzattı daha sonra konuşmaya başladı

James canı sıkkın bir halde "Ateş Viskisini" yudumluyordu ve bayandan bir cevap bekliyordu.

James yaslanmıştı ve onun Cümlesini bekliyordu ondan gelecek bir söz onu mutlu edebilirdi.Çünkü;Bu saatlerde buralara hiç bir bayan gelmezdi.Merakla beklerken en sonunda bayandan cevap gelmişti James bu sözler karışında sevindi.Gülümseyerek ona baktı.Aslında ne diyeceğini bile kafasında kuramamıyordu.Aklı o kadar karışmıştı ki hala masasında duran işlere gidiyordu kafası ama yapabileceği en iyi şey şimdi kalıp sohbet etmekti herhalde en azından James öyle düşünüyordu.

James bunları söylerken karşıdan gelebilecek tepkiyi bekliyordu.Kalktı Ağacın yanına gitti,oraya yaslandı ve Angelina'yı dinlemeye başladı

Anna sözlerinden sonra verilecek yanıtı beklerken aklında türlü türlü şeyler vardı.. Mesela yakınlarda yapacağı toplantı gibi.. Ama bunları bir an için aklından çıkardı ve o ana yoğunlaştı.. Aslında James hakkında doğru dürüst birşey bilmese bile iyi veya kötü hiç bir şey bulunmamasına rağmen onun çok sıcakkanlı ve samimi olduğunu düşünüyordu.. Tabiki bu sadece bir düşünce.. Angelina bunları düşünürken nihayet o bekledi cümle daha doğrusu nihayet bir cümle duyuyordu..

"Hmmm.Angelina ha çok güzel bir isim.Ben sana Anna yerine Angelina demeyi yeğlerim.Bu arada neden buradasın?Yanlış anlama sorgulmak için değil sadece biraz meraklıyımdırda?"

Böyle bir cümle ve soru karşısında Angelina biraz düşündü.. Bu sırada James yerinden kalktı ve karşıdaki ağaca yaslanmasını seyrederken Angelina da yerinden kalkıp Jamese doğru yürüdü.. Biraz yaklasınca duraksadı ve Aklında cümlelerini kurdu. Bu sefer Angelina James'e bir kaç soru soracaktı.. Ve söze girişti..

"Sen ne demek istiyorsan diyebilirsin benim için bir problem yok fakat ben sana hangi isminle hitap edeyim? Neden buradayım çünkü yorucu bir hogwarts gününden kurtulmak ve denizin sesini dinleyip rahatlamak için buradayım..Peki özrümü kabul edin ama bende size bir soru soracağım.. Mesleğiniz nedir?"

James arkasına doğru yaslanmış cevabı beklerken,Angelina ayaklanmış geliyordu.James korkuya kapılıp elini cebine attı ve asasını kavradı ama korkucak hiçbir durum yoktu.Daha sonra Angelina şunları söyledi
James bu soruyu daha önceden bekliyordu ama onun için sorun yoktu.Bu sru onu hiç şaşırtmadı.Biraz içmişti kafasını bulmuştu şarhoş bir kafayla ne diyeceğini bilemiyordu.Ancka bir şeyler söylemesi lazımdı ve bu sözleri ortaya attı

James'in içinden kusmak geçti ateş viskisinin son kullanım tarihine baktı ve daha da öğürmeye başladı.Koşarak uzak bir yere gitti ve kusmaya başladı.Bu çok berbat bir durumdu.James ,Angelina'nın yüzüne üzgünüm ifadesi gönderdi.Daha sonra Angelinayı dinlemeye başladı.

Angelina sorusuna nihayet bir yanıt aldı

"Bana istediğini diyebilirsin,benim mesleğim bütün gün masa başı fikir aslında canım sıkılmıyor ama ne yapalım işte,pehhh"

Angelina bu yanıttan dolayı James'in çok içtiğini anladı.. Ama daha yeni tanıştıkları için ağzını bile açmadı.. Birden James öğürmeye başladı ve biraz uzağa giderek kustu.. Angelina hiç bir şey yapamadı ama ne yapabilirdi ki? James yanına gelince bir an sessizlik olsada Angelina ne demesi gerektiğini bilmeden James'in omzunu tuttu ve ağzından şu sözcükler düküldü..

"İyi misin?"

Oluşan sessizlikten sonra James Ayağa kalktı ve Angelinayı süzdü ve sözlerine yenisini ekledi..

"İyiyim de,kusmam hem çok içimem hemde viskinin tarihinin geçmesinden kaynaklanıyor,iyiki içmemişsin."

Bu sözler Angelinanın çok hoşuna gitmişti ama böyle şeyler düşünmesi yanlıştı.. Sonuçta aynı aileden geliyorlardı.. Ama Angelina düşüncelerinin ve duygularının önüne geçemedi.. Şimdi Angelina için Jamesin ne düşündüğü çok önemliydi Keşke Zihinbend dersine küçükken daha fazla çalışsaydı.. Şimdiki pişmanlık neye yarar bu yüzden Angelina kendini toparladı ve kendine engel olamayarak şunları söyledi..

"Zaten keşke senin yerine ben içseydim.."

Dedi ve hemen kayalıklara James'e arkası dönük bir şekilde oturdu çünkü söylememesi gereken şeyler söylemişti ve şimdi çok utanıyordu..

James ağacın altında oturuyordu ve Angelina'nın ne diyeceklerini merak ediyordu.Daha sonra akan nehrin sesi dinlemeye başladı.Daha sonra Angelina'nın sesini duydu.
James kendini bir anlığına da olsa göklerde hissetti ama bu geçici bir sevinçti.Çünkü;Aklına aynı aileden oldukları geliyordu.Bu konu James'i sıkmaya başlamıştı,Angelina'nın yanına gitti.Yüzüne düşmüş olan şaçlarını geriye attırdı ve Angelina'nın dudağına yapıştı,ikisi de yapmaması gereken şeyleri yapmışları ama en azından bunları onlardan başka kimse bilmiyordu.James kendine hakim olamayıp dudağını geri çekti ve konuşmaya başladı



James ayaklandı kendinden utanıyordu tam yürümeye başladığında Angelina'nın sesini duydu.

Bu olaydan sonra Angelina biraz utanmıştı.. Fakat nedense o sözleri söylemek istemişti.. Angelina bunları düşünürken James'in yürümeye başlamıştı.. Angelina ne yapacağını bilmeden James'e seslendi

"James , Özür dilemene gerek yok zaten aynı ailedeniz.. Bu yüzden de böyle birşey olmadı olmayacak.."

Dedi ama derken gözlerinden süzülen yaşlar aslında bunları demek istemediğininde kanıtıydı.. Angelina oldukça yavaş bir hareketle gözlerinden akan yaşları sildi ve bir kayanın üzerine kapanarak ağlamaya başladı.. İlk defa biri için ağlıyordu ve çok üzgündü.. Aslında baştan tahmin etmeliydi böyle sonuçlanacağını.. Ama her zaman için duygularını mantığıyla karıştırmazdı fakat bu gün ne olduysa oldu..


Out: Dananın zinciri koptu xD

James tam yürümeye başlamışken,ağlamaklı bir sesle Angelina seslendi
James bu sözlerin içinde gizli olan sözcükleri seçmekte zorlanıyordu.Artık arkasına bakamazdı,çok utanç verici bir durumdu.Angelina onu her gördüğünde bu günü hatırlayacaktı.O yüzden ya kendisini yada onu yok edecekti onu yok etmeye kıyamadığı için kendini feda etmeye kara verdi.Gözlerinden yaşlar süzülerek elini cebine attı ve asasını çıkardı.Asasını kafasına dayadı ve konuşmaya başladı ne diyeceğini kendisi de bilmiyordu.Doğaçlama birşeyler konuşmaya başladı


James bir an cesaretini toparlayamadı.Daha sonra derin bir nefes alıp bunu yapması gerektiğini hatırladı ve bir Black olduğunu hatırlayıp o sihirli sözcüğü söyledi

James bu sihirle birden yere yığıldı,Angelina üstüne doğru geliyordu en son duyduğu şey Angelina'nın sözleriydi.

Angelina Bir cevap bekledi.. James ağlamaklı bir ses ile

"Angelina zaten aynı aileden olmamız bize acı çektirecek,hergün benimle aynı evde kalıpta konuşamadığını bir düşünsene,ne şaçmaca değil mi hem diğerleride bundan kuşkulanır bu yüzden en azında benim yer yüzündne yok olmam lazım senin acı çekmemen için,elvada Angelina"

Bu sözlerden sonra Angelina derin bir nefes aldı ve eli asasına gitti.. Tam Angelina asasını çıkaracakken James den Angelina'nın içini yakan o ses geldi

"Crucio"

Angelina bu lanet karşısında ne yapacağını şaşırdı ve hemen James'in yanına gidip yanına çöktü.. Bardaktan boşalırcasına gözlerinden dökülen yaşlarla James'in beynine birşey oldumu anlaya bilmek için bir soru sordu..

"James neden yaptın bunu? Yooo ben bu yükü kaldıramam"

Dedi ve yavaşça ayağa kalktı.. Asasını eline aldı ve başına dayadı.. Tam "Avada Kedavra" Diyecektiki James den bir kaç söz duydu

James öldüğünü sanıyordu,gözlerini açtığında gene kayalıklardaydı.Tam açtığı sırada Angelina yanındaydı.

"James neden yaptın bunu? Yooo ben bu yükü kaldıramam"

James ayağı kalkmayı denedi,kendini felç olmuş gibi hissediyordu,ayağa kalkarak bir şey yapamayacağını anladı en azından onu tatlı dille bundan vazgeçirebileceğini düşündü ve konuşmaya başladı o korkuyla ne dediğini bile bilmiyordu
James bunları söylerken çok rahat bir durumdaydı.Çünkü;O bu konuda çok deneyimliydi,neredeyse vücudunun yarısı yarayla kaplıydı ve kendisi hiçbir acı çekmiyordu gözlerini açtı ve Angelina'yı dikkatle dinlemeye başladı

Angelina tam büyü yapacakken James şunları söyledi


Angelina bu sözlerden sonra elinden asayı attı ve tekrar Jamesin yanına çöktü ve şu sözleri söyledi

"Ne sen nede ben kimse ölmeyecek! Lütfen.. Tamam bu günü yaşanmamış sayabiliriz sen şimdii beni boşver ama seni kurtarmadan hiç bir yere gitmem.. Seninle aramızda aile bağı var ama bu genede benim hislerime engel olamaz.. Şimdi ne olur bana söyle seni nasıl eski haline getireceğim?"

Angelina bu sözlerden sonra kendini çok rahatlamış hissetti..

James yerde kıvranıyordu,en azından Angelina'yı ikna etmişti,Angelina yanına gelerek

"Ne sen nede ben kimse ölmeyecek! Lütfen.. Tamam bu günü yaşanmamış sayabiliriz sen şimdii beni boşver ama seni kurtarmadan hiç bir yere gitmem.. Seninle aramızda aile bağı var ama bu genede benim hislerime engel olamaz.. Şimdi ne olur bana söyle seni nasıl eski haline getireceğim?"

James kafasını salladı,biraz olsun onu korkutmak istedi kişiliğinde vardı.Büyük olmayan olayları büyük göstermek ama bunları bir artniyetle yapmıyordu,sevdiği kişilere şaka olsu diye yapıyordu.Kafasını sallayarak onu korkutmaya çalıştı


James gözlerini yumdu,en son Angelina'nın sesini duymuştu

Angelina korku içinde James in ne diyeceğini beklerken sanki James ölüyormuşcasına hareketler yapıyordu.. Bu yüzden Angelinanın ödü kopuyordu.. Ve nihayet James bir şeyler söyledi..

"Maselef bunun geri dönüşü yok,dalga geçiyorum tabiki ve çabuk ol cisimlenerek St. Mungo'ya götür"

Angelina bunları duyduktan sonra çok rahatlamış bir biçimde asasını attığı yerden aldı gözlerini kapatıp sözlerine devam etti..

"Merak etme hemen gideceğiz ve iyileşeceksin"

Dedikten sonra asasını salladı ve St. Mungo ya ışınlandılar


out:Artık St. Mungo da devam etcez dimi

Rp out:evet

Out : Ben bitirdim sen başla (St. Mungo ya)

Out:Ben başlayamam ki ben baygınım