Expelliarmus Rpg Expelliarmus Rpg'ye hoş geldiniz! |
|
| Kontrolsüz Bludger | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Kontrolsüz Bludger C.tesi 12 Haz. 2010, 18:30 | |
| Sıcaktan bunalmış ve serinlemek için gayet de iyi bir yol bulmuştu Oliver. Süpürgesine atlayıp Parlayan Göl’e gelmişti. Hem gölün hoş kokusu, hem de yüzüne çarpan ılık rüzgâr onu mest etmeye yetiyordu. Hem bu yıl gireceği Quidditch seçmeleri için de iyi bir antrenman oluyordu. Kendi kendine yeni hareketler keşfediyor, boş zamanının tadını çıkarıyordu. Geçen akşam olanları unutmanın da en iyi yolu buydu. Babasının yaptıklarına hala anlam veremiyordu. Fakat yine de konuşmak için kendisini hazır hissetmiyordu. Gördüklerini düşündükçe uçuşunu daha da hızlandırdı ve gölün etrafında turlamaya başladı. Hangi baba manevi kızına o şekilde davranırdı ki? Oğlunu kıskanıyordu işte! Kendi sevgilisi gittiği için şimdi de Oliver’ınkine sarıyordu. Yine de hiçbir şeyi mantıklı kılmıyordu bu. Hiçbir baba o şekilde bakarak, kızının yanağını okşamazdı. Oğlunu kıskansa bile. Git gide daha da sinirleniyor ve hızını artırıyordu. En sonunda yere sert bir iniş yaptı ve uçuş takımlarını bıraktığı kayaya koştu ve bludgerını kapıp, ona babasından öğrendiği basit bir büyü yaptı. Bludger kendi kendine havalandı ve sağa sola sallanmaya başladı. Oliver büyüyü başarmış olmanın getirdiği zevkle sırıttı ve süpürgesine atladı yine. Yavaşça yukarı havalanırken bludger da onu takip ediyordu. Mutlu bir ifadeyle gökyüzüne bakarken biraz daha havalandı ve en sonunda sevgili bludgerına bakıp tekrar sırıttı. Fakat sırıttığı şey bludger değil, boşluktu. Yüzünü asıp etrafına bakınırken, bir şeyin ensesini sıyırıp geçtiğini hissetti. Quidditch’te kazandığı reflekslerle hemen soluna döndü ve suçluyu buldu. Bludger kontrolden çıkmıştı. “Hay lanet…” Bludger’ın peşinden hızla uçarken etrafını görmesi oldukça zordu. Körü körüne Üç Büyücü Turnuvası'na katılmak deyimi bunun gibi durumlar için söylenmiş olmalıydı. “Hadi ama yeter artık!” Asasını çıkarıp bludgerı parçalamak için hazırlarken bludger’ın bir şeye çarptığını ve durduğunu bulanık bir şekilde gördü. Durumu idrak ettiğinde, bludgerın çarptığı şeye kendisi de çoktan çarpmıştı. Mızırdanarak başını kaldırdığında çarptığının bir ‘şey’ olmadığını, genç bir bayan olduğunu fark etti. Hem de tanıdık bir yüzdü. Adreane. Fakat daha önce hiç konuşmamışlardı. Ne de olsa Oliver boş olan tüm vaktini ya Quidditch’e ya da kütüphaneye harcıyordu. Tanımadığı bayanlarla tanışmak gibi bir huyu yoktu ki. “Ah özür dilerim- ben şey… İsteyerek olmadı.” Lafı eveleyip gevelemeyi bir kenara bırakarak masum masum gülümsedi ve adeta merhamet dilenir gözlerle Adreane’e baktı. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Paz 13 Haz. 2010, 00:17 | |
| "Biraz antreman, iyi olur."
Kafasında kurduğu binbir çeşit yargıyı kenara attı. Şimdi onlarla uğraşmak için fazla enerjisi yoktu. Enerjisini, hayatında bağlandığı tek şeye harcamak için göl kenarına gidiyordu çünkü. Quidditch'e bağladığı sevgiyi henüz hiç bir canlı varlığa bağlamamıştı. Muggle'larla yaşadığı zamanlarda, aptal bir topa vurup sevinen milyonlarca insanın olduğu düşüncesine çok gülerdi. Aşırı gereksizce olduğunu savunurdu hatta. Fakat şimdi onun kişiliğini yansıttığı sert bir oyuna bağlanmak hiç de saçma değildi. Özellikle de her bölümünde oynayabiliyorsan.
Göl kenarına geldiğinde, sıcak havanın tatlılığıyla şırıldayan gölde, neşesini gösteren birçok balığa rastladı. Ardından ahenkle dans eden değişik tonlardaki yosunlara... Meltem, kurak bir yaz yaşanan çoğu ülkelerden güzel kokular toplayıp getirdi Adreane'nin burnuna. Çikolata, IceTea, Balkabağı Suyu, Kaymak Birası... Ayırt edebildiği kokuların özlemiyle süpürgesinin üzerine bindi. Hafifçe yere vurdu çalı bulunan kısmını. Anında cevap verdi süpürgesi ona. Yukarıya dik bir çıkış yaparken, gökyüzünün mavi ve bulutsuz oluşu, ince dudaklarında tebessüme neden oldu. Sağ üst dudağı yavaş yavaş kalkarken, içinde onu kemiren huzursuz bir düşünce hakimdi. Finlandiya'ya gitmemek ile hata mı yaptım? Finlandiya'da ailesiyle güzel bir tatil ve auraların tadını çıkarabilirdi. Ama o inat edip gitmemişti ki annesi, -bundan emindi- acayip yakınacaktı. İç dünyasında birbirine düğümlenmiş binbir çeşit sorunlara çözüm ararken, ona doğru gelen siyah nesneyi fark etmesi, ona çarptıktan yarım saniye sonra olmuştu. Diyaframına isabet eden şeyin bludger olduğunu anladığında, yere düştüğünü de anladı. Süpürdesi de onunla birlikte düşüyordu. Neyseki çok fazla yukarıda değildi ama bir sorun vardı. Diyaframı sanki birbirine yapışmıştı. Rahat nefes alamıyordu. Nefes alması, romatizması olan muggle insanların rahat rahat merdiven çıkması gibi imkansız geliyordu ona düşerken. Hadi artık! Yere ne zaman çarpacağım. Sırtı yere vurunca biraz olsun daha iyi nefes almaya başladı. Elini kalbine götürüp, derin derin yaz sıcağını koklarcasına nefes aldı. Ona bakan çift gözün ancak sesiyle farkına varabildi. “Ah özür dilerim- ben şey… İsteyerek olmadı.” İsteyerek olmadı mı? Anlaşılan Bludger ona da çarpmış. Bu nasıl bir saçmalıktı böyle? Ondan af dilercesine bakan mavi gözlerin, masumluğuna aldırmadı bile. Soğuk bir ses çıkarırken, nefesinide idareli kullanmaya çalışarak ona cevap verme gereği duydu. "İsteyerek mi? İstersen birde isteyerek olsaydı." Kafasını salladı. Yere gelmiş sırtını tekrar doğrultmak için yavaşça hareketlendi ve duyduğu acı sayesinde yüzünü buruşturdu. "Merlin! Yardım et!" Küçük bir yakarıştan sonra tekrar denedi doğrulmayı. Acısı hala aynıydı ama doğrulmak için biraz güç yüklenmişti sanki ona. Sırtını düz bir şeye yaslamak için çevresine bakındı. Biraz ötede bir ağaç vardı. Kendini geri geri sürükleyerek ağaca gitti ve sırtını daha çok acıtmasını istemediği için ağaca hafifçe dayadı. Sonra hala başında duran kişiye döndü ve kaşlarını çatarak söylendi. "Bludger'ı büyülemek gibi dahi bir fikir senden mi çıktı? " Yüzündeki ifadeye bakılırsa, evet. Ah, yüzündeki ifade... Bu yüz tanıdık. Daha önce hiç konuşmadığı bir Gryffindor'lu. "Jacob? Adın Jacob değil mi? " | |
| | | Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Paz 13 Haz. 2010, 14:35 | |
| Oliver’ın masum yüzü bir anda umursamaz ama kızgın bir ifadeye büründü. Bu kız kim oluyordu da onu tersliyordu? Binasında bulunan melezlerden biri olduğuna emindi. Babası bu konuda konuşurken bir şeyler duyduğunu hatırlıyordu. Fakat yine de bir yorum yapmadı. Belki de yanlış hatırlıyordu. Hem de tatsızlık çıkmasının bir anlamı yoktu. Ne zamandan beri insanların melez oluşlarını aşağılama yolu olarak görüyordu, bilemiyordu. Babası gibi birine dönüşmeyeceğine yemin etmişken melezlere karşı bu tiksinti niyeydi? Belki tek sebebi Black olmasıydı. Genetik bir olaydı bu herhalde. “Bludger’ı büyüleme fikri benden çıkmamış olsa da, yanlış büyüyü yapan benim. Ayrıca evet, adım Jacob. Çoğu kişi öyle hitap etmese de.” Herkes ona Oliver diyordu. Bu ismi ona annesinin verdiğini biliyordu ve bu yüzden isminden nefret ediyordu. Babası bir ara ona Jacob demeye başlamıştı fakat yine Oliver’a dönüş yapmışlardı. Neyse ki Aderane onu Jacob diye biliyordu ve bunun değişmesine hiç gerek yoktu. “Sen de Adreane’sin, değil mi? Aynı binadayız sanırım.” Süpürgesini bir yana bıraktı ve Adreane’den olabildiğince uzak olmaya çalışarak yere oturdu. Bayan da olsa o bir cadıydı ve elinden bir kaza çıksın istemezdi. Yüzündeki kızgın ifadeye rağmen oldukça güzeldi. Gözleri buz gibi bakıyordu ama her nasılsa insanın içini ısıtıyordu. Bu da iyi bir şey sayılmazdı çünkü karşısındaki insanı kolayca etkileyebilirdi. Oliver bakışlarını göle çevirdi ve kıza bakmamaya çalıştı. Kim bilir belki de veelaydı ve Oliver’ı böylece etkisiz hale getirip arkasından vuracaktı. Haha, çok komik. Neden bu kadar fazla fantastik büyücü romanı okuyordu ki? Kendi binasından olan birinden bile şüphelenmesine sebep oluyordu bu romanlar. Tabi bütün suç DJ’indi, Oliver’ın elinden Geometri kitaplarını alıp büyücü romanlarını veren kişi oydu. Güveni tekrar yerine gelerek Adreane’e baktı ve oldukça sakin ve gülümser bir ifade takınmaya çalıştı. Ne de olsa herkes onun okuldaki yüzünü tanıyordu. Eğer farklı bir ifade sergilerse kimliğini kolayca ele verirdi. Babasının kim olduğunu bilseler de Oliver’a olan davranışları değişmemişti kimsenin. Herkes onu iyi bir çocuk olarak tanıyordu. Lehine olan bu durumu da tersine çevirmenin bir anlamı yoktu. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Paz 13 Haz. 2010, 17:14 | |
| "Evet. Muhtemelen."
Adreane, Jacob'un Gryffindor'lu olduğunu bilmesine rağmen böyle davranmasına bir anlam veremiyordu. Kızgınlığından kelimelerin bile hangi anlama geldiğini unutmuştu, anlaşılan. Zaten birkaç saniye önce Jacob'un yüzünde de belirgin bir kızgınlık vardı. Şimdi ise kızgınlığı sanki birisi ona zorla bıraktırmış, masum bir ifadeyi yüzüne takmıştı. Her ne kadar ifadenin altında belirgin bir kızgınlık olsa da, çok tatlı bir yüzü vardı. Kulağından itibaren keskinleşen bir çeneye sahipti. Gözlerinde henüz sönmemiş olan kor bir ateş vardı. Fakat ateşe zıt düşecek kadar soğuktu rengi. Maviydi gözleri. Teni kar kadar beyazdı. Üstelik pamuk kadar pürüzsüz gözüküyordu. Kızgınlığı yavaş yavaş diniyordu Adreane'ın. Zaten kendi binasında olan birine uzun süreli kızgın kalmak normal bir davranış değildi.
Sırtındaki acının dindiğini hissetmesi çok uzun sürmedi. Acıdan sonra biraz adrenalin fena kaçmazdı herhalde. Ağaca dayanarak, ayağa kalktı. Biraz ötede duran süpürgesine ilerlerken, sıcak rüzgar ayağının altında uçuşan tozları biraz öteye sürükledi. Süpürgesine ulaştığında, Jacob'un ilginç bakışları üzerindeydi ve şaşkın görünüyordu. " Şuan canım yanmıyor." Süpürgesine bindi ve havalanmak için pozisyonunu aldı. Tam o sırada aklında bir ışık belirdi. Yarış! Her ne kadar Jacob'u hiç aldırmadan uçmak ve rüzgarın yüzünü yalayarak geçmesine izin vermek onun çok hoşuna gidecek olsa da bu her zaman yaptığı şeydi. Ve heyecan içerdiği söylenemezdi. Jacob'a döndü. " Yarışa var mısın?" Hafifçe yere vurdu süpürgesini ve havalandı. Jacob'u görebileceği bir şekilde, sert manevra yaptı ve gülümsedi. "Mümkünse Bludgersız." | |
| | | Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 10:46 | |
| Adreane neden böyle davranıyordu, Oliver buna anlam verebilmiş değildi. Aynı binada olduklarını bildiğinden emindi. Fakat sanki aklında yer etmemiş bir fazlalık, ayrıntı gibi davranıyordu. Bu da Oliver’ı her nedense sinir ediyordu. İnsanlar tarafından bilinmeyi seviyordu. Kendi binasından birinin bunu umursamaması da onu sinirlendiriyordu. Tabi yine engel oldu kendisine, duygularına. Sakin ve gülümser ifadesini takınmaya devam etti. Ta ki… “Şu an canım yanmıyor. Yarışa var mısın?” Süpürgesini alıp uçuş pozisyonuna geçmişti. Oliver’ın bir anlık şaşkın ifadesi uçuç tozu gibi yok oldu ve sırıttı. “Mümkünse Bludgersız.” Sırıtışı kahkaha moduna dönerken Oliver da süpürgesine atladı ve havada sert manevralar yapan Adreane’in yanına havalandı. Genç bayan, oldukça iyi uçuyordu. Süpürgesini ustaca kavrıyor ve hareketlerini oldukça dikkatli yapıyordu. Hazırlıksız yakalanmadığı sürece onu düşürmek zor gibi görünüyordu. “Oldukça iyi uçuyorsun. Bakalım yarışırken de aynı performansı gösterebilecek misin?” Süpürgesine asılıp oldukça hızlı bir şekilde Adreane’in yanından geçti. Amacı yarışmak değildi aslında; onu biraz eğlenceye kışkırtıp ılık havanın yüzüne çarpmasının keyfini çıkarmaktı. Belki seneye aynı takımda oynarlardı. Eğer o Quidditch takımına girmek isterse neden olmasın? Oliver istediği mevkide oynayabiliyordu. Bu yüzden genç bayanla mevki kavgasına girmelerine gerek de kalmazdı. Belki okulda beraber vakit geçirebilirlerdi. Bu düşüncesinin ardından babasın sürekli tekrar ettiği bir laf geldi aklına. “Sakın, sakın ha iki dakikadır tanışıyor olduğun bir bayanın üstüne hayaller kurma. Özellikle de muggle doğumlu veya melezse.” Muggle olma ihtimalini göz önünde bile bulundurmazdı zaten. Oliver’ın yüzü asılmış ve süpürgesi yavaşlamışken kaderine lanet etti ve bir an için DJ Black’in oğlu değilmiş gibi davranmayı tercih etti. Hayal kurmaya devam edecekti. Hatta Adreane melezse bile, onunla arkadaş olmaya çalışıp babasını uyuz edecekti. Oliver yavaşladığı sırada Adreane’le aralarındaki fark neredeyse kapanmıştı. Oliver sırıtarak biraz daha hızlandı ve Adreane’e seslendi. “Hadi Adreane! Harika gidiyoruz.” Liz’le bir gün bile beraber uçup dostça muhabbet ettiklerini hatırlamıyordu. Belki de gerçekten birbirlerine göre değillerdi. Oliver artık anlıyordu; Liz ona değil babasına bağlıydı. Dün geceki hallerini hatırladıkça çıldıracak gibi oluyordu. Eğer babası, kız arkadaşını elinden alıyorsa, bir melezle takılmasına da asla karışamazdı. Fakat bunu kendisi kabullenebilecek miydi, bilemiyordu. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 15:39 | |
| "Birazdan hüsrana uğrayacaksın Jacob ! " Süpürgesine sarıldı Adreane. Gittikçe hızlanıyordu, olası bir durum ki herhangi bir şey ona çarparsa, bir kaç dakika önceki gibi şanslı olamayacaktı. Hızını arttırmışken, yüzüne vuran rüzgar o kadar tatlıydı ki, bir babanın kızını sevmesi gibi rahatlatıyordu insanı. Gölün şırıltısıda ona yetişirken, arkasında bıraktığı binbir çeşit güzel balık zıplıyordu gölde. Çok garipti. Bir kişiyle konuşması, Irena hariç, beş dakikayı geçmezdi ama Jacob'a karşı biraz daha normal davranıyordu. Hâla çekilmez Adreane olabilirdi ama şu an eğlenmeyi istiyordu.
Jacob ile araları azalmıştı. Hatta Adreane neredeyse onun yanına gelmişti. Jacob'un süpürgesine baktı. Ateşoku.Tabi ki onu geçemem. "Umutlarım söndü Jacob. Seni geçmem imkansız. Süpürgen !" Adreane, parmağı ile süpürgeyi gösterdi. İnce bir işleme, siyah uzun... Tek kelime ile harika. Onu biraz sinir etmek için yanına yaklaştı. Aralarında sadece beş santim vardı ki, Adreane, Jacob'a bir omuz attı ve aşağıya doğru dik bir iniş gerçekleştirdi. Rüzgar sertleşmişti. Ve gölde kendi gölgesinin hareketli yansımasına bakıyordu. " Hadi Jacob! Harika gidiyoruz!" Ardından tiz bir kahkaha attı.
| |
| | | Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 18:36 | |
| Başa baş giderlerken, Oliver bir an için Adreane’e baktı. O da Oliver’ın süpürgesini işaret ediyordu. “Umutlarım söndü Jacob. Seni geçmem imkânsız. Süpürgen!” Genç adam gözünü rotasından ayırıp süpürgesine bir göz attı. Bu gerçekten de harika bir şeydi. İnce, uzun, siyah, güzel bir bayanın vücudu gibi biçimli bir şekle sahipti. Oliver hiç acımadan kendi ismini kazımıştı süpürgesine. Ne fark ederdi ki, yenisini istediğinde anında alabilecek bir babaya sahipti. Yüz kızartıcı şeyler yapmış, sürekli lanetler okunan bir babaya. Oldukça uzaklara dalıp gitmişken, bir şeyin sertçe kendisine çarptığını hissetti. Uykusundan uyandığında onun yine bir ‘şey’ değil de Adreane olduğunu fark etti. Oliver’a omuz atmıştı! Bu bir hile sayılırdı. Tabi fark ettiğinde her şey için çok geçti. Neredeyse süpürgesinden düşecek şekilde sarsıldı fakat çok sürmeden toparlandı. Adreane çoktan inişe geçmişti. Ona hile yapmak neymiş göstermeliydi. Fakat yine de bir parçası endişelenmeye ve korkmaya devam ediyordu. Bu kızda veela niteliğinde bir güzellik vardı. Oliver, düşüncelerinin hala arkasındaydı. Bir veelaysa, hiç şansı kalmazdı. “Hadi Jacob! Harika gidiyoruz!” İşte bu bardağı taşıran son damlaydı; durumuna dair şaka yapılması! Denemekten zarar gelmezdi. Adreane’inkine yakın bir hızda ve sertlikte inişe geçti ve yere iniş yapmasına yakın yavaşladı ve Adreane’i belinden yakalayıp kendi süpürgesine çekti. “Çok daha harika gidebiliriz!” Kendilerine zarar gelmeyeceğini bildiği bir durumda süpürgesini göle yaklaştırdı ve süpürgeyi yavaşça bıraktı. Biraz ıslanmaktan kimseye zarar gelmezdi. Göl’ün soğuğa yakın ılık suyuna kendisini bırakırken Adreane’i de kendisiyle birlikte çekti ve dışarı çıktıklarında olabilecekleri düşünmeden gölün keyfini çıkarmaya çalıştı. Kıyafetleri ağırlaştığı için hareketlerini kontrol etmesi zor oluyordu. Tabi bir de Adreane vardı. Yüzme bilmiyor olabilmesine karşın onun belini hala bırakmamıştı. Suda olmayı her zaman sevmişti zaten. Oliver’ı bütün sorunlarından alıp götürüyordu sanki. İksir gibiydi; oldukça basit görünüyordu fakat etkileri eşsizdi. Büyü gibi, şekerlemeyle birlikte tüketilen kaymak birası gibi… | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 21:54 | |
| “Çok daha harika gidebiliriz!” Ne? Kafasındaki soruya cevap bulamadan göle düştüler. Buz gibi suyun, yeterince sıcaklamış vücudunda yarattığı etki, müthişti. Bir auraya yeterince yaklaşmak, ölümün uçurumundayken panzehir içmek gibiydi. Soğuk suyun içinde sadece bir tek sıcaklık hissediyordu. Henüz belinden ayrılmamış bir çift el. Ayaklarını sallayıp, yüzeye çıkmak için uğraşırken, ayağının dibinde dolaşan balıkların kaçıştığını hissetti. Sarı saçları suda her bir yana dağılmıştı. Suyun altında saatlerce kalmayı çok isterdi, ne yazık ki nefesi buna pek uygun durumda değildi. Suyun yüzeyine çıkmak için belindeki çift eli tuttu ve geriye doğru itti. Sonrada suyun yüzeyinden harika görünen sarı büyük cisme baktı.
Suyun yüzeyine geldiğinde derin bir nefes aldı. Güneş suyu bile yavaş yavaş ısıtıyordu. Anlaşılan çok daha sıcak olacaktı. Sıcak, güzeldir. Bu sırada Jacob da yüzeye çıktı. Adreane, ona güldü. Su saçlarının hepsini aynı yöne doğrultmuştu ve gerçekten komik görünüyordu. Jölelemiş gibi... "Eğer ki suyu sevmeseydim seni burada öldürebilirdim Jacob." Bir şeyleri lehine çevirmeyi çok seviyordu. Suya düşmek de bir örneğiydi.
Suyun rengi biraz garipti. Alışık olduğu mavi rengindense, garip bir yeşile kaçıyordu. Ama yine de itici bir renk değildi. Hoştu. Vücudunu okşayan dalgalar, onu mutlu etsede üzerindeki kıyafetler ağırlaşmıştı. Suda vakit geçirecekse, hele de bu gölde, bu kıyafetler kesinlikle uygun değildi. Üzerindeki beyaz gömleğin düğmelerini tek tek çıkarmaya başladı. Jacob'a baktı. O henüz kıyafetlerini çıkarmaya tenezzül etmemişti. "Eğer kıyafetlerini çıkarmazsan batıcaksın." Gömleğini çıkartmayı bitirdikten sonra, aşırı derecede dar ve muggleların streç dediği kotunu çıkarmaya başladı. Bu gömlek çıkarmaktan daha zordu. Ama sonunda onu da çıkarabilmişti. Kıyıya fazla uzak değillerdi. Kıyafetlerini bir elinde topladı ve suya battı. Hız almaya çalışarak biraz yukarı zıpladı ve elindeki kıyafetleri kıyıya fırlattı. Hedefe uygun gidip, kıyafetler karaya ulaşmıştı. Sonra Adreane Jacob'a baktı. " Oyun mu istiyorsun? Oynayalım bakalım." Yüzüne elleriyle su fışkırttı ve karşılık bekledi. | |
| | | Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 23:03 | |
| Hayır, utanmanın hiç sırası değildi, hayır! Muggle kız arkadaşından sonra ilk defa bir bayanla bu kadar yakınlaşmıştı. Adreane giyinikken bile bir doğa harikasıyken, gömleği üzerinde yokken çıldırtıcı derecede güzeldi. Unutma Oliver, senin bir sevgilin var ve babana benzeyip onu aldatmayacaksın. Hangi sevgili? El ele bile tutuşmadığı sevgili mi? Bulunduğu duruma bakınca anlıyordu ki, Liz’le gerçekten sadece kardeşlerdi. Adreane’in altın gibi parlayan sarı saçları Oliver’ı adeta hipnotize ediyordu. “Eğer kıyafetlerini çıkarmazsan batacaksın.” Ah evet, bu gerçeği bir an için unutmuş olmalıydı. Gömleğini çıkarmayı bitirmiş olan Adreane, kotunu da çıkarmaya başlamıştı. Oliver gözlerini devirip suyun içinden görünmeyen ayaklarına baktı. Öyle hızla sallıyordu ki onları, artık enerjisi tükenmek üzereydi. Galiba kıyafetlerini çıkarmanın zamanı gelmişti. Suyun içinde sallamakta olduğu ayaklarından ayakkabılarını pratik bir şekilde çıkardı. Çünkü kaybettiği her saniye biraz daha batıyordu. Çok sevdiği ayakkabıları suyun dibini boylarken daha önce hiç, çorapla yüzmemiş olduğunu fark etti. Hareket etmesi biraz daha kolaylaşınca, ‘Body I'm Not an Animal’ yazılı tişörtünü üstünden çıkardı ve omzunun üstüne attı. Kotunu çıkarması şart mıydı? Eğer gölde Adreane’le eğlenmek istiyorsa şarttı. Çünkü onun hareket etmesini en çok etkileyen kotuydu. İçinden boxer zevkine lanet ederek kotunu çıkardı ve onu da omzuna attı. Artık rahatlıkla hareket edebilirdi işte! Fakat dikkatli olacaktı; Comfort Family yazılı siyah boxerını hiç kimsenin görmesini istemiyordu. Dikkatli dikkatli yüzmeye çalışırken güneşten kızarmış olan yüzüne gölün serin suyu çarptı. Tabi bu kendi kendine olmamıştı. Adreane, Oliver’a su savaşı açıyordu! Yanlış alanda oynamayı seçmişti. Çünkü Kathleen’in su savaşı gazabına defalarca uğramış olduğundan bu tarz durumlara alışıktı. “Tamam, sen kaşındın.” On beş yaşında, yavaş yavaş büyümeye başlamış bir erkek olmanın getirdiği avantajlarla, Adreane’in üstüne geniş bir su kütlesi püskürttü. Büyü kullanmadığı sürece, Adreane’in onu geçmesi neredeyse imkânsızdı. Çünkü kabul etmekten asla çekinmiyordu ki, büyük elleri vardı. Yani Adreane’inkilere göre. O hoş bir kızdı, güzel ve narin elleri olan, sarı parıldayan saçları olan hoş bir kız. Kendine gel Oliver! Bir melezden mi hoşlanıyorsun?! Bu imkânsız. Öyle mi? Neden bir kez olsun kendisine güvenmiyordu ki? Hem en fazla reddedilirdi. Asası kotunun cebinde, çok uzakta sayılmazdı. Yüzüne muzip bir gülümseme yerleşirken su çarpmış olan saçlarını toplamakla uğraşan Adreane'in yanına yüzdü dikkatlice. Genç bayanın, karışmış saçlarla uğraşan ellerini indirdi ve işe kendisi devam etmeyi tercih etti. Son birkaç dakikadır hayranı olduğu saçlar yumuşacıktı. Oliver'ın acımasızca püskürttüğü su kütlesine rağmen büyüsünü koruyordu. Birbirine karışmış olan saçları yavaş yavaş ayırmaya başladı. Bir yandan da Adreane'e bakıyordu. Ah Merlin, gerçekten büyüleyici. Saçları birbirinden ayırdıktan sonra genç bayanın yorulmuş olabileceğini düşünerek onu kendisine çekti ve batmayacak şekilde belinden kavradı. İşte şimdi bir itiraz almak korkuyordu, hem de her şeyden çok. "Nasıl bu kadar güzel olabiliryorsun? Veela falan mısın sen?" Bakışları boşlaşmıştı ve adeta Adreane'in evcil hayvanı gibi duruyordu. Bu kızda bir şeyler vardı, kesinlikle. En olmayacak adamı bile büyülemeyi başarmıştı. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Ptsi 14 Haz. 2010, 23:52 | |
| "Nasıl bu kadar güzel olabiliryorsun? Veela falan mısın sen?" Adreane'nin gözbebekleri birden büyüdü. Bunu ablasından başka kimse bilmiyordu. Nereden öğrendi? Çok mu belli oluyor? Bunu öğrenmemesi iyi olurdu. Veelalar ile pek arkadaş olmak isteyen insan yoktur çünkü."Çok mu belli oluyor?" Belindeki ellerden pek rahatsız değildi. Onu rahatlatıyordu. Şuan ki konumunu, hayatında düşündükçe iğrenecekti belki de ama hayır, rahattı. Şu son yarım saattir Jacob'un tatlı bir çocuk olduğunu düşünüyordu. Öyleydi de. Çok dürüst. Dürüst kelimesini belki de ona iltifat ettiği için söylüyordur. Neler saçmalıyordu böyle? İyice delirmişti. Şuan gölde olması bile yalnıştı. Neden şu nadir bulunan zaman döndürücülerden onda da yoktu ki ? Jacob'un elinin biraz gevşemesini bekledi. Heran gevşeyebilirdi. Bunu istemiyordu. Masum bir yalandan bir şey olmazdı herhalde. "Deli misin? Tabii ki, Veela değildim. Ama olmayı da istemiyorum. Ürkütücü. Zaten Melezim ben. Veela olmam biraz zor." Melez kelimesinden sonra belindeki elin gevşemesi bir oldu. Anlaşıldı. Melezlerden hoşlanmıyordu Jacob. Kendini meyve versin diye bir fidan ekip, hiç bir meyve vermeyen bir ağaçla karşılaşmış gibi hissediyordu. Boş umutlar... "Karaya yüzsek iyi olur." Sesindeki samimiyeti yok etti Adreane. Zaten gevşemiş olan ellerden ayrılıp, kulaç atmaya başladı. Suyu adeta kamçılıyordu. Feryat eden sesleri geliyordu suyun. Sakin ol.. Karaya ulaştığında kıyafetlerini hemen giymedi. Giymek istemedi doğrusu. Jacob, gittikten sonra biraz daha kalıp, güneşi seyretmek istiyordu çünkü.
| |
| | | Oliver Jacob B. Black Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 65 Kayıt tarihi : 17/09/08 Rp Partneri : Liz 4Ever Rp Yaşı : 15 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Salı 15 Haz. 2010, 00:11 | |
| Aptal Oliver! Ne yaptığını sanıyorsun ki sen? Ne hakkın var onun gibi bir kızı üzmeye! Sen bir geri zekâlısın, gerçekten. Adreane’in arkasından hızla yüzüyordu, boxerını umursamayarak. Hiç kimsenin üzülmesini istemiyordu. Zaten önceden melezlere karşı bir antipatisi de yoktu. Babası yüzünden böyle bir durumun olmasına hiç gerek yoktu. Karaya ulaştığında kıyafetlerini omzundan attı ve üşümesni aldırmayarak Adreane’in yanına oturdu. Etrafta çok az kişinin olması iyiydi. Çünkü gerçekten, bu şekilde toplum içine çıkmaya pek alışık değildi. “Adreane bak, beni yanlış anladın ben…” Evet sen? Sen nesin ki Oliver? Sen DJ Black’in gölgesinde kendi karakterini kaybetmiş aptal bir ergenden fazlası değilsin. İçindeki sese inat, yüzünü kararlı ve sinirli bir ifade kapladı. “Ben sandığın gibi biri değilim. Melezlerle herhangi bir sorunum yok. Babamın onları sevmiyor olması dışında.” Bütün sorun bundan ibaretti işte. Aslında melezlerle bir probleminin olmaması gibi, küçükken bir mugglela evlenmenin hayallerini kuran biriydi o. Nasıl olur da Adreane’e karşı olabilirdi ki? “İnsanlar bana Jacob demezler, o benim büyükbabamın ismi. Esas adım Oliver Jacob Brian Black.” Tek bir isimle birden fazla şeyi telaffuz etmişti aslında. Adım Oliver, büyükbabam Jacob, amcam Brian, ailem Blackler. Ah ve Karanlık Lord’un oğlu ve varisiyim. Daha kötü ne söyleyebilirdi ki? Şimdi Adreane onun aşağılık bir katil olduğunu düşünüyordu belki de. Adreane isterse Veela olsun, durumları yine de eşitlenmezdi. Çünkü aşağılık durumda olan Adreane değil, Oliver’dı. Bulunduğu duruma, aileye asla alışamayacaktı. Bunu Merlin’den gelen herkes anlayabilirdi! Büyücülük adına bir geleceği de yoktu. Bari bu kez ona bir şans tanınsaydı. “Lütfen, bana karşı ön yargılı olma lütfen. Ben onlar gibi değilim, olamam.” Gözleri bu kez cidden yalvarıyordu. DJ Black’in bütün kurallarını ihlal etmişti. Yarım saattir tanışıyor olduğu bir cadıya âşık olmuştu. Hem de melez bir cadıya. Fakat umurunda değildi. Çünkü hissettiği duygular bütün olumsuzlukları silip süpürüyordu. Kalbi daha önce hiç böyle atmamıştı sanki. İçindeki tuhaf duyguyu bastırabilmek için elini hayranı olduğu saçlara götürdü ve gülümsedi. Her nedense, bir olumsuzluk olmayacağını biliyordu. En azından ikisi arasında. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Perş. 17 Haz. 2010, 00:01 | |
| “Lütfen, bana karşı ön yargılı olma lütfen. Ben onlar gibi değilim, olamam.” Evet. Kesin! Jac- yani Oliver'a karşı sinirliydi. Ona, mültecilere karşı olan insanlara duyduğu nefreti hissediyordu yüreğinde Adreane. Pek bir şey söyleme gereği duymadı. Sadece, giynememekte kararlı mı, değil mi onu düşünmeye başladı? Oliver'ın onu burada bırakacağını sanmıyordu. İnatçı bir kişiliğe sahip olduğunu anlamak için onu çok fazla tanımak gerekmezdi. Bu durumda, ne güneşi seyredebilecek ne de Finlandiya'ya dönmemekte haklı mı, haksız mı tartışabilecekti. En iyisi, giyinmek, havada asılı duran süpürgesine binmek ve havayı yararak buradan uzaklaşmaktı.
Ama içinde garip bir his vardı. Hata yapmış gibi bir his... Garip ve iğrençlik hissi. Sanki basit biriymiş gibi, ruhsuz, düşüncesiz ve mutsuz... Kaymaksız bir bira gibi sade, tatsız. Yıldızsız bir akşamı andıran boş bakışlar. Neden böyle hissettiğini bilmiyordu çünkü bir şey yapmamıştı.
Düşüncelerinden arınmak henüz mümkün değildi. Ayağa kalktı. Boş bakışlarını gizlemek için perde taktı gözlerinin önüne, sadece onun görebildiği. Kıyafetlerinin bulunduğu yere doğru adım attı. Kıyafetlerini eline aldığında fazla ıslak olduğunu hissetti. Sertçe kıvırdı kıyafetlerini. Rulo haline gelen kıyafetlerden, yağmur damlaları gibi toprağa aktı gitti. Oliver'a baktı. Cevap verme gereğini yavaş yavaş anlıyordu. Ne olursa olsun bir insan yüz üstü bırakılıp gidilemezdi. "Sana karşı ön yargılı falan değilim Oliver. " Duraksadı. Devamı nasıl gelecekti? Sert mi, normal mi? Bir defa olsun, hesaplamadan hareket edebilsem keşke. "Sadece ... Her neyse. Devamını bilmediğim şeyler söylemekten hoşlanmam." Kıyafetlerini giymeye başladı. Kuru veya ıslak onu sinir etmiyordu şuan. Gömleğini ve kotunuda giydikten sonra, Oliver'ı bir daha süzdü. Altında duran boxer'a baktı ve kendini tutamayarak gülmeye başladı. "Boxer güzelmiş Oliver !"
| |
| | | Daniel Jacob Black Karanlık Lord
Mesaj Sayısı : 982 Kayıt tarihi : 25/07/08 Rp Yaşı : 27 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Perş. 17 Haz. 2010, 12:20 | |
| Uyandığında kendisini Liz’le kafa kafaya bulunca biraz şaşırmıştı DJ. Ne ara içmeye başlamışlardı da kafa kafaya verip uyuyakalmışlardı. Yancy geldiğinde olanları hatırlıyordu. Liz’in, içki stoklarını boşaltma teklifini kabul ettiğini de hatırlıyordu. Ah tabi ya, DJ’i eski haline döndürmeye çalışmışlardı. Herhalde bu sırada biraz fazla kaçırmıştı viskiyi. Liz’i uyandırmamaya çalışarak giyinmek için tekrar sevgili odasına dönmüştü. Kırılan şişeler hala yerde duruyordu ve alkolün ağır kokusu hala uçmamıştı. Asasını salladı ve alkol kokusu da şişelerle birlikte toz olup uçtu. Şimdi sıra çocukları uyandırmaktaydı. Gerçi Oliver bu kadar geç saate kalmazdı ama maksat kontrol etmekti. Koridorda sırayla kapıları tıklatmaya başladı. “Elwia, uyanma vakti! … Dany, hadi kahvaltıya!” Oliver’ın kapısına geldiğinde durdu. Kapıyı tıklatma gereği duymayarak kapıyı açtı ve boş odayı görünce Kathleen’in odasına ilerledi. Bu kez kapıyı çaldı fakat durum pek de farklı gözükmüyordu. Kathleen de odasında yoktu. Birkaç adım daha attı ve Yancy’nin de kapısını tıklattı. Olan bitene rağmen eskisi gibi olabileceklerini düşünüyordu. Kapı yavaşça açıldı ve karşısında yeni uyanmış Yancy’yi görünce keyfi yerine geldi. Ta ki… Kathleen’in onun odasında ve onun yatağında ne işi vardı!? “Geldiğin ilk gün kızımı yatağa mı attın? Seni- seni parçalarım.” Yancy her zamanki umursama tavrıyla gözlerini devirdi. “Senin gibi bir baba nasıl buna karşı çıkabiliyor? Birbirimizi seviyoruz-“ “İnan bana yattığım bütün kadınları sevdim ama bu, beş çocuğum olmasına engel olmadı.” Kathleen homurdanarak yastığını kafasına bastırırken Yancy gülümsedi. “Biz sen değiliz DJ, medeniyetten geliyoruz ve korunmanın ne demek olduğunu biliyoruz.” DJ bu kez yenilmiş, ne diyeceğini bilmez bir şekilde Yancy’yi süzdü. Tamam, belki şu an diyecek bir söz bulamıyordu ama demek istediklerinin hepsini demişti zaten. O son uyarısını yapmıştı, olabileceklerden de asla sorumlu olmayacaktı. Başını salladı ve yoluna devam etmeyi tercih etti. Uzun zamandır Parlayan Göl’e gidememişti. Malum, Godric’s Hallow iyilik yanlısı elemanların mekânıydı. Eğer birisi Karanlık Lord’u orada görürse hoş olmazdı. Fakat bu kez önlemini almıştı. Her ne kadar sevmese de pelerinini ve kukuletasını giymişti. Normal bir ölüm yiyen gibi dolaşacaktı. Zaten etrafta birileri varsa birkaç basit büyüyle savuştururdu fakat işini sakata atmayı istemiyordu. Bahçeye çıktıktan sonra, ardında siyah bir bulut bırakarak Parlayan Göl’e cisimlendi. Az önce gördüklerinden sonra düşünmesi her ne kadar zor olsa da, şanlı gününde olduğunu düşünüyordu. Etrafta kimse yoktu. Sadece gölün kenarında kaçamak yapan iki genç vardı. DJ keyfinin yerine gelebileceğini düşünerek biraz daha yaklaşıp onların konuştuklarını dinlemeye çalıştı. Fakat yaklaştığında gördüğü manzara onu adeta süpürgeden düşmüşe çevirdi. Hah, bu Oliver’dı! Altında Comfort Family boxerıyla sarışın bir kızla konuşuyordu. Yüzmüş gibi bir havaları vardı. Neyse ki kız giyinmek için kalktı da DJ onun yüzünü görebildi. Bu kızı biliyordu. Gryffindor öğrencisiydi bu, Adreane Jaesnore! Ablası da Ravenclaw’daydı. İsimlerinden çok, melez olmaları DJ’in dikkatini çekiyordu şu anda. Oliver’ın böyle bir kızla ne işi olabilirdi ki? Hem Liz’e ne olmuştu! Onu ne ara unutmuştu da başka bir kızla kaçamak buluşuyordu! Fark edilmek umurunda olmayarak ikisinin yanına adeta uçtu ve yüzü bir şeye bozulmuş olan Oliver’ı kolundan tutup kaldırdı. “Bu halin ne senin! Önce kızımı kuzenimle birlikte görüyorum sonra da oğlumu biz melezle basıyorum. Bu ne rezillik! Hem Liz bilse hiç hoş olur mu?” ‘Melezle’ derken özellikle bastırmıştı. Çünkü DJ’in davası Mugglelar ve melezlerden sıyrılıp safkan olarak üstün bir ırk olmalarıydı. Eğer oğlu bir melezle olursa, böyle bir davayı nasıl savunabilirdi ki? “Liz seninle kafa kafaya uyurken eminim beni düşünmüyordur bile baba. Hem seni hiç ilgilendirmez onun melez oluşu. Onunla takılan benim sen değilsin!” İşte bu son sözlerinden sonra DJ Black’in tepesi atmıştı ve gözlerinin kehanet küresi gibi büyümesinden de bu anlaşılıyordu. “Ne yapacaksın? Kız arkadaşımı da mı öldüreceksin diğerleri gibi? Ona işkence mi edeceksin?” Elbette öyle bir şey yapmayacaktı. Çünkü ne olursa olsun suçsuz insanlara bu tarz şeyler yapmazdı. Savaşa katılanlara veya ayaklananlara yaptıklarının karşılığını verirdi, hem de hiç acımayarak. “Hayır, hiçbir zaman öyle bir şey yapmam.” Oliver belli etmemeye çalışsa da rahatladığı her halinden anlaşılıyordu. Çünkü bir an için Adreane adına endişelendiğini inkâr edemezdi. Bir sorun kalmamış gibi gözükürken, DJ bombayı patlattı. “Yancy’ye izin vereceğim.” Oliver’ın bakışları anında donarken DJ’in ciddi olup olmadığını anlamaya çalıştı. Fakat böyle bir durumda ne zaman şaka yapmıştı ki? "Bunu yapamazsın!" Oliver şokta, DJ kozların elinde olmasından memnunken Adreane’e döndü ve başıyla selam verip “Sanırım artık daha rahat tanışabiliriz, Bayan Jaesnore.” Yüzüne farklı bir gülümseme hâkimdi. Sanki hem pişman, hem de kararlıydı. Oliver artık başka bir kızla takıldığına göre, Yancy onu niçin öldürecekti? DJ sırf bunu merak ettiğinden Yancy’ye izin verebilirdi. Tabi söz konusu olan, diğerlerinden ayırarak sevdiği bariz belli olan oğlu olmasaydı. Fakat o seçimini yapmıştı, bu melezle takılmaya başlayarak. | |
| | | Adreane Jaesnore Gryffindor V. Sınıf
Mesaj Sayısı : 21 Kayıt tarihi : 11/06/10 Rp Yaşı : Belirsiz ? Gerçek İsmi : Melek. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (90/100) Tarafı: Tarafsız
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Perş. 17 Haz. 2010, 13:15 | |
| “Sanırım artık daha rahat tanışabiliriz, Bayan Jaesnore.” Baba oğulun arasında geçen ufak inatlaşmadan sonra son cümleyi algılaması zor oldu. Oliver, babasına o kadar çok benizyordu ki, sanki klonlanmışlardı. Tek fark vardı, biri yaşama arzusuna sahip ve genç, diğeri ise öldürme meraklısı biri. İşte fark bu. Bay Black'e baktığında yüzünde oğluna acı çektiren bir ifade görmek çok kolaydı. İlk önce aşşağalama ve sonra tehtid... Evet, pek adil. Ama şimdi kafa tutup, hele ki bu yaşta kendini tehlikeye atmanın alemi yoktu. Atarsa, Irena'nın ona diyeceklerini biliyordu bile. Sen iyice delirdin. Nasıl olurda Karanlık Lord'un oğluyla takılırsın. Üstelik, bir de ona kafa tutarsın. Biz şimdi gerçekten bittik, sayende! Bu sözleri işitmeyi birkaç yıl boyunca işitmek istemiyordu. Bu nedenle istemeyerek de olsa elini uzattı. "Merhaba Bay Black." Elini sıktığı anda, saçlarını bilerek havalandırdı Adreane. Lord'un bayanlara acaip düşkün olduğunu biliyordu. Bu nedenle, Veela'lığını kullanmak onun işine gelecekti. Altın sarısı saçları yavaş yavaş sağa sola doğru sallanmaya başlıyordu. Sallanırken, şimdi durmuş olan meltemde saçlarının şampuan kokusunu Oliver'ın da, Lord'un da burnuna getiriyordu. Onlar bu kokunun güzel olduğunu düşünürlerken dans etmeye başlayabilirdi. Ama bunu yapmadı. Hemen kişiliğini ele vermek, kesinlikle aptallık olurdu. Bu nedenle sadece saçlarını hareket ettirmekte kararlıydı. Oliver'a döndü. Hayatından çok mutluymuş gibi gözüküyordu. Fakat bu mutlu anı dağıtmak için can atan Adreane'yi durduracak kimse yoktu. Saçlarını sallamayı kesti ve oldukça tatlı sayılabilecek bir ses tonu büründürdü kendine. "Oliver, tanıştığım için - hmmm. Her neyse. Umarım bir daha Bludger'ı büyülemek gibi bir hata yapıp, bir melez ile tanışmak gibi çok daha büyük bir hataya kapılmazsın. Haklı mıyım Bay Black?"
| |
| | | Daniel Jacob Black Karanlık Lord
Mesaj Sayısı : 982 Kayıt tarihi : 25/07/08 Rp Yaşı : 27 Gerçek İsmi : Berker Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Ölüm Yiyen
| Konu: Geri: Kontrolsüz Bludger Perş. 17 Haz. 2010, 14:56 | |
| Hayatında sadece birkaç kez hissettiği bir duyguydu bu. Adreane’nin elini sıktığında hissetmişti. Sanki uçuyormuş gibi bir şeydi, midesinde tuhaf bir şeyler oluyor gibiydi. Hele de burnuna gelen o hoş şampuan kokusu, harikaydı. Neler oluyordu böyle? Hayatının en mutlu gününü yaşıyor, yüreğinde Quidditch Dünya Kupası finali oynanıyordu sanki. Adreane saçlarını sallamayı durdurduğunda tatlı hayaller de sona erdi. DJ yüzünü buruşturup ona baktı ve şaşkınlığını üzerinden atmaya çalıştı. Adreane olabildiğince tatlı bir ses tonuyla konuştu. "Oliver, tanıştığım için - hmmm. Her neyse. Umarım bir daha Bludger'ı büyülemek gibi bir hata yapıp, bir melez ile tanışmak gibi çok daha büyük bir hataya kapılmazsın. Haklı mıyım Bay Black?" DJ başını sallayıp onayladı. Az önce neler olmuştu onu çözmeye çalışıyordu beyni. Bu yüzden Adreane’nin dediklerini yavaş yavaş idrak ediyordu. “Bludger’ını mı büyüledin? Aptal çocuk, daha nasıl yapılacağını bile öğrenememiştin.” Kendi oğlunu aşağıladığını fark ettiğinde geç olmuştu. Oliver böyle aşağılanmalara alışıktı ama yine de üzülüyordu işte. Az önceki mutlu ifadesi düşmüştü, kotuyla tişörtünü giymeye başlamıştı. “Yani evet, haklısın. Bir daha hem melez hem de veela bir cadıyla takılmak gibi bir hata yapacağını sanmıyorum.” Olayı anlamıştı, bu kız bir veelaydı. Her halinden belliydi. Aşırı güzeldi, erkekleri istediği gibi büyüleyebiliyordu, hatta kendinden yaşça büyük birini bile. Yine de olayı daha fazla uzatıp birilerini daha fazla aşağılamayı istemiyordu; ne oğlunu ne de kızı. Oliver’ı anlıyordu, bir veeladan kim hoşlanmazdı ki. Ondan etkilenmiş olması normaldi. Bir süre sonra bıkacak olması da normal olacaktı. Yine tıpış tıpış Liz’e dönecekti ama DJ bunu istiyor muydu, bilemiyordu. Oliver belki de haklıydı, Liz’le beraberken ne Liz, Oliver’ı ne de DJ, Leia’yı aramıştı. Hatta tam tersine Liz’den başka hiç kimseye ihtiyaç duymuyormuş gibi hissetmişti. O an bu da normaldi, aşırı alkollüydü. Sahiden de normal miydi? Sakin olmaya çalışarak Oliver’ın olabildiğince yakınına gitti ve ona son sözünü söyledi. “Güzel arkadaşınla ne yaparsan yap. Ondan kurtulma vakti geldiğinde de yapman gerekeni yap.” Adreane’ye döndü ve sahte bir gülücük atarak Black Malikânesi’ne cisimlendi. Liz’le konuşacağı bazı konular vardı. Aydınlatması gereken bazı konular. | |
| | | | Kontrolsüz Bludger | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|