DJ Black'in Odası

Misafir

Ginny tam gidicekken Dany;

"Dur Ginny! Gitmene gerek yok. Ben.. ben utangaçlığımızı yenebileceğimizi düşünüyorum. Yani o kadar da zor olmaz bence. Sen yeter ki gitme ben utangaçlığımı yenerim. Ama tabi senin de utangaç davranmaman gerekir çünkü eğer öyle davranırsan ben yine telaşlanırım ve ne olur biliyorsun, utangaçlık üstüme yapışır kalır." dedi.Ginny napıcağını şarşırdı. Aslında utangaçlığını yenebilirdi. Dnay'e baktı gitmemesi için adeta yalvarıyordu. Ginny gülümsedi;

"Peki öyleyse kalıyorum." dedi. Sonra. Napıcağını şaşırmış bir biçimde odayı gezdi. Etrafa baktı. Pencerenin yanına geldi. Pencereden tıpkı Ginny'nin odasındaki gibi bir manzara vardı. Ginny bu manzarayı çok seviyordu. Dany'e yaklaştı;

"Demek artık birlikte kalıcaz. Sen utangaçlığını yeniceksin. Bende öyle ..." bir an durdu. Sonra gülümsedi;

"Sence bunu başarırmıyız. Yani daha şimdiden kızardım gibi. Bilmiyorum." dedi. Dany'e sarıldı;

"Seni seviyorum Dany. Beni hiç bırakma olurmu ne olursa olsun bu odadan gitmeme izin verme." dedi. Napıcağını bilmiyordu. O an hiç geçmesin diye düşündü sonsuza kadar Dany'e sarılıyım. Sonsuza kadar beraber bu odada kalalım. Sonsuza kadar beraber olalım. Ama bu olucakmıydı acaba Ginny o gün oraya geldiğinde. Belkide geçmişini bırakıp gelmişti. Tıpkı diğer odasını bıraktısı gibi. Dany'e baktı. Onu çok seviyordu. Tekrar yaklaştı ve Dany'i öptü.

Daniel, Ginny'ye adeta yalvarırcasına bakarken Ginny gülümsedi ve

"Peki öyleyse kalıyorum."

dedi. Sonra pencerenin yanına gitti ve bir süre pencereden baktıktan sonra Danny'ye yaklaştı ve

"Demek artık birlikte kalıcaz. Sen utangaçlığını yeniceksin. Bende öyle ..."

dedi. Bir an duraksadıktan sonra devam etti:

"Sence bunu başarırmıyız. Yani daha şimdiden kızardım gibi. Bilmiyorum."

Daniel bunun ardından

"Elbette başaracağız. Hem kızarmamıza veya utanmamıza gerek yok artık. Sonuçta biz evli sayılırız öyle değil mi Ginny? Hem sen bana söz verdin yüzüğünü takarken, her şeye ve herkese rağmen benimle evlenmeyi kabule ttin. Ne yani utandık diye ayrı mı kalmamız gerek?"

dedi ve sinsi bir biçimde güldü. Ginny bunun ardından

"Seni seviyorum Dany. Beni hiç bırakma olurmu ne olursa olsun bu odadan gitmeme izin verme."

dedi. Danny hemen ona sarıldı ve gitmeyeceğini belli etmeye çalıştı. Ginny ona sıkı sıkı sarılıyordu. Sanki asla bırakmak istemiyordu. Danny de onu bırakmak istemiyordu. Çünkü onu gerçekten çok seviyordu. Sonsuza kadar onunla yaşamak istiyordu. Gerçekten olgunca verdiği tek karardı bu. Daniel kendinden emin bir biçimde Ginny'ye asla gitmeyeceğini söylecekken Ginny yine Daniel'ı öptü. Daniel yin eona karşılık verdi. Bu Dan'in hoşuna gidiyordu ama bir yandan da çekiniyordu tabi. Çapkınlığı nedense artık işlemiyordu. Ginny'ye artık çapkınlık yapamıyor gibiydi. Halbuki en büyük imkanı şimdi yakalamıştı. Yine de içinden gelmiyordu, artık ciddi ve olgun bir beyefendi olmak istiyordu. Artık ne kadar başarabilirse.

Daniel bir süre daha Ginny'ye sarıldıktan sonra onun kollarından ayrıldı ve yine Ginny'ye bakarak

"İstediğin zaman uyuyabilirsin, yani uykun gelirse veya yorulursan çekinmene gerek yok. Ayrıca ne zaman istersen söyle ben çıkarım ve üstünü değiştirebilirsin. Yani balo kıyafetlerinle yatmak istemezsin diye söyledim."

dedi ve güldü. Sanki biraz daha rahatlamıştı şimdi. Utangaçlığını yavaş yavaş üstünden atıyor gibiydi, gerekli olan sakin olmaktı. Ayrıca fazla yakınlaşmamak da gerekiyordu tabi. Çünkü Daniel ne zaman Ginny ile yakınlaşsa yanakları pespembe oluyordu. Nedenini bilmiyordu ama öyleydi işte. İstemese de oluyordu bu. Halbuki o Ginny'ye yakın olmayı seviyordu. Bu asla bir sorun olamazdı. Çünkü Ginny onun aşkıydı ve onunla huzur buluyordu Dan.

Misafir

Dany Ginny'den ayrılarak;

"İstediğin zaman uyuyabilirsin, yani uykun gelirse veya yorulursan çekinmene gerek yok. Ayrıca ne zaman istersen söyle ben çıkarım ve üstünü değiştirebilirsin. Yani balo kıyafetlerinle yatmak istemezsin diye söyledim." dedi.Ginny gülümsiyerek;

"Haklısınız beyfendi. O zaman sizi dışarı alalım bence üzerime geceliğimi giyineyim." dedi. Dany dışarı çıktı.

Amy çantalarını açtı. Geceliğini aradı. Sonunda tıktığı bir kaç kıyafet arasında buldu. Geceliği biraz buruşmuştu. Ama ne olursa olsun deniz mavisi o ipeksi kumaş her zamanki gibi harika görünüyordu.Üzerini giyindi. Gecelik askılıydı. Ginny'nin diz altına geliyordu. Daha sonra ufak bir fırfırı vardı. Saçlarını tependen sıkıca topladı. Makyajını sildi. Çünkü gece öyle yatarsa cildi bozulurdu. Dany'i biraz daha dışarıda bekletmenin eylenceli olacağını düşünerek koltuğa oturdu. Uzun bir süreden sonra bağırarak;

"Tamam Dany. Giyindim." dedi. Dany odaya girdi. Ginny biraz gülümsedi. Etrafında döndü. Gülerek;

"Yakışmışmı beyfendi. Bu geceki kıyafetime pek benzemiyor ama..." dedi.

Danny cevabını merakla beklerken Ginny gülümsedi ve

"Haklısınız beyfendi. O zaman sizi dışarı alalım bence üzerime geceliğimi giyineyim."

dedi. Danny bunun ardından dışarı çıktı ve kapının önünde beklemeye başladı. Tam o sırada uyuz kapısı konuşmaya başladı:

"Sen yetmiyormuşsun gibi bir de bu kadın çıktı başımıza. Siz şimdi bir de evlenirsiniz! Sonra çocuklarınızla da uğraşmak zorunda kalırım!"

Danny bunun ardından sinirlendi ve sessizce

"Merak etme evlendikten sonra burda kalmayacağız zaten. Yine de arada bir ziyaretine gelirim endişelenme."

dedi ve güldü. Sonra dışarda fazla beklediğini farketti. Acaba Ginny onunla oyun mu oynuyordu? Yoksa onu yanında istemediğinden oyalanıyor muydu? Danny biraz endişelenmeye başladığında Ginny

"Tamam Dany. Giyindim."

diye seslendi. Daniel da bunun ardından hemen odaya girdi. Girer girmez de karşısında ipeksi bir kumaştan oluşmuş, deniz mavisi geceliğiyle harika olmuş olan Ginny'yi gördü. Geceliği biraz açıktı, askılıydı ve dizlerinin altına kadardı. Ayrıca fırfırları da vardı. Bu Daniel'ın hoşuna gitmişti ama yine pembeleştiğini hissetti. Bir yandan da yan yan sırıtıyordu.

Ginny bir süre güldükten sonra kendi etrafında döndü ve

"Yakışmışmı beyfendi. Bu geceki kıyafetime pek benzemiyor ama..."

dedi. Daniel bir an ne söyleyeceğini bilemedi. Tek kelimeyle muhteşemdi. Bu yüzden biraz kekeleyerek konuşmaya başladı:

"Tek kelimeyle muhteşem. Ancak biliyor musun benim sınırlarımı biraz fazla zorluyor."

Sonra yanlış bir şey söylediğini fark ederek tekrar konuşmaya başladı:

"Yani yanlış anlama muhteşem görünüyorsun. Ama ben yanımda böyle güzel bir bayan dururken daha ne kadar rahat durabilirim onu bilmiyorum. Neyse, senin çıkmana gerek yok, erkek olduğum için şanslıyım. Boxerımla yatabiliyorum."

Sonra sırıttı ve takım elbisesini çıkarmaya başladı. Gerçekten büyük bir yük gibiydi. Fazlalktan hoşlanmazdı Dan. Bİr t-shirt ve kot yeterdi. Fakat baloda bu hoş olmazdı. Bu yüzdne takım elbiseye veya cüppeye mahkumdu. Daniel üstünü çıkardıktan sonra

"Ee, uyuyor muyuz? Yoksa ben biraz daha seni süzecekbilecek miyim?"

dedi ve gülmeye başaldı. Gene eski rahat konuşmasına ve çapkınlıklarına başlamıştı. Demek ki uyuyan ejderhanın gıdıklanması her zaman da kötü bir şey değildi. Daniel bir süre daha Ginny'ye baktı. Gerçekten çok hoştu, makyajı olmasa bile. Hatta makyajsızken daha doğal ve hoştu. Saçlarını da tepesinden toplamıştı. Böylece de yüzü ortaya çıkmıştı. Bu Dan'in hoşuna gitmişti doğrusu. Çünkü saçları genelde onun yüzünü kapatırdı. Şimdi onun güzelliğini daha net görebiliyordu, hem de çok net.

Daniel'ı aklına bir an Felix geldi. Ginny ile ikisini bu şekilde görseydi herhalde kıyamet kopardı. Daniel nedense onun hep ensesinde bitebileceğini düşünüyordu. Belki de önceden ona çok saygı duyduğu içindi bu. Hem de felix onlardan yedi yaş büyüktü, bu da oldukça büyük bir farktı.

Misafir

Dany büyülenmiş gibi bakarak;

"Tek kelimeyle muhteşem. Ancak biliyor musun benim sınırlarımı biraz fazla zorluyor." dedi ve güldü. Ginny'de güldü. Sonra galiba Ginny'nin yanlış anlamasında korkarak;

"Yani yanlış anlama muhteşem görünüyorsun. Ama ben yanımda böyle güzel bir bayan dururken daha ne kadar rahat durabilirim onu bilmiyorum. Neyse, senin çıkmana gerek yok, erkek olduğum için şanslıyım. Boxerımla yatabiliyorum." dedi ve soyunmaya başladı. Ginny aslıdna biraz utandı. Dany yatağı gösterek;

"Ee, uyuyor muyuz? Yoksa ben biraz daha seni süzecekbilecek miyim?" Ginny güldü.Ama artk geç olduğunu ve yorulduğunu hissederek;

"Bence uyuyalım. Hem biliyorsun bu gün yok yorulduk. Hem uyuyamazsak biraz muhabbet ederiz." dedi. Sonra yatağa yaklaştı. Üzerine oturdu. Aslında bu biraz tuhafdı. Heralde burada olması ona bu kadar tuhaf geliyorsa Dany'e kim bilir nasıl geliyordu. Ama Ginny buna aldırmadı. Yatak tıpkı Ginny'nin yatağına benziyordu. Tek bir farkla topğlanmamıştı. Ginny odadan çıkarken her şeyi toplamıştı oyasaki. Ama bu kesinlikle bir ilkti.

Daniel bir süre daha Ginny'yi süzerken Ginny

"Bence uyuyalım. Hem biliyorsun bu gün çok yorulduk. Hem uyuyamazsak biraz muhabbet ederiz."

dedi. Daniel buna sevinmişti çünkü o da yatağına kavuşmak istiyordu artık. Saatlerdir ondan uzaktaydı. Yatağını da en az arkadaşları kadar çok seviyordu çünkü o gerçekten çok rahattı ve Danny'ye huzur veriyordu. Gerçi içinde huzur olmadıkça asla gözlerini kırpamazdı ama bu gece gerçekten huzurluydu ve üzerinde gereksiz bir mutluluk vardı.

Daniel yatağının dağınık olduğunu farkettiğinde artık çok geçti. Zaten Ginny'de garipsemeden yatağa oturmuştu bile. Bu Danny'yi sevindirmişti çünkü Ginny'nin bir an hoşlanmayacağından endişelenmişti. Fakat Ginny gayet rahat görünüyordu. Ama biraz da garipsemiş. Bu normaldi, ilk defa başkasının yatağında yatacaktı büyük ihtimalle. Danny daha fazla bunu düşünmeyerek yatağa yaklaştı. İlk tereddüt etti fakat sonra rahat bir biçimde yatağa oturdu. Hala konforunu koruyordu. Fakat Daniel'ın içinde hala br şeyler konuşuyor gibiydi:

"Ne yapıyorsun sen ? Aklını mı kaçırdın!? Ginny'nin rahatsız olabileceğini hiç düşünmüyor musun?"

"Sırf kendini düşünüyorsun, yalnız kalmamak için onu rahatından ediyorsun!"

Ve daha bir sürüsü. Danny bir an başını hayır anlamında salladı. Çünkü Ginny'nin de onunla kalmayı istediğini biliyordu. Bu yüzden içi rahatladı ve yatağa uzandı. Başını yastığa koya koymaz aklına yine Ginny geldi. O hala oturuyordu. Bu yüzden Dan hemen

"Hayrola Hanımefendi? Yoksa rahat değil mi yatağımız? Biraz daha büyüyle daha iyisini yapabilirim isterseniz."

dedi. Ginny'nin hayır anlamında başını sallamasından sonra yine güldü ve

"Öyleyse hadi, uyuduğunu görmeden uyuyamam çünkü. Prensip meselesi, en son uyuyan olmayı seviyorum. Brian'la korkup birlikte yattığımız zaman da öyle yapardım."

dedi. Sonra biraz daha gülümseyerek ona baktı. Çok güzel görünüyordu, hatta Daniel'ın görebileceği en güzel bayandı. Gerçi Evangeline de gayet güzel bir bayandı ama nedense ona bu şekilde bakamamıştı Dan. Danny bir süre daha Ginny'ye baktıktan sonra bakışlarını başka bir tarafa çevirdi. Çünkü evet, rahatsız olabilme ihtimali vardı. Danny olsa ve biri kendisine salyaları akan bir köpek gibi baksa gerçekten çok rahatsız olurdu. Bu da çok doğal bir şeydi zaten.

Misafir

Dany yatağa uzandı. Ginny'e bakıyordu. Ginny budna çok mutluydu. Sonra mutlulukla;

"Hayrola Hanımefendi? Yoksa rahat değil mi yatağımız? Biraz daha büyüyle daha iyisini yapabilirim isterseniz." dedi. ve güldü. Ginny başını hyr anlamında salladı. Dany gülerek;

"Öyleyse hadi, uyuduğunu görmeden uyuyamam çünkü. Prensip meselesi, en son uyuyan olmayı seviyorum. Brian'la korkup birlikte yattığımız zaman da öyle yapardım." dedi. Ginny bunu öğrendiği için biraz mutlu oldu. Çünkü Dany'i tanımaya başlıyordu. Yatağa uzandı. Bu biraz garipti Dany'e baktı. Oda garipsemişti anlasılan. Ginny cesaretini toplayarak dany'e sarıldı. Gülerek;

"Uyularım o zaman." dedi ve gözlerini kapadı. Çok mutluydu. Napıcağını şaşırmış bir mutluluğu vardı. Saatler ilerlerken Ginny ve Dany'de uyudular.

Daniel'ın dediklerinden sonra Ginny bir süre mutlu bir biçimde baktı ve sonra yatağa uzandı. Daniel o anda kalbinin hızla atmaya başladığını hissetti. Biraz garipsemişti durumu. Çünkü hiçbir zaman bir bayanla bu kadar yakın olmamıştı. Bu yüzden normal davranmak zor oluyordu. Ancak iyi olan şey de Ginny'nin de garipsemiş gibi durduğuydu. Daniel buna sevinmişti çünkü o garip duyguları yaşayanın bir tek kendisi olmadığını bilmek iyi gelmişti.

Ginny bir süre boyunca Daniel'a baktı. Daniel ona bakacak cesarete sahip değildi o an. Süreklü gözlerini kaçırıyordu bu yüzden. Ama bir anda Ginny kendisine sarılınca biraz irkildiğini farketti. Sanki korkmuş gibi irkilmişti ve avuçları terlemeye başlamıştı. Daniel genelde korktuğunda böyle olurdu. Ama yine de içini gereksiz bir cesaret bürüdü. O da Ginny'ye sarıldı ve Ginny'ye bakarak gülümsedi. Ginny az sonra

"Uyuyalım o zaman."

dedi ve yavaşça gözlerini kapattı. Bunun ardından Danny de huzurlu bir biçimde gözlerini kapattı. Ginny'nin sakin bir biçimde nefes alışverişini duyuyordu. Bu da iyi bir şeydi, çünkü o sakin olunca Danny de sakin hissediyordu. Daniel bir anda uykuya daldıını hissetti çünkü çok rahat ve tatlı hissediyordu. Rüya görmeye başlamıştı bile.

Daniel, Brian, Ginny ve Bonnie Hogwarts'taydılar. Beşinci sınıftaki hallerindeydiler. Daniel çelimsiz çocuk görünümünden kurtulmaya başlamış bir delikanlı olmuştu. Brian da aynı öyleydi. Ginny ve Bonnie genç birer bayan olmuşlardı. Belli ki bir hafta sonuydu ve ayrılmaz dörtlü göl kenarında aylaklık yapıyordu. Daniel asasını almış elinde çeviriyordu. O zamanlar asası Korkusuz Lord değil Korkusuz Dost'tu. Bonnie de hayran bir biçimde Daniel'a bakıyordu. Daniel arada sırada çaktırmadan ona kaçmak bakışlar fırlatıyordu. Ginny ise ayaklarını göle sokmuş bir biçimde şarkı söylüyordu, Brian da ona eşlik ediyordu.

Asasını hızla çeviren genç bir anda oturduğu yerden kalktı ve kendini bir barakada buldu. Baraka karanlıktı ve göz gözü görmüyordu. Korkusuz genç karanlıkta el yordamıyla ilerlemeye çalışırken karanlığı bir asanın ucundan çıkan ışık demetleri bozdu. Daniel asanın sahibine dikkatlice baktığında bu kişinin Brian olduğunu farketti. Ginny'yi sanki rehine almış gibi onun boynunu koluyla kavramıştı ve Daniel'a sinsi bir biçimde bakarak sırıtıyordu. Daniel tam sevgili dostu Ginny'yi kardeş Brian'ın elinden kurtaracakken Brian bir anda asasını Ginny'ye çevirdi ve asasının ucundan yemyşil ışıkların çıkması ile Ginny donmuş bir biçimde yere düştü.

Daniel haykırırcasına bayılıyordu. Sanki biri kendisine çok güçlü bir Cruciatus laneti yapıyor gibi haykırıyordu. Ama bu çok uzun sürmedi çünkü Danny hızla gözlerini açtı. Aşırı terlemişti. Bir kolu eli Ginny'nin belinde ve bir eli de yatarken gizlice yanına aldığı asasındaydı. Sanki bir tehlike olmuştu da asasına ihtiyaç duyduğu için ona sımsıkı sarılmıştı, tıpkı Ginny'ye sarıldığı gibi. Daniel yavaşça asasını tutan elini gevşetti. Neyse ki sabah olmuştu ve odanın içine pencereden ışık yayılmaya başlamıştı.

Ginny'nin belinde duran elini yavaşça çekti Danny ve savaştan çıkmışçasına kendini
yorgun hissettiği için sırtüstü yattı. Böyle daha iyi hissediyordu fakat bir yandan da Ginny'yi düşünüyordu. Sırtüstü yatma zevkini bir kenara bırakarak yataktan kalktı ve hemen dişlerini fırçaladı. Dişlerini fırçalamayı severdi Dan ve ayanın karşısında saatlerce inci gibi olan dişlerini seyredebilirdi. Ama bunun için vakit yoktu. Acilen üstüne t-shirtünü ve kotunu giydi. Sonra büyüyle harika bir kahvaltı hazırladı. Hemen ardından yine Ginny'nin yanına yattı ve onu uyurken izlemeye başladı. Ne kadar da masum duruyordu uyurken. Masumiyetini güzelliği bozuyordu ama bu da kötü bir şey değildi.

Daniel uzunca bir süre Ginny'yi seyrettikten sonra onun yanağına bir öpücük kondurdu ve

"Umarım tatlı bir rüyanı bölmüyorumdur aşkım, ama bence uyansan iyi edersin. Çünkü kahvaltı harika oldu ve sıcak çaylarımızın soğumasını istemem."

dedi. Aşkım? Ona aşkım demişti ilk defa. Daniel böyle laflar etmezdi hiç, hele de asla aşkım demezdi. Çok fazla yalakaca buluyordu bunu ama istemeden de olsa Ginny'ye aşkım demişti. Bunu daha fazla kafasına takmayarak gülümsedi ve Ginny'ye muzipçe gülerek bakmaya başladı. "Artık uyansa da bir an evvel onun gözlerine bakabilsem" diye geçiriyordu içinden. Ginny'nin gözlerine bakınca nedense kendini çok iyi hissediyordu çünkü Ginny ona hep gözleri gülerek bakıyordu.

Misafir

Ginny bağırarak uyandı. Aslında bebekler gibi uyuyordu. Ama birden rüyası bir kabusa dönmüştü. Karşısında Dany'i bulunca ona sarıldı. Ağlamaya başladı. Ağlarkende;

"Ne olur beni bırakma. Lütfen!" diye haykırıyordu.Birden kendine geldi;

"Ben bir rüya gördüm hatta bir kabus." dedi derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı;

"Sen, Brian, ben ve Bonnie Hogwarts'taydık. Beşinci sınıftaki hallerimizleydik. Sen bir delikanlı olmuştun. Brian da aynı öyleydi. Ben ve Bonnie kadınlığa ilk adım atışımızdaydık. Belli ki bir hafta sonuydu ve ayrılmaz dörtlü göl kenarında aylaklık yapıyorduk.Sen asasını almış elinde çeviriyordun. Bonnie de hayran bir biçimde sana bakıyordu. Sende arada sırada çaktırmadan ona kaçmak bakışlar fırlatıyordun. Ben ise ayaklarımı göle sokmuş bir biçimde şarkı söylüyordu, Brian da bana eşlik ediyordu.

Sen bir anda oturduğun yerden kalktın ve bir anda bağıran barakanın içine geçti rüyam. Baraka karanlıktı ve göz gözü görmüyordu. Sen el yordamıyla ilerlemeye çalışırken karanlığı bir asanın ucundan çıkan ışık demetleri bozdu. Sen asanın sahibine dikkatlice baktığında bu kişinin Brian olduğunu farkettin. Beni sanki rehine almış gibi boynumu koluyla kavramıştı ve sana sinsi bir biçimde bakarak sırıtıyordu. Senl tam beni Brian'ın elinden kurtaracakken Brian bir anda asasını bana çevirdi ve asasının ucundan yemyeşil ışıkların çıkması ile ben donmuş bir biçimde yere düştüm. Sana bakıyordum. Seni hissediyordum ama ulaşamıyordum. Bir daha sanki hiç mutlu olamicakmışım gibiydi. Korkmuştum." ağlıyordu. Sadece ağlıyordu. Dany'e yeniden sarıldı. Yalvarırcasına;

"Ne olur beni bırakma Dany. Ölümden bile senle olamicağım için korkuyorum. Lütfen!" dedi.

Muzipçe gülerek Ginny'ye bakarken Ginny birden bağırarak uyandı. Daniel ne olduğunu anlayamamıştı ama Ginny birden ona sarılınca o da Ginny'ye sarıldı. Ağlamaya başlamıştı, Ağlarken de sürekli

"Ne olur beni bırakma. Lütfen!"

diye haykırıyordu. Daniel onun kötü bir kabus görmüş olabileceğini düşündü ama bir şey demedi. Zaten Ginny kendine gelince anlatmaya başladı:

"Ben bir rüya gördüm hatta bir kabus."

derin bir nefes aldı ve devam etti:

"Sen, Brian, ben ve Bonnie Hogwarts'taydık. Beşinci sınıftaki hallerimizleydik. Sen bir delikanlı olmuştun. Brian da aynı öyleydi. Ben ve Bonnie kadınlığa ilk adım atışımızdaydık. Belli ki bir hafta sonuydu ve ayrılmaz dörtlü göl kenarında aylaklık yapıyorduk.Sen asasını almış elinde çeviriyordun. Bonnie de hayran bir biçimde sana bakıyordu. Sende arada sırada çaktırmadan ona kaçmak bakışlar fırlatıyordun. Ben ise ayaklarımı göle sokmuş bir biçimde şarkı söylüyordu, Brian da bana eşlik ediyordu.

Sen bir anda oturduğun yerden kalktın ve bir anda bağıran barakanın içine geçti rüyam. Baraka karanlıktı ve göz gözü görmüyordu. Sen el yordamıyla ilerlemeye çalışırken karanlığı bir asanın ucundan çıkan ışık demetleri bozdu. Sen asanın sahibine dikkatlice baktığında bu kişinin Brian olduğunu farkettin. Beni sanki rehine almış gibi boynumu koluyla kavramıştı ve sana sinsi bir biçimde bakarak sırıtıyordu. Senl tam beni Brian'ın elinden kurtaracakken Brian bir anda asasını bana çevirdi ve asasının ucundan yemyeşil ışıkların çıkması ile ben donmuş bir biçimde yere düştüm. Sana bakıyordum. Seni hissediyordum ama ulaşamıyordum. Bir daha sanki hiç mutlu olamicakmışım gibiydi. Korkmuştum."

Daniel bunun arından donup kaldı. Nasıl olmuştu da aynı rüyayı görmüşlerdi. Yoksa bu yine boynundaki hortkuluğun marifeti miydi? Ginny ağlıyordu, sadece ağlıyordu. Birden yine Danny'ye sarıldı ve yalvarırcasına

"Ne olur beni bırakma Dany. Ölümden bile senle olamicağım için korkuyorum. Lütfen!"

dedi. Daniel bunun ardından ona sıkıca sarıldı ve

"Seni bırakacağımı da nerden çıkardın Ginny, bu asla olmayacak. Tabi sen bırakmamı istemediğin sürece."

dedi. Sonra gülerek ona baktı ve devam etti:

"Hem bu gördüğün saçma sapan bir kabus, böyle bir şey asla olmayacak. Hele de ben varken biri seni asla rehine alıp öldüremez. Böyle bir şey olsa bile Brian olmaz hayır. Neyse, moralini bozma. Bugün harika bir gün olacak gibi. Harika bir kahvaltı hazırladım, harika bir partnerim ve harika bir günüm var. Daha ne olsun ki. Bence vaktimizi iyi değerlendirelim. Çünkü bekarken geçireceğimiz günlerin sonunu yaşamaktayız bunu unutma. Bilirsin, bekarlık sultanlık derler.. Hani belki sen de sultanlığa alışmışsındır ve sultanlığının son günlerini iyi değerlendirmek hakkın."

Sonra yine kıs kıs güldü ve Ginny'yi süzmeye başladı. En az dünki kadar güzeldi ve hala Dan'in yanındaydı. Bir problem yoktu ve bu harika bir şeydi. Ginny gitmemişti. Tek problem nasıl aynı rüyayı görmüş olmalarıydı. Aynı rüyayı gördüklerini, Ginny'ye söylememişti ama bu bir gerçekti ve kaçınılmazdı. Yine de Dan söylememeyi tercih etti. Çünkü ne onun ne de kendisinin gününü berbat etmek istiyordu. O sadece gelip geçici bir kabustu. Ama gerçekten acı vericiydi. Ginny'nin de aynı acıyı çekmiş olduğunu bilmesi Danny'nin canını daha da çok yakıyordu. Ama daha fazla kafasına takmadan Ginny'yi öptü. Böylece hem kendisi hem de Ginny hala birlikte olduklarını ve bir kabusun onları asla ayıramayacağını farkedeceklerdi.

Misafir

Dany Ginny'e sarıldı. Kulağına;

"Seni bırakacağımı da nerden çıkardın Ginny, bu asla olmayacak. Tabi sen bırakmamı istemediğin sürece." dedi. Ginny kısık sesle;

"Asla!" dedi. Dany bunun üzerine devam etti;

"Hem bu gördüğün saçma sapan bir kabus, böyle bir şey asla olmayacak. Hele de ben varken biri seni asla rehine alıp öldüremez. Böyle bir şey olsa bile Brian olmaz hayır. Neyse, moralini bozma. Bugün harika bir gün olacak gibi. Harika bir kahvaltı hazırladım, harika bir partnerim ve harika bir günüm var. Daha ne olsun ki. Bence vaktimizi iyi değerlendirelim. Çünkü bekarken geçireceğimiz günlerin sonunu yaşamaktayız bunu unutma. Bilirsin, bekarlık sultanlık derler.. Hani belki sen de sultanlığa alışmışsındır ve sultanlığının son günlerini iyi değerlendirmek hakkın." dedi. Ginny Dany yanında olduğu için bir kez daha mutlu oldu. Kahvaltıya baktı gerçektende mükemmeldi. Gülümsedi;

" Ehhh... hadi o zaman kahvaltı yapalım." dedi ve Dany'nin yatağa gelebilmesi için kahvatı tepsisini alarak yana kaydı. Tepsiyi kucağına koydu. Ağzına bir parça börek attı. Dany'e;

"Peki bu güzel günde napıcaz beyfendi . Ne yapmak istersiniz?" diye sordu. Sonra gülerek;

"Bunuda benim kararıma bırakma. Biliyorsunki eskiden beri bu konuda çok kararsızımdır. Tabi eğer üç saat boyunca napıcağımızı dinlemek istemiyosan." dedi.Sonra ekledi;

"Bu arada kahvaltı çok güzel. Sihrine sağlık." deyip dil çıkardı. Kabusu tamamen unutmuştu. Çünkü Dany'ninde dediği gibi sadece bir kabustu. Önemmsenmeye değicek bir şey değildi. HEm Brian asla Ginny'i öldürmezdi. Bunu Dany'de Ginny'de biliyordu. Acaba öylemiydi...

Ginny gülmeye başladıktan sonra

" Ehhh... hadi o zaman kahvaltı yapalım."

dedi ve Dany'nin yatağa gelebilmesi için kahvatı tepsisini alarak yana kaydı. Tepsiyi kucağına koydu. Ağzına bir parça börek attı. Daniel o sırada gülmeden edemedi. Ginny iştahlı görünüyordu. Bir süre sonra Danny'ye

"Peki bu güzel günde napıcaz beyfendi . Ne yapmak istersiniz?"

hemen ardından gülerek

"Bunuda benim kararıma bırakma. Biliyorsunki eskiden beri bu konuda çok kararsızımdır. Tabi eğer üç saat boyunca napıcağımızı dinlemek istemiyosan."

dedi. Daniel bunun ardından sinnsi bir biçimde ona baktı ve güldü. Ginny sonra

"Bu arada kahvaltı çok güzel. Sihrine sağlık."

dedi ve dil çıkardı. Daniel'da bunun ardından dayanamayıp

"Afiyet olsun! Çok mutlusunuz bakıyorum da hanımefendi. Ben ne yazık ki ne yapabileceğimizi bulamıyorum. Yandık yani, ya evlenince de böyle olursa, bir süre sonra yapacak bir şey bulamayıp sıkılırsak."

dedi. Ama hemen sonra kendi ağzını kendi ile sıkı sıkı kapadı ve

"Özür dilerim, öyle demek istemedim. Senden asla sıkılmam! Ama yani neyse. Uzatmayayım ve daha fazla batmayayım. Ee ne yapalım bugün aşkısım?"

dedi ağzını açarak. Yine ona aşkım demişti, bunu ağzına alışkanlık etmekten korkuyordu. Çünkü hep dalga geçerdi öyle diyenlerle. Dalga geçmişti ve sonunda kendisi de öyle olmaya başlamıştı işte. Ama Ginny bundan rahatsız olmazsa o da olmazdı. Çünkü Ginny'nin sevdiği şeyleri sevmeye kararlıydı. Sonra durumu biraz daha toparlayabilmek için

"Ya şey istersen bulmayabilirsinde. Çünkü benim tek istediğin seninle olmak. Eğlenmek ikinci planda kalıyor. Bu yüzden yapacak bir şey bulamasan da önemli değil. Ben seninle olayım yeter."

dedi. Sonra da yanakları pembeleşmiş bir biçimde gülümseyerek başını eğdi. Daniel ilk defa duygu sömürüsü yapıyor gibiydi. Ama yine de tek istediği Ginny ile olmaktı. Onunla vakit geçirmek, hatta onu süzmek. Eğlenmek ikinci plandaydı artık. Çünkü Ginny eğlenceden çok daha önemliydi Dan için. O Daniel'ın eşi sayılırdı ve değerliydi. Daniel onu her şeyden çok seviyordu. Ginny ile Brian'ı artık eşit derecede seviyordu. Ama yine de Ginny'ye olan sevgisi sanki biraz daha ağır basıyordu.

Misafir

Ginny kahvaltı yaparken. Dany;

"Afiyet olsun! Çok mutlusunuz bakıyorum da hanımefendi. Ben ne yazık ki ne yapabileceğimizi bulamıyorum. Yandık yani, ya evlenince de böyle olursa, bir süre sonra yapacak bir şey bulamayıp sıkılırsak." dedi. Sonra bir hata yaptığını anlayıp hemen;

"Özür dilerim, öyle demek istemedim. Senden asla sıkılmam! Ama yani neyse. Uzatmayayım ve daha fazla batmayayım. Ee ne yapalım bugün aşkısım?" dedi. Ginny güldü. Dany aşkım lafını kullananlarla çok dalga geçerdi ama Ginny'e aşkım demişti. Ginny güldü. Dany'i öptü ve Dany'nin ağzına bir parça börek attı. Dany bir süre sonra devam etti;

"Ya şey istersen bulmayabilirsinde. Çünkü benim tek istediğin seninle olmak. Eğlenmek ikinci planda kalıyor. Bu yüzden yapacak bir şey bulamasan da önemli değil. Ben seninle olayım yeter." Ginny bunu duyunca daha çok güldü. Kahvaltı tepsisini komodine koydu. Yatağın üstünde dizlerinin üstüne kalktı. Yatağın ayak ucunda yüz üstü yattı ve bir;

"Puf..." sesi çıkararak düşünmeye başladı. Sonra gülerek döndü;

"Eee... Sence bu şekildemi düşünüyüm. " dedi. Sonra tekrar Dany'e baktı. Buna inanmıyordu. Dany'le bütüng ece birlikte uyumuşlardı. Ginny çok mutluydu. Çocuklar gibiydi.

Dany'e yaklaştı. Ona sarıldı. Kulağına;

"Bütün gün böyle duralım benim için hiç farketmez beyfendi." dedi. Sonra kendini sırt üstü yatağa bıraktı. Dany'e bakmayı sürdürdü. Onu çok seviyordu ve yakında evlenceklerdi. Bu sabah artık aklında ne Bonny ne Brian vardı. Sadece Dany vardı. Onun hayatının aşkı her şeyi. Ondan ayrılşmaya bir saniye tahamülü yoktu.

Ginny, Danny'nin sözlerinden sonra bir süre güldü ve hemen ardından Kahvaltı tepsisini komodine koydu. Yatağın üstünde dizlerinin üstüne kalktı. Yatağın ayak ucunda yüz üstü yattı ve bir

"Puf" sesi çıkararak düşünmeye başladı. Sonra gülerek döndü;

"Eee... Sence bu şekildemi düşünüyüm. " dedi. Sonra tekrar Dany'e baktı. Daniel da ona bakıyordu. Onu özlüyordu Danny, birbirlerine çok yakın olsalar bile özlüyordu. Uyurken bile, birbirlerine sarılmışlarken bile özlüyordu. Onu o kadar çok seviyordu ki asla ayrılmak istemiyordu. Daniel, Ginny’ye tatlı bis şekilde gülümsedi ve yastığına yaslanarak onu dinlemeye devam etti.

Sonra Ginny, Danny’ye yaklaştı ve ona sarılarak kulağına

"Bütün gün böyle duralım benim için hiç farketmez beyfendi."

Dedi. Hemen ardından kendini sırt üstü yatağa bıraktı. Dany'e bakmayı sürdürüyordu. Daniel da ona bakıyordu. Daha ne kadar sessizce birbirler4ine bakacaklardı bilmiyordu Dan. Ve sessizliği de bozan da kendisi olmak istiyordu bu yüzden düz ve ciddi bir ses tonuyla

“Eh benim için de fark etmediğine göre bütün gün böyle durabiliriz o zaman."

dedi ve Ginny’nin yanına uzandı. Onun yanında olmak çok hoş ve garip bir şeydi. Kendini hem endişeli hem de mutlu hissedebiliyordu. Endişelerinin ne kadar da yersiz olduğunu biliyordu ama bazen endişelenmek hoş bir şeydi. Endişeli halleri gerçekten de masum ve tatlıydı. Ama mutlu halleri de en az onun kadar güzeldi. Danny bir an için Ginny’ye sarılmayı ve tatlı bir hayale dalmayı diledi ama yapamıyordu. İlk adımı hep ondan bekliyordu nedense. Bu kadar da utangaç olamazdı Dan. Kendinden utanmaya başlamıştı. Bir de fırlamalığı ve çapkınlığı ile gurur duyardı. Ama o bir çapkından çok utangaçtı! Bu Daniel’ın tahammül edebileceği son şeylerden biriydi. Bu yüzden Ginny’ye sarıldı ve onu öptü. Sonra tatlı bir tebessümle

“Benim günüm böyle de gayet hoş geçiyor. Seni bilmem ama ben çok huzurlu ve garip hissediyorum. Garip olanlardan biriyse bütün gece seninle uyumuş olmam ve ilk defa kendimi bu kadar mutlu hissetmiş olmam. Çünkü uzun bir süre sonra yine yalnız değildim ve yanımda sevdiğim biri vardı, aşık olduğum bayan. Seni gerçekten çok seviyorum Ginny, sensiz asla yapamam. Sen benim her şeyimsin. Umarım evliliğimiz de aşkımız kadar dayanıklı olur ve her türlü zorluğun üstesinden gelir. “

dedi. Sonra ona sıkıca sarılmaya devam etti. Daniel artık kesinlikle emindi, Daniel ve Ginny birbirleri için yaratılmıştılar. Ya birlikte ya da hiçtiler. En azından Dan böyle düşünüyordu ve Ginny’nin de öyle düşündüğüne emindi. Çünkü o da hayranlıkla bakıyordu Dan’e, büyülenmiş gibi. Dan de ona büyülenmiş gibi bakıyordu. Zaten sanki Ginny ona büyü yapmıştı, geri dönüşü olmayan bir büyü.

Misafir

Dany Ginny'nin yanına uzandı;

“Eh benim için de fark etmediğine göre bütün gün böyle durabiliriz o zaman." dedi. Ginny gülümsedi. BU harika bir duyguydu.

Dany Ginny'e sarıldı.Onu öptü. Ginny kollarını Dany'nin boynuna doladı. Burnunu burnuna değdirdi. Gülümsedi. Dany'i öptü. Çok mutluydu. Onu asla bırakamazdı.

Dany;

“Benim günüm böyle de gayet hoş geçiyor. Seni bilmem ama ben çok huzurlu ve garip hissediyorum. Garip olanlardan biriyse bütün gece seninle uyumuş olmam ve ilk defa kendimi bu kadar mutlu hissetmiş olmam. Çünkü uzun bir süre sonra yine yalnız değildim ve yanımda sevdiğim biri vardı, aşık olduğum bayan. Seni gerçekten çok seviyorum Ginny, sensiz asla yapamam. Sen benim her şeyimsin. Umarım evliliğimiz de aşkımız kadar dayanıklı olur ve her türlü zorluğun üstesinden gelir. “ dedi. Ginny gülümsedi;

"Ben bundan eminim beyfendi. Bildiğim tek bir eşy var ne olursa olsun ben seni bırakmicam. Sen benim geçmişim, bu günüm ve geliceğimsin. Bu böyle ve asla değişmicek. Ben seni çok seviyorum. Her şeyim bitanem canım kocam." Ginny ona kocam demişti. Bu harika bir duyguydu. Ona kocam demek. Gülümsedi. Aslında Voldemort çok şey kaçırmıştı. Ama Dany için bu asla söz konusu değildi. Çünkü Dany Voldemort'a hiç benzemiyordu. Sonra Dany'i öptü. Onu öpmek Ginny'e huzur veriyordu. Ginny devam etti;

"Zaman hiç akmasa hep böyle kalsak bu şekilde. Seni çok seviyorum Daniel Jacob Black." dedi. Gülümsedi.

Daniel, Ginny'ye sımsıkı sarılırken Ginny gülümsedi ve

"Ben bundan eminim beyfendi. Bildiğim tek bir eşy var ne olursa olsun ben seni bırakmicam. Sen benim geçmişim, bu günüm ve geliceğimsin. Bu böyle ve asla değişmicek. Ben seni çok seviyorum. Her şeyim bitanem canım kocam."

dedi. Ginny, Danny'ye kocam demişti. Bu çok garip bir duyguydu Danny için. Sanki daha dün gibiydi, fırlama, umursamaz ve çocuk olduğu günler. Artık gerçekten bir yetişkin olmuştu. Ama hala on sekiz yaşındaydı. Evlenecekti ama hala çok gençti. Bunu umursamıyorsu çünkü bir an evvel Ginny'ye kavuşmak onunla mutlu bir yuva kurmak istiyordu.

Ginny bir süre sonra yine Danny'yi öptü, Daniel yine bir anlığına huzulu hissetti. Nedense böyle hissediyordu her seferinde. Ginny sonra Danny'ye baktı ve

"Zaman hiç akmasa hep böyle kalsak bu şekilde. Seni çok seviyorum Daniel Jacob Black."

dedi. Daniel bunun ardından muzipçe sırıtarak

"Aa hayır böyle kalmasak iyi olur. Bence artık evlenelim ve.. ve bizim gibi eğlenceli, mutlu ve fırlama çocuklarımız olsun. Sakın dalga geçme Ginny, bu da benim hayallerimden biri. Bana benzeyen bir oğlum ve eşime benzeyen bir kızım olmasını isterdim hep ve hala da istiyorum. Bu yüzden bence böyle kalmayalım ve zaman biraz ilerlesin, biz evlenelim, bebeklerimiz olsun ve tatlı olsunlar, sıkılınca oyuncak gibi onlarla oynayalım. Tabi onlar gelince birbirimizi unutmayalım."

dedi ve kafasını Ginny'nin omzuna yaslayarak yine ilginç hayallere daldı. Bir yandan da sırıtıyordu. Çünkü birilerinin kendisine baba demesine tahammül edemezdi herhalde. Bu garip bir duyguydu, evlenecek olmak, tatlı bir yuva kuracak olmak.

Misafir

Dany sırıtarak;

"Aa hayır böyle kalmasak iyi olur. Bence artık evlenelim ve.. ve bizim gibi eğlenceli, mutlu ve fırlama çocuklarımız olsun. Sakın dalga geçme Ginny, bu da benim hayallerimden biri. Bana benzeyen bir oğlum ve eşime benzeyen bir kızım olmasını isterdim hep ve hala da istiyorum. Bu yüzden bence böyle kalmayalım ve zaman biraz ilerlesin, biz evlenelim, bebeklerimiz olsun ve tatlı olsunlar, sıkılınca oyuncak gibi onlarla oynayalım. Tabi onlar gelince birbirimizi unutmayalım." dedi. Ginny birden olduğu yerde kaldı bir süre. Dany çocuk istiyordu. Bir çocuk. Dany'den bir çocuğu olsa ne kadar harika olurdu. O günzel mutlu yuvaların bir çocuk. Ginny gülerek olduğu yerden kalktı. Dany'nin boynuna sarıldı. Gözlerinin içine bakarak;

"Demek çocuk. Hemde bir kız bir oğlan. Belki ikiz olurlar ne dersin. Bu kesinlikle harika bir duygu. Dany bende senden çocuk istiyorum. " dedi ve Dany'i öptü. Sonra birden;

"Peki ya karmın şişince beni beyenmezsen. Ben naparım sonra. " dedi ve dil çıkardı. Bu o kadar güzel bir şeydiki. Dany'den çocuğunun olması. Harika bir duygu olurdu. Küçük bir oğlan tıpkı babası gibi ve tabi bir kız ...

Özlemle Dany'e baktı. Ne diğeceğini bilemiyordu. Bir çocukları olması gerçekten harikaydı. Ama peki ya bu yaşta. Daha onsekiz yaşındaydılar. Çocuğa hazırlarmıydı. O sorumluluğu almaya. Hem onların üstünde büyük bir yük vardı zaten. Onlar Karanlık Lord ve Lady'idi. Yani Ölüm Yiyenlerine karşı bir sorumlulukları vardı. Bunu hiçe sayamazlardı. Bu odanın içinde sedece mutlu birer çift olsalarda dışarıda onları bekliyen bir savaş vardı belkide. Böyle bir dünyaay çocuk getirmek. O sorumluluğu almak. Bu çok ağır bir yüktü. Dışarıdaki savaşı sorumluluklarını unutmamalılardı. Onların artık kaderi olmuştu.

Ginny'nin bir süre dounup kaldığını farketti Dan. Belli ki şaşırmıştı. Daniel bunun ardından gülmeye başladı. Sonra Ginny olduğu yerden kalkıp Danny'nin boynuna sarıldı ve onun gözlerine bakarak

"Demek çocuk. Hemde bir kız bir oğlan. Belki ikiz olurlar ne dersin. Bu kesinlikle harika bir duygu. Dany bende senden çocuk istiyorum. "

dedi ve Danny'yi öptü. Hemen ardından birden aklına nasıl geldiyse

"Peki ya karmın şişince beni beyenmezsen. Ben naparım sonra. "

dedi ve dil çıkararak güldü. Daniel bunun ardından heyecanla konuşmaya başladı:

"Saçmalama! Neden beğenmeyeyim ki, beni diğerleriyle karıştırma. Ayrıca senin de böyle bir şeyi isteyebileceğin aklımın ucundan bile geçmezdi. İlginç, dediğin gibi ikiz olursa süper olurdu. Neyse, bunlar çok güzel hayaller ama-"

Bir an durdu ve biraz somurtarak

"-Ama senin de bildiğin gibi henüz on sekiz yaşındayız ve ağır sorumluluklarımız var. Bir veya birden fazla bebeğe bakacak ne vaktimiz ne de imkanımız var. Ayrıca zaten biz kendimiz daha çocuk sayılırız. Biraz beklemek en iyisi. En azından malum savaşın bitmesini beklememiz en iyisi. Diyelim ki başımıza bir şey geldi, çocuklarımız yalnız başlarına nasıl yaparlar. Neyse, bu konuyu kapatalım ve günümüze kaldığımız yerden devam edelim."

dedi. Sonra gülmeye çalışarak Ginny'ye baktı ve kendini sırt üstü yatağa hızla bıraktı. Morallerinin bir saniye dahi bozulmasına izin vermek istemiyordu Dan. Hem zaten çok yakında evlenecekerdi ve en önemlisi Hogwarts açılacaktı. Yaşamlarının uzun bir yılını Hogwarts'taki odalarında geçireceklerdi. Bu aklına gelince Dan hızla Ginny'ye baktı ve

"Unutmadıysan eğer Hogwarts açılacak ve orda kalmaya başlayacağız! Harika olacak. Düğünümüzden sonra hayal edebileceğin en güzel balayı olacak bence. Hah! Düşünsene kaç kişi düğününden sonra Hogwarts'ta tatil yapmaya pardon yaşamaya gidiyor. Çünkü pek tatil yapacağımız söylenemez, ders verip duracağız ve bu eğlenceli bir şey sayılır."

dedi. Sonra yine odanın tavanına bakmaya başladı ve güldü. Artık bir an evvel evlenmelerini ve Hogwarts'ın açılmasını istiyordu. Hayatları çok değişecekti ve belki savaş olmazdı. Zümrüdüanka dakilerle anlaşabilirlerdi belki de. Ama bu pek imkanlı değildi, mutalaka bir taraf kazanmalıydı ki eski düzene dönülebilsin.

RPO: Ilgaz, kujum istersen yazacak bir şey bulamıyoruz ya bundan sonra artık düğünü bekleyelim o zaman devam ederiz rpye. Hazırlandık ettik falan diye

Misafir

Dany;

"Saçmalama! Neden beğenmeyeyim ki, beni diğerleriyle karıştırma. Ayrıca senin de böyle bir şeyi isteyebileceğin aklımın ucundan bile geçmezdi. İlginç, dediğin gibi ikiz olursa süper olurdu. Neyse, bunlar çok güzel hayaller ama-" Bir süre duraksadı "-Ama senin de bildiğin gibi henüz on sekiz yaşındayız ve ağır sorumluluklarımız var. Bir veya birden fazla bebeğe bakacak ne vaktimiz ne de imkanımız var. Ayrıca zaten biz kendimiz daha çocuk sayılırız. Biraz beklemek en iyisi. En azından malum savaşın bitmesini beklememiz en iyisi. Diyelim ki başımıza bir şey geldi, çocuklarımız yalnız başlarına nasıl yaparlar. Neyse, bu konuyu kapatalım ve günümüze kaldığımız yerden devam edelim." dedi. Ginny'nin yanına yatağa uzandı. Ginny ona bakmayı sürdürdü. Ondan bir saniye bile gözünü ayıramıyordu. Onu çok seviyordu.Diny;

"Unutmadıysan eğer Hogwarts açılacak ve orda kalmaya başlayacağız! Harika olacak. Düğünümüzden sonra hayal edebileceğin en güzel balayı olacak bence. Hah! Düşünsene kaç kişi düğününden sonra Hogwarts'ta tatil yapmaya pardon yaşamaya gidiyor. Çünkü pek tatil yapacağımız söylenemez, ders verip duracağız ve bu eğlenceli bir şey sayılır." dedi. Ginny gülümsedi. Sonra doğruldu ve;

"Hogwarts'dan önce yapmamız gereken bir şey ver. Evlenmek. Hadi kalk bakalım yoksa kendi düğünümüze geç kalıcaz. " dedi. Dany'e bir öpücük kondurdu. Hızla dolaba gitti ve Dany'e bakarak;

"Biliyormusun bir muggle inancına göre düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirirmiş. Sence bizde buna inanmalımıyız. Bence hayır!" dedi ve dolaptan gelinliğini çekti. Gülerek Dany'e baktı. İçinden ne kadar çanslı olduğunu düşündü. Gelinliği yatağa bıraktı. Dany'e soran gözlerle;

"Eeee... sizin damatlığnızı görmicekmiyiz." dedi ve beklemeye başladı.

Daniel boş boş tavana bakarken Ginny'nin hülümsediğini gördü. O da gülmeye başladı. Birkaç saat sonra düğünleri vardı ve onlar burda hala keyif çatıyorlardı. Ginny sonra

"Hogwarts'dan önce yapmamız gereken bir şey ver. Evlenmek. Hadi kalk bakalım yoksa kendi düğünümüze geç kalıcaz. "

dedi. Hemen ardından Danny'ye bir öpücük kondurdu ve dolaba doğru ilerledi. Danny'ye bakarak

"Biliyormusun bir muggle inancına göre düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirirmiş. Sence bizde buna inanmalımıyız. Bence hayır!"

dedi ve dolaptan gelinliğini çekti. Gülerek Dany'e baktı. Sonra gelinliğini yatağa bıraktı ve

"Eeee... sizin damatlığnızı görmicekmiyiz."

dedi. Daniel bunun ardından biraz endişelenerek sırıttı ve

"Sanırım görmezsen daha iyiydi ama neyse."

dedi. Sonra hızla yataktan kalktı ve dolabından damatlığını çıkardı. Damatlık dediği şey siyah bir pantolon, siyah ve üzerinde slogan bulunan bir t-shirt ve takım elbise ceketiydi. Gayet güzeldi ama Ginny ne tepki verirdi bilmiyordu. Çünkü bir damat takım elbisesinden çok etraftan ayrı ayrı toplanmış giysilere benziyorlardı. Ama Daniel giydiğinde üstünde gayet şık duruyordu.

Daniel Ginny'nin kızabileceğini düşünerek kaçmak için

"Ben şey duşa girsem iyi olur, düğünümde parıl parıl parlamak istiyorum çünkü."

dedi ve Ginny'nin tepkisini bekledi bir süre. Sonra yavaş ve çekingen adımlarla banyoya ilerledi. Arkasından bir bağırma veya itiraz bekliyordu, ki bunu da normal karşılardı. Çünkü Ginny haklı olurdu. Danny'nin damatlık dediği şeyin damatlıkla alakası yoktu ama benziyordu ve Daniel'a çok yakışıyordu. Yine de kızabilirdi Ginny ama.

Misafir

Dany;

"Sanırım görmezsen daha iyiydi ama neyse." dedi ve dolaptan bir kaç parça şey çıkardı.Ginny onlara baktı. Bu bir T-shirt, siyah bir pantolon ve birde ceketti. Ginny bir süre kala kaldı. Dany kaçmak için hemen;

"Ben şey duşa girsem iyi olur, düğünümde parıl parıl parlamak istiyorum çünkü." dedi ve yavaş adımlarla banyoya gitti. Ginny dayanamayıp Dany'nin arkasından banyoya gitti. Dany tam kapıyı kapatıcakken kapıyı yakaladı ve Banyodan içeri süzüldü. Kızgın bir hal takındı. Bir adım Dany'e yaklaştı. Ama adımını attığı yere bir sabun vardı ve Ginny'de kayarak küvete düştü. Sonra birden gülmeye başladı. Dany'e;

"Kızma taklidi yapayım dedim ama onu bile başaramadım. Sana kızmayı bırak şakasına bile kızma taklidi yapamıyorum. " dedi. Sonra küvette doğrulmaya çalıştı ama eli duş düğmesine geldi ve su açıldı. Ginny'De sırıl sıklam bir halde gülmesini tutamadan orada kaldı. Dany'e bakrak gülüyor ve onun ne diğeceğini merak ediyordu.

Saçlarını sıktı amahala ıslanıyordu ve gülmesine bir türlü son veremiyordu. Karşısında Dany'de gülmeye başladı ve onuda kolundan yakaladığı gibi yanına çekti. Artık ikiside sırılsıklam ve elbiseliydiler. Ginny gülerek;

"Düğüne böylemi gitseydik ne." dedi.

Daniel tam banyoya gelmiş ve tehlikeden kurtulmuşken Ginny'de arkasından geldi ve Danny kapıyı kapatamadan aradan içeri süzüldü. Kızgın bir hal takınmıştı. Bu Danny'yi korkutmuştu ama hemen ardından Daniel'a bir adım daha yaklaşmaya çalışıp önünde duran sabuna basınca ve küvete düşünce Daniel Ginny'nin yüzündeki gülümser ifadeyi görünce dayanamadı ve gülmeye başladı. Ginny, Danny'ye döndü ve

"Kızma taklidi yapayım dedim ama onu bile başaramadım. Sana kızmayı bırak şakasına bile kızma taklidi yapamıyorum. "

dedi. Sonra küvette doğrulmaya çalıştı ama eli duş düğmesine geldi ve su açıldı. Ginny'De sırıl sıklam bir halde gülmesini tutamadan orada kaldı. Dany'e bakrak gülüyordu. Daniel da o güldüğü için kendini tutamıyor ve gülüyordu. Gerçekten garip ve komik bir durumdu. Daniel'ın banyosu bile dağınıktı, sabunun yerde ne işi olduğu da esrarengiz bir olay gibiydi. En yakın zamanda bu odanın toplanması gerekiyordu belli ki.

Ginny bir yandan saçlarını sıkıyordu ama saçları yine de ıslanıyordu. Çünkü su hala açıktı. Daniel kendini tutamayıp Ginny'ye bakarak hala gülüyordu. Ama bir anda kolunu bir şeyin yakaladığını farketti ve bunu farkeder etmez de kendini küvetin içinde buldu. Artık Daniel da sırılsıklam elbiseleriyle ıslanmaya devam ediyordu. Ama bu gülmesini engellemiyordu. Sanki hiç bu kadar eğlenmemiş gibiydi. Ginny bir süre sonra gülerek

"Düğüne böylemi gitseydik ne."

dedi. Daniel da bunun ardından gülmemeye çalışarak

"Sanırsam düğünün en şık çifti oluruz."

dedi. Sonra da sakinleşmeye çalışarak Ginny'ye baktı. Ne güzel eğleniyorlardı birlikte. Danny dayanamadı ve

"Biliyor musun Ginny, hala çocuk gibiyiz. Hala çocuk gibi eğlenebiliyoruz. Ve bu harika bir şey! Seninleyken çok mutluyum ve aşırı eğleniyorum!"

dedi. Sonra biraz somurtarak

"Ben hayal kurarken hayallerimde evleneceğim kişi, eğlenip mutlu olabileceğim kişi hep Bonnie idi. Ama artık değişti, hayallerim artık hep senin üzerine kurulu. Neyse."

dedi ve devam etti:

"Şampuanı uzatabilir misin acaba? Bari vaktimizi değerlendirelim diye hani. Yoksa geç kalacağız."

Bir yandan da çocukçasına gülüyordu. Hayatında ilk defa bu kadar çok gülmüş gibiydi ve karnına kramp girmişti gülmekten. Hıçkırık tutacağından korkuyordu. En kötüsü de Danny'yi hıçkırık tutunca çok uzun bir süre geçmiyordu. Daniel'ın her şeyi neden garip olmak zorundaydı ki. Hiç normal bir yanı yoktu. Hep diğerlerinden daha farklı oluyordu. Bu da can sıkıcı olduğu kadarhoş bir şeydi de.

Misafir

Ginny gülerken Dany;

"Sanırsam düğünün en şık çifti oluruz." dedi. Sonra ciddi bir ifade takınarak;

"Biliyor musun Ginny, hala çocuk gibiyiz. Hala çocuk gibi eğlenebiliyoruz. Ve bu harika bir şey! Seninleyken çok mutluyum ve aşırı eğleniyorum!" dedi. Ginny gülerken başını evet anlamında salladı ve;

"Benim bundan bir şikayetim yok." dedi. Dany biraz somurtarak;

"Ben hayal kurarken hayallerimde evleneceğim kişi, eğlenip mutlu olabileceğim kişi hep Bonnie idi. Ama artık değişti, hayallerim artık hep senin üzerine kurulu. Neyse." bir süre sorna devam etti;

"Şampuanı uzatabilir misin acaba? Bari vaktimizi değerlendirelim diye hani. Yoksa geç kalacağız." dedi. Sonra Ginny eline şampuğanı aldı. Küvette ayağa kalktı gülerek;

"Demek Bonny ha...." dedi ve şampuğanın ağzını açtı " Şimdi görürsün" diyerek şampuanı Dany'nin kafasına sıkmaya başladı. Birden gene ayağa kayıp Dany'nin tam yanına düştü. Gülerek;

"Dediğim gibi şakadan kızmayı bile beceremiyorum." dedi. Sonra Dany'nin başındaki şampuğan yığınından eline biraz aldı ve kendi saçına sürdü. Dany'e baktı;

"Artık eşitlendik galiba." dedi ve şampuğanın oluşturduğu baloncuklardan birini patlattı. Sonra biraz ciddileşmeye çalışarak;

"Sen haklısın bence bu kadar yeter" diyip saçını yakamaya başladı.

Daniel'ın söylediklerinden bir süre sonra Ginny küvette ayağa kalktı ve şampuanı eline aldı. Sonra

"Demek Bonny ha...."

dedi ve şampuanın ağzını açarak

" Şimdi görürsün"

diyerek şampuanı Dany'nin kafasına sıkmaya başladı. Birden gene ayağa kayıp Dany'nin tam yanına düştü. Daniel bunun ardından tam yanına düşmüş olan Ginny'ye baktı ve

"Biraz daha dikkat etmezsen sanırsam düğüne savaştan çıkmış bir biçimde gideceğiz."

dedi. Sonra kıs kıs gülmeye başladı. Ginny bunun ardından

"Dediğim gibi şakadan kızmayı bile beceremiyorum."

dedi ve sonra Danny'nin başındaki şampuan yığınından biraz alarak kendi saçına sürdü. Hemen ardından

"Artık eşitlendik galiba."

dedi ve şampuğanın oluşturduğu baloncuklardan birini patlattı. Sonra biraz ciddileşmeye çalışarak;

"Sen haklısın bence bu kadar yeter"

diyip saçını yıkamaya başladı. Ondan sonra Danny de saçlarını yıkamaya başladı. Gözüne yine köpük kaçırmıştı ve gözü çok yanıyordu. Daniel birden haykırırcasına bağırmaya başladı:

"Aaaaahh! Yine mi! Bıktım!"

dedi ve gözüne biraz su tuttu. Gözünün yanması durunca saçlarını duruları ve Ginny'ye dönerek

"Sabunu uzatır mısın? İki tane var birinide sen alabilirsin. Ama önce bir saniye."

dedi. Sonra kaymamaya dikkat ederek küvetten çıktı ve

"Ama önce üstümü çıkarmam gerekecek. Merak etme sadece üstümü çıkarıcam"

dedi ve gülmeye başladı. İnanılmaz bir gündü bugün. Ginny ile birlikte banyo yapıyorlardı ve birkaç saat sonra evleneceklerdi. Danny bir an saate bakmadan edemedi. Sate bakar bakmazda hızla üstünü çıkardı ve küvete dönüp hızla yıkanmaya başladı. Geç kalacaklardı yoksa. Daniel yıkanıp durulandıktan sonra hızla küvetten çıktı ve Ginny'ye dönüp

"Ben çıkayım sen de yıkan. Ben o sırada damatlığımı giyerim. Sen de çıkınca giyinirsin. Saat gittikçe yaklaşıyor çünkü."

dedi ve hemen banyodan çıkıp kurulandı. Sonra üstüne hızla damatlığını giyip parfümünü sıktı. Gerçekten de çok şık olmuştu. Sıra saçlarındaydı. Pek şekil vermeyecekti. Sadece normal dursun diye biraz sprey sıktı. Daniel hazırdı. Sadece ayakkabılarını giymesi gerekiyordu. Bu yüzden hemen dolabında sakladığı ve hiç giymemiş olduğu siyah Converse'lerini çıkardı ve giydi. Geriye sadece Ginny'yi beklemek kalmıştı.

Misafir

Dany birden;

"Aaaaahh! Yine mi! Bıktım!" dedi. Ginny gülerek Dany'nin yanağna bir öpücük kondurda ve;

"Geçmiştir artık" dedi. Bir süre sorna Dany ;

"Ama önce üstümü çıkarmam gerekecek. Merak etme sadece üstümü çıkarıcam" dedi. Ginny güldü. Dany üstünü çıkartım hemen küvete geri geldi. Hızlıca duşunu aldı ve;

"Ben çıkayım sen de yıkan. Ben o sırada damatlığımı giyerim. Sen de çıkınca giyinirsin. Saat gittikçe yaklaşıyor çünkü." diyerek banyodan çıktı. Ginny gülerek yıkanmaya başladı. Üstündeki ıslak geceliği çıkarakdı ve güzel bir duş aldı. Sonra küvetten çıktı büyüyle saçlarını kuruttu. Gene büyüyle şekil verdi. Banyodan çıktı. Odaya döndüğünde Dany'i hazır ve çok yakışıklı bir şekilde buldu. Gülerek;

"Çıkmana gerek yok arkanı dönsen yeter" dedi. Dany arkasını dönünce bornozunu çıkarttı ve gelinliğini giydi. Makyajını yaptı. Dany'e;

"Artık dönebilirsin. Nasılım?" diye sordu.

DJ Black'in Odası - Sayfa 2 Gelin-22