Brian Justin Black Admin - Okul Müdürü
Mesaj Sayısı : 405 Kayıt tarihi : 07/07/08 Rp Partneri : Elisabeth Rose Weasley. {Pişt çaktırmayın ben az çapkınım xD} {Şeyma onu adam eder merak etmeyin. xD}[Sen herşeye karışma bi xD] Rp Yaşı : 27 Gerçek İsmi : Ferdi. Ruh Hali :
Bilgilerim Rp Puanı: (100/100) Tarafı: Yoldaşlık
| Konu: I. Sınıfların, I. Dersi Salı 02 Eyl. 2008, 21:40 | |
| Brian uykusunda rüyadan rüyaya atlıyordu. Rüyalarında her zaman çok güzel tarifi edilemez bir peri kızı görüyordu. Her rüya görüşünde sanki büyülenmişçesine sadece onu görüyordu. Sanki rüyasında bir yaşamı varmışçasına her rüyanın devamını ertesi gün görüyordu. Açıkçası bu Brian'in çok hoşuna gidiyordu. Her zaman o peri kızını görmek Brian’a tarif edilemez bir duygu veriyordu. Brian o rüyasında gördüğü o güzel peri kızına aşık olmuştu. Her zaman bunu olamayaçağını defalarca kendisine söyledi ama olanaksızdı.
Brian artık o peri kızına alışmıştı. Artık erken yatar geç kalkar olmuştu. Tağki Kehanet dersinin bir gün öncesine kadar. O akşam Brian yine o peri kızını rüyasında görebilmek için erkenden yeşil renkli siyah çizgileri olan pijamasını giydi ve uyumaya başladı. Ama bu sefer rüyasında peri kızını değil bir ateş çemberi görmüştü. Peri kızı bu çemberden geçerken ateşe kapılıp yanıp kül olmuştu. Brian rüyasından uyandığında büyük bir şok yaşıyordu ve hemen gidip banyoya yüzünü yıkadı ve aynada kendine uzun, uzun baktı. İçinden hep şu soruyu söyledi.
''Neden güzellerin en güzeli neden?''
Diyerek durdu. Saat gece'nin 04,30'du ama artık Brian rüya görmek istemiyordu. Çekmecesinden bir defter alarak bir günlük tutmaya başladı. Bu günlüğe başlamadan önce etrafına baktı. Beyaz duvarlar sanki üstüne, üstüne geliyordu. Her yerde onu o güzel peri kızını görmeye başlamıştı artık. Gözleri çağresizlikten kıpkırmızı olmuşçasına bağırıyordu sanki. Brian masada duran bardaktaki suyu aldı ve kafasından aşağı döktü. Artık bütün o hayaller bitmişti.
Brian siyah deftere yazmaya başladığı o günlüğünü nihayet bitirmişti. Justin o peri kızı ile yaşadığı o güzel rüyalarını siyah deftere bir tüh kalemi ile içini dökmüştü. Artık Brian rahatlamıştı. Karanlığın çöktüğü o karanlık odada Brian neredeyse tek başınaydı o karanlık odada.
Brian yorgunluğun ardından uyuşan ellerini ovaladı ve kendini yatağına attı. Sanki Brian bedelini uykuya verirmişçesine kafasını yastığına koyar koymaz uyumaya başladı. Ama bu kez rüyasında o peri kızını görememişti. Rüyası geceden bile karanlıktı. Justin uyandığı zaman saat 07,00’ı gösteriyordu. Hemen cüppesini çıkarttı ve bir masanın üzerine koydu. Brian gün ışığının vurduğu penceresinin perdesini çekti ve banyonun yolunu tutu. Eline diş fırcasını ve diş macunun alarak dakikalar boyunca dişini fırçaladı.
Brian bu gün olduğundan daha güzel görünmek istiyordu bunun için elinde olan herşeyi kullanıyordu. Güneş ışığının vurduğu banyodan çıkarak cüppesine ilerledi. Brian cüppesini eline aldığında papyonu yerinde değildi. Hemen giyisi dolabını, banyoyu, yatağının üstünü kısacası her yeri arayan Brian papyonu hiçbir yerde bulamıyordu. Üzüntüden deliye dönmüştü sanki. Bir an içinde bir yere oturdu ve uzun, uzun düşündü.
Bir fikri vardı. Brian’nin dolabında bir adet kravat vardı. Tek çağresi o kravat’tı. Hemen giysi dolanına ilerledi bütün elbiselerini yere döktü. Ama kravat yerinde yoktu. Çıldırmak üzere olan Brian kravatı nereye koyduğunu hayırlamaya başlamıştı. Kravatını baş uçunda duran komidinin ikinci çekmecesine koyduğunu hatırladı ve hemen komidinden kravatı alarak boynuna bağlama başladı ve başarmıştı artık herşeyi tamamdı. Tekrar komidinin üstünde duran parfümünü kendisine sıkarak üstünde temiz bir koku oluşturmuştu. Brian kokusunu tazeleme ihtiyaçı duyabileceğini düşündü ve parfüm şişesini cebine koydu.
Brian tam kapından çıkacaktıki aynada kenidine baktı. Saçları bir felaketti. Hemen banyoya gidip orda duran saç spreyini alarak saçlarına o güzel görüntüyü vermişti. Brian yine kendini odadan dışarı atmak için kapıya yöneldi kapıdan çıktı ve kendini hogwarts koridorlarına attı. Saat gitgite ders saatine yaklaşıyordu. Brian geç kaldım hissiyle içeri girdi.
Brian profesör olarak herkezden önce gelmişti. Dersliğin o çam kokulu havası ve kırmızı masa örtüleri sınıfa ayrı bir renk katmıştı. Brian tek bir asa dokunuşuyla tavana bulut görünümünü vermişti. Artık sınıf hazırdı. Brian heyecanına dur diyemiyordu. Nede olsa bu onun ilk dersiydi. İçinde garip bir duygu vardı. Brian bu duyguyu tarif edemiyordu. Masasında duran o güzel çayı yudumlarken yapacağı dersi tekrar bir gözden geçirdi. Heyecanlı bir ses tonuyla;
''Şimdi Herşey Hazır.''
Dedi. Bütün öğrenciler yavaş yavaş sınıfa gelmeye başlamıştı. Her gelen öğrenci çam kokusunu koklayıp derin bir nefes alıyorlardı. Herkezin neşesi yerindeydi ve Brian'ı izliyordu. Bütün öğrenciler ders için gerekli olan parşoment, tüh kalem ve mürekkebini çıkartmıştı. Artık Brian herkezin hazır olduğunu görüyordu. Tahtaya yöneldi ve tahtaya bir baktı. Tahtanın yemyeşil ve dikdörtgen görünüşü sanki sınıfa ayrı bir hava katmış gibiydi. Brian tahtanın önünde duran tebeşiri alarak;
''I. Sınıfların I. Dersi Çay Yapraklarını Okuma Sanatı''
Yazdı. Artık herkez konuyu öğrenmişti. Brian derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı...
''Merhaba ben bu yılki Kehanet profesörü: Brian Justin Black. Bu ilk dersimizde Çay Yaprakları Okuma Sanatını İşleyeceğiz. Öncelikle herkez ikişerli oturmalı.''
Dedikten sonra bir asa yardımıyla sınıftaki öğrenci sayısınca fincan havada öğrencilerin önüne yavaşca indiler. Fincanlar o kadar güzeldiler ki bütün öğrenciler o beyaz görünümlü, fil dişi rengine sahip fincanlara bakıyordu. Brian tekrardan tahtaya yönelerek bir tebeşir aldı ve yazmaya başladı.
''Şimdi söyleyeceklerimi not almayı sakın unutmayın; Ay: Coşkulu ve heyecanlı bir aşk olayı demektir. Anahtar: Yeni ödevlerin haberi; Önemli bir değişiklik olabilir. Bıçak: Ayrılık ve çekişmeleri simgelemektedir. Dağlar: Yüksek dağlar arkadaşlık içinde mutluluk veya iyi bir aşk ilişkisi. Ayrıca okul yaşamında olumlu bir gelişme olabilir. Ecel: Devasa güçleri köpek şeklinde görülür. Dünya’nın en büyük elametidir. Bir ölüm haberidir. Elma: İsteğin olumlu yönde gelişmesi, insana benzeyen bir şekille beraber veya yakınsa yakın birisinin yardımı gelecektir. Eldiven: Bir davette farklı bir düşünce ile karşılaşılabilir. Yapraklar sabit duruyorsa çözümlenmesi gereken bir haklılık veya haksızlık olayı vardır. Eğer fincanın kenarına yapışmışsa, iyi şans gelmektedir. Güneş: Mutluluk simgeler. İncir veya Üzüm: Bereket ve verimlilik; okul içinde büyük bir yere gelebilirsin. Kalp: Samimi, dokunaklı bir etki altındasınız. Eğer çay yaprakları kenarda ve bir halka şeklindeyse bir ilişki haberi gelebilir. Meşale: İyi işaret. Gelişim haberi. Şans geri dönebilir. Yelpaze: Kapanmış bir şekildeyse, bir veya iki aşk haberi, yelpaze açıksa bir kıskançlıktan korunulmalıdır. Sadece tek ve belirgin bir yelpaze varsa, bir toplantı olabilir. Yılan: İhanet ve Karanlık İşaret; dost sandığınız birisine dikkat edin.''
Yazdı. Brian ilk dersinin bu kadar keyifli geçeceğini bilmiyordu. Elinteki tebeşiri yerine koyarak konuşmaya başladı...
''Bunlar çay yaprakları okuma sanatının bir parçasıdır. Fincanda bu işaretleri görebilirsiniz. Gördüğünüz işaretin ne olduğunu bilmek istiyorsanız açıklaması yanındadır.''
Brian konuşmasını bitirdikten sonra herkezin fincanına çay koymak için masa masa geziyordu. Gezerken her defasında soluduğu havanın çam kokusu ciğerlerine kadar gidiyordu. Bu koku Brian’a essit bir duygu veriyordu. Brian’nın masa örtülerinin kırmızılığı gözünü alıyordu. Herkezin çayını doldurduktan sonra yavaş ve mutluluk içinde masasına döndü ve gülümseyerek konuşmaya başladı;
''Öncelikle herkez çayını içmeli. Merak etmeyin sizin için sıcaklığı orta derecededir.''
Dedi. Brian herkezin çayını bitirmesini beklerken. Kendine özel olarak yaptığı çayı kendi yudumlamaktaydı. Herkez çayını keyifle içiyordu. Hem ders işlemek hemde bir şeyler içmek öğrencileri neşelendirmişti. Coğu kişi çayını bitirmiş Brian’a bakıyordu. Brian herkezin çayını bitirdiğini görünce öğrencilere döndü ve ayağı kaltı;
''Herkez yanındakinin fincanını alsın ve ne gördüğünüzü bir parşömene yazıp masama bırakın. Ders bitmiştir. Az kalsın unutuyordum. Ödevinizi panoya astım.''
Dedikten sonra kitablarını toplayarak sınıftan ayrıldı. | |
|
Dany Valerie Black Ravenclaw VI. Sınıf
Mesaj Sayısı : 30 Kayıt tarihi : 10/08/08 Rp Partneri : Yok--- Rp Yaşı : 11 Gerçek İsmi : Berker xD Ruh Hali :
| Konu: Geri: I. Sınıfların, I. Dersi Salı 09 Eyl. 2008, 13:39 | |
| Yancy sabah erkenden kalkmış ve Kehanet dersi için heyecanlı bir biçimde kahvaltıya inmişti. Aklında Quidditch, Adriana ve Profesör Elisabeth Rose Weasley vardı sadece. Tabi bir de yaramazlık yapma isteği vardı. Ancak bunu yapmamalıydı çünkü binasından puan gidebilirdi. Bu yıl şampiyon olmalıydılar. Hem Quidditch'te hem de binalar arasında. Çünkü Daniel'ın yapabileceklerinden korkuyordu. Kabak büyük ihtimalle Yancy'nin ve Lisa'nın başına patlardı. Çünkü Quidditch kaptanı Yancy ve bina başkanı da Lisa idi.
Yancy kahvaltısını bitirince hızla çantasını sırtına astı ve Kehanet Dersliğine koşturmaya başladı. Adriana'nın da kehanete giriyor olmasını umuyordu. Kehanet profesörü de Brian'dı. Yani Yancy'nin diğer çok sevdiği kuzeni. Daniel'ın ikiziydi ve oldukça da Justin'le birbirlerine benziyorlardı huyları konusunda. sanki Yancy Dan'in, Justin Brian'ın ikiziydi. Öyle olsaydı daha uyumlu olurlardı ama Yancy, Justin'den asla ayrılmazdı. Justin onun en sevdiği kişiydi, diğer parçasıydı sanki.
Ben, hızlı bir biçimde dersliğe geldiğinde kapıyı açtı ve içeride Brian'ı gördü. İçeride kimse olmadığı için gayet rahat bir tavırla
"Ahha! Merhaba Brian! Ah pardon Profesör. Günaydın."
dedi ve yerine oturdu. Sonra çantasından asasını çıkardı ve diğer öğrencilerin de gelmesini bekledi. Herkes gelince Brian tahtaya
''I. Sınıfların I. Dersi Çay Yapraklarını Okuma Sanatı''
yazdı. Yancy'nin dikkatini çekmişti. Kehanete oldukça ilgiliydi. kimisi bu yüzden dalga geçiyordu ama umrunda değildi. Çünkü kehanet büyüleyiciydi. O sırada Brian derin bir nefes alarak konuşmaya başladı:
''Merhaba ben bu yılki Kehanet profesörü: Brian Justin Black. Bu ilk dersimizde Çay Yaprakları Okuma Sanatını İşleyeceğiz. Öncelikle herkez ikişerli oturmalı.''
Sonra bir asa yardımıyla sınıftaki öğrenci sayısınca fincan havada öğrencilerin önüne yavaşca indiler. Fincanlar o kadar güzeldiler ki çok zor beğenen Yancy bile fincanlara büyülenmişçesine bakıyorduAdriana'dan daha güzel olamazlardı tabi ki ama cidden güzellerdi. Yancy bir an için daldığını farkederek kendine geldi ve derse döndü. Brian tekrar tahtaya dönmüş bir biçimde yazı yazıyordu.
''Ay: Coşkulu ve heyecanlı bir aşk olayı demektir. Anahtar: Yeni ödevlerin haberi; Önemli bir değişiklik olabilir. Bıçak: Ayrılık ve çekişmeleri simgelemektedir. Dağlar: Yüksek dağlar arkadaşlık içinde mutluluk veya iyi bir aşk ilişkisi. Ayrıca okul yaşamında olumlu bir gelişme olabilir. Ecel: Devasa güçleri köpek şeklinde görülür. Dünya’nın en büyük elametidir. Bir ölüm haberidir. Elma: İsteğin olumlu yönde gelişmesi, insana benzeyen bir şekille beraber veya yakınsa yakın birisinin yardımı gelecektir. Eldiven: Bir davette farklı bir düşünce ile karşılaşılabilir. Yapraklar sabit duruyorsa çözümlenmesi gereken bir haklılık veya haksızlık olayı vardır. Eğer fincanın kenarına yapışmışsa, iyi şans gelmektedir. Güneş: Mutluluk simgeler. İncir veya Üzüm: Bereket ve verimlilik; okul içinde büyük bir yere gelebilirsin. Kalp: Samimi, dokunaklı bir etki altındasınız. Eğer çay yaprakları kenarda ve bir halka şeklindeyse bir ilişki haberi gelebilir. Meşale: İyi işaret. Gelişim haberi. Şans geri dönebilir. Yelpaze: Kapanmış bir şekildeyse, bir veya iki aşk haberi, yelpaze açıksa bir kıskançlıktan korunulmalıdır. Sadece tek ve belirgin bir yelpaze varsa, bir toplantı olabilir. Yılan: İhanet ve Karanlık İşaret; dost sandığınız birisine dikkat edin.''
Yancy bunları zaten kitaptan ezberlemişti ama yine de tahtadan takip etmek daha kolay olurdu. Bu yüzden Yancy, Brian'a minnettar bir biçimde gülümsedi. Brian halinden mutlu gibiydi. Zaten Yancy de halinden memnundu. Brian yine konuşmaya başladı:
''Bunlar çay yaprakları okuma sanatının bir parçasıdır. Fincanda bu işaretleri görebilirsiniz. Gördüğünüz işaretin ne olduğunu bilmek istiyorsanız açıklaması yanındadır.''
Hemen ardından da herkesin bardağına çay koymaya başladı. Çayın kokusu çok hoştu. Koku çam kokusuna benziyordu. Yancy bu kokudan hoşlanmıştı. Çam kokusu ciğerlerine kadar işlemişti. Yancy bir an için yine daldığında Brian'ın
''Öncelikle herkez çayını içmeli. Merak etmeyin sizin için sıcaklığı orta derecededir.''
demesi ile kendine geldi. Çay içmek hoş olurdu. Bu yüzden Yancy hemen ılık çayını içmeye başladı. Çayın tadı da en az kokusu kadar hoştu. Yancy neşelenmişti çünkü hem ders işleyip hem de çay içmek çok güzeldi. Çayını bitirdiğinde merakla Brian'a bakmaya başladı ve Brian da herkes çayını bitirince meraklı öğrencilerine dönüp ayağa kalktı. Sonra
''Herkez yanındakinin fincanını alsın ve ne gördüğünüzü bir parşömene yazıp masama bırakın. Ders bitmiştir. Az kalsın unutuyordum. Ödevinizi panoya astım.''
dedi. Hemen ardından da kitaplarını toplayıp sınıftan ayrıldı. Yancy vakit kaybetmeden yanında oturan ikizi Justin'in fincanını aldı ve kendininkini de ona verdi. Sonra dikkatli bir biçimde fincanı incelemeye başladı. anlamları çıkarttıktan sonra kağıt kalem çıkartıp yazmaya başladı:
"Yanımdaki kişi Justin M. Black eğer yanılmıyorsam ve on bir yıllık ikizimi tanımakta güçlük çekmiyorsam. Ben onun fincanında bir Anahtar gördüm ve bunun anlamıda ezberlediğime göre de 'Yeni ödevlerin haberi; Önemli bir değişiklik olabilir.' dir. Bu çok doğal hepimizin yeni ödevleri var ve bu Just'ın da yeni ödevlere açık olması, önemli değişiklikleri de kabullenmesi gerek. Bundan eminim. Evet, ikinci olarak da bir elma vardı. Bunun anlamı da yine yanılmadığıma göre 'İsteğin olumlu yönde gelişmesi, insana benzeyen bir şekille beraber veya yakınsa yakın birisinin yardımı gelecektir.' dir. Yani bu Just'ın istediği şeyler olumlu yönde gelişecek ve bir sorun olmayacak. Birinden de yardım göreceği kesin. Hiçbir şey yalnız iyi olmaz sonuçta. Son olarak da Yılan gördüm. Bu iyi olduğu kadar kötü bir şey de tabi. Çünkü yılan 'İhanet ve Karanlık İşaret; dost sandığınız birisine dikkat edin.' anlamındadır. Demek ki birisi ona ihanet edecek ve o da kendini korumazsa ihanete mağruz kalacak. Öyle bir şey olursa kardeşime zarar veren kişiyi bulup haklarım onu! İşte bu kadar gördüm. Bilemiyorum, daha fazlası yoktu sanırsam. Neyse...
Yancy Benjamin Black / Slytherin I. Sınıf Öğrencisi "
Yancy, yazısı bitince kağıdı profesörün masasına bıraktı ve çantasını toplayıp Just'a iyi yazmalar dileyerek ortak salonun yolunu tuttu. | |
|
Justin Michael Black Mugglesınız/Lütfen Kendinize Bir Bina Veya Meslek Seçiniz
Mesaj Sayısı : 5 Kayıt tarihi : 22/07/08 Rp Yaşı : Ölüm Yiyen Gerçek İsmi : Cesur Olmam
| Konu: Geri: I. Sınıfların, I. Dersi Çarş. 10 Eyl. 2008, 16:41 | |
| Gecenin karanlığında gökyüzüne bakıyor ve yıldızların en parlağı ve en güzelini seçiyordu. Gözlerindeki damarlar oldukça belirginleşmiş ve kırmızılaşmıştı. Bedeni uyku diye yalvarıyordu. Ama kalbi gecenin keyfini çıkartıyordu. Bir yandanda yarın olan derslerini düşünüyordu. Bir türlü uyuyamıyordu. Sanki uykusu ondan uzaklara uçmuş ve bulunmayı bekliyordu. Oturduğu yerden tedirgince kalkıp yatağına katmaya doğru uzanıyordu elleri. ayakları ise onunla beraber ilerliyordu. Karanlıklar içinde kalan odada tek uyanık belkide Justin'di. Bedenini uykuya teslim etmek için yatağına uzanıyordu. ama bedeni hızlı davranmış ve kafasını yatağının başına vurmuştu. Sonunda ruhu rüyaların içine girmişti. Şiddetli çarpma sonucunda olduğu yerde bayılmıştı.
Uyandığında karanlık odanın karanlığı geceyle birlikte gitmişti. Güneşin ışınları odayı dolduruyordu. Uykusundan yavaş yavaş uyanıyordu sanki rüyalarından çıkıp hayatın gerçeklerine doğru süzülüyordu. Okul formasını büyük bir heyecanla sakladığı dolabından çıkarttı ve yine aynı heycanlar formasını giydi. Asası ve ders kitablarını aldı ve kendini hogwarts koridorlarının gizemine doğru fırlattı. Amacı kehanet dersine gidip okul müdürü olan kuzeninin gözüne girmekti. Bunu çok istesede başaramayacağını biliyordu. Kehanet dersine girmek üzerydi. Kapının önünde nern bir nefes aldı. ciğerlerine kadar cam kokusu bşirden Justin'i rahatlatmıştı. Bu kokunun nerden geeldiğini merak etmek içte zor olmuyordu. Kuzeni Biran öğrencilerin geldiğini anlayınca hemen derse geçti. Profesör bir diğer gözüyle Justin'i süzüyordu sanki. Profesör tahtaya yaklaştı ve birşeyler yazdı..
''I. Sınıfların I. Dersi Çay Yapraklarını Okuma Sanatı''
Konunun bu olduğunu bilmiyordu. Hemen kitablarını karıştırdı. Biraz olsun konuyu anlamaya çalıştı. Profesör öğrencilere doğru döndü ve Justin için sıradan olan o konuşmayı yaptı.
Profesör; ''Merhaba ben bu yılki Kehanet profesörü: Brian Justin Black. Bu ilk dersimizde Çay Yaprakları Okuma Sanatını İşleyeceğiz. Öncelikle herkez ikişerli oturmalı.''
Hemen Yancy ile grup oldular ve büyük bir heyecanlar öğretmenin anlattıklarını dinlemeye çalıştılar. Profesör masasının üstünde duran asasını aldı. öğrenci sayısında fincan havada her öğrencinin masasına yavaşlamış bir halde indi. Profesör yine tahtaya doğru ilerledi ve yine birşeyler yazdı.
Profesör; ''Ay: Coşkulu ve heyecanlı bir aşk olayı demektir. Anahtar: Yeni ödevlerin haberi; Önemli bir değişiklik olabilir. Bıçak: Ayrılık ve çekişmeleri simgelemektedir. Dağlar: Yüksek dağlar arkadaşlık içinde mutluluk veya iyi bir aşk ilişkisi. Ayrıca okul yaşamında olumlu bir gelişme olabilir. Ecel: Devasa güçleri köpek şeklinde görülür. Dünya’nın en büyük elametidir. Bir ölüm haberidir. Elma: İsteğin olumlu yönde gelişmesi, insana benzeyen bir şekille beraber veya yakınsa yakın birisinin yardımı gelecektir. Eldiven: Bir davette farklı bir düşünce ile karşılaşılabilir. Yapraklar sabit duruyorsa çözümlenmesi gereken bir haklılık veya haksızlık olayı vardır. Eğer fincanın kenarına yapışmışsa, iyi şans gelmektedir. Güneş: Mutluluk simgeler. İncir veya Üzüm: Bereket ve verimlilik; okul içinde büyük bir yere gelebilirsin. Kalp: Samimi, dokunaklı bir etki altındasınız. Eğer çay yaprakları kenarda ve bir halka şeklindeyse bir ilişki haberi gelebilir. Meşale: İyi işaret. Gelişim haberi. Şans geri dönebilir. Yelpaze: Kapanmış bir şekildeyse, bir veya iki aşk haberi, yelpaze açıksa bir kıskançlıktan korunulmalıdır. Sadece tek ve belirgin bir yelpaze varsa, bir toplantı olabilir. Yılan: İhanet ve Karanlık İşaret; dost sandığınız birisine dikkat edin.''
Hemen bu yazılanları not aldı ve öğretmenin yazdığı yazı sonrası konuşmasını dinledi.
Profesör; ''Bunlar çay yaprakları okuma sanatının bir parçasıdır. Fincanda bu işaretleri görebilirsiniz. Gördüğünüz işaretin ne olduğunu bilmek istiyorsanız açıklaması yanındadır.''
Profesör bu konuşmaları yaptıktan sonra her öğrenciye çay dolurmaya başladı. iyice canı sıkılan Justin nerin bir nefes alı ve aldığı nefsle beraber vücudna huzur veren o çam kokusu rahatlatmıştı. Profesör masasına döndü ve yine konuştu..
Profesör; ''Öncelikle herkez çayını içmeli. Merak etmeyin sizin için sıcaklığı orta derecededir.''
Justin hiçte merak etmemişti. sıcak veya soğuk hiç fark etmezdi onun için aslında sıcak olmasını tercih ederdi. Ancak önüne gelen çay ılıktı. yinede ders için bunu içmek zorundaydı. İçmişti de, profesöründe masasında çayını içtiğini gören Justin aklından geçenleri durduramadı. ''Acaba onunda mı çayı soğuk?'' Profesör ayağı kalktı.
Profesör; ''Herkez yanındakinin fincanını alsın ve ne gördüğünüzü bir parşömene yazıp masama bırakın. Ders bitmiştir. Az kalsın unutuyordum. Ödevinizi panoya astım.''
Justin dersin bitmesine üzülüyordu. Kehanet dersini sevmişti. hem çay içip hemde ders işmelek hoşuna gitmişti. Peofesör konuşmaısını bitirip sınıtan ayrıldı. Justin hiç vakit kaybetmedden yanında duran kardeşinin fincanını aldı. Yanında duran kağıt ve kalem ve mürekkebide alarak fincanı incelemeye başladı. Herşey çok açıktı hmen gözlemlerini yazmaya başladı.
''Yancy'nin fincanında Yılan görülüyor yani bu dost sandığı birisi ihanet edeceği haberiydi. Aynı zamanda farklı 2 sembolde görülmektedir. bunlar; kapanmış bir şekilde Yelpaze görülmekte buda 1 veya 2 aşk haberinin haberi oldunu anlaşılıyor. Aynı şekilde güneşte görülmektedir. Güneş mutluluk demektir. kısacası ihanete uğradığını sırada bir aşk yaşayacaksınız sonunda bundan mutlu olacaksın.
Justin Michael Black / Slytherin I. Sınıf Öğrencisi''
yazdı. Biraz saçmaladığını düşünsede ilk dersi iyi geçmişti. profesörün masasına bıraktı ve dersten ayrıldı. | |
|