Mektup gelmeyeceğini bile bile her Cuma günü yaptığı gibi baykuşhaneye yol aldı.
Saat daha çok erkendi,yeni doğmakta olan güneşin kızıllığı yavaş yavaş gökyüzüne dağılıyordu.Başka biri olsa bunu çok "inanılmaz" ya da "romantik" bulurdu ama Liz başka biri değildi.
Lanet bir günün başladığının göstergesiydi yanlızca...
Başkuşhane yolunda bu gereksiz eylem için neden her Cuma sabahı sıcak yatağından kalkıp kendini geceden kalma ayaza attığı soruyordu.Annesiyle babası kendisini buraya yollamıştı,yaşlı muggle teyzesi de bu işlerle uğraşamayacak kadar bunaktı. Yine de baykuşunun aptal bir ölüm haberi getirmesini bile isterdi.Elinde mektuplarla gülerek ve bağırarak koşuşturan çocuklara çok özeniyordu ve onlara çelme takıp düşürmek içindeki kıskançlığa çare değildi.
Esneyip son basamağı da çıktı.Yine elleri üstündeki yeşil poların ceplerinde,uykulu uykulu baykuşlara bakınmaya başladı. Başında fazladan bir ağırlık hissedince göz ucuyla başındaki "şeye" baktı.
Beyaz tüylü bir baykuş ağzında kırmızı zarfı olan bir mektupla kafasına tünemişti!
Defol git baykuş,aradığın ben değilim! dedi Liz hırlarcasına baykuşu başından atmak için kafasını sallayıp. Baykuş bunu üzerine Lizin hemen yanında bulunduğu pencere pervazına uçup boş bakışlarla Lize bakmaya devam etti.Kısa bir süre sonra mektubu soğuk taşlara bıraktı ve Lisaya bakmayı sürdürüp viyakladı.
Bana mı getirdin? dedi şüpheyle baykuşa bakıp heyecanla.
Baykuş kanat çırpıp havalandı ve yine aynı yere kondu.
Kan kırmızısı bir zarf ve bordo bir arma...
Geldiğinden beri kendisine gelen ilk mektuptu bu ve kimden geldiğini öğrenebilmek için ölüyordu.!
Baykuşun yanına oturup aceleyle mektubu açtı.Annesi ya da babasından gelmiş olabilirdi.Teyzesinden olduğunu sanmıyordu ama..
Şifreli bir mektup.Harfler yabancı değildi,mektubu zorlanmadan okudu
Ufaklık.!
Kendisine okul dışında ufaklık diyen tek biri vardı: James Amca.
Kafasında mektubun konusu oluşmaya başlamıştı ama okumaya devam etti.
Evet benim...Dinle bu gün beni sorduğunu öğrendim.Bu kafamda bazı soru işaretlerine sebep oldu. Seninle konuşmam gerek,mektuplaşma iyi bir yöntem değil.
Bunun olacağını beklemiyordu.James amcanın kendisine kızıp kızmadığı mektuptan belli değildi,aslında şu ana kadar mektuptaki hiçbirşey belli değildi...
3 Süpürgeye git,oradaki barmene adımı söyle.Oan senden bahsederim mutlaka...Yakın bir zamanda ona not bırakacağım.Kırmızı kağıda yazılmış ve imzamı içeren bir not!
Notu oku ve mavi bir kağıda cevap yaz ama bir lakap kullan!
Ardından bana baykuş yoluyla haber ver.
Merak etme Barney güvenilir bir adamdır...
Neden lakap kullanıyordu?ve neden mektubun rengi mavi olmalıydı??
Barney de kimin nesiydi?!
Sorularıma cevap bulacağını umuyorum.
Görüşmek üzere ufaklık
...Ayyaş Tilki..
Kör Çakal...James amcanın lakabı "Ayyaş Tilki"ydi demek.
İhtiyaçları olduğunda Liz buradaydı tabii ki.Onun dışıda aramaca yok!
Baykuşu eline alıp okşadı.
Şimdilik gidebilirsin dostum.Git ve James Amcaya mektubunu aldığımı ilet...
Baykuşu ağarmakta olan gökyüzüne saldı ve bir sonraki mektupta yazanları kafasında yaratmaya başladı.
Gelen mektuba takıldı gözü,bunu Hogwarts sınırlarında saklamak hata olabilirdi.
Bunu saklamak hata olabilirdi!
Mektubu alıp kan kırmızısı kağıdı ve zarfı un ufak edip pencereden dışarı,rüzgara bıraktı.Her parça ayrı bir yönde uçuşurken Liz ayak seslerinin taş duvarlardaki yankısı eşliğinde binadan ayrıldı.