Kathleen'in Anormal Bir Sürprizi Daha

Sabahın erken saatlerinde kalkmış olan Oliver, asasını ve bir küçük şişe kaymak birasını aldıktan sonra ortak salondan ayrıldı. Koridorları turlamak hoş olabilirdi, ne de olsa hiç arkadaşı yoktu. Emindi, Kathleen çoktan arkadaş edinmişti. Onun kadar girişken olamadığı için mutsuzdu evet ama onun kadar da hareketli olmadığı için şükrediyordu. Çünkü Kathleen'in eli ayağı durmazdı. Slytherin'den hala puan düşürtmemiş olmasına hayret ediyordu doğrusu.

Koridorlar bom boştu. Herkes hala uyuyor olmalıydı. Bir pencere kenarına tourup kaymak birası yudumlamak iyi olurdu. Bu yüzden vakit kaybetmeden gölü gören bir pencerenin kenarına oturdu ve cebindeki küçük kaymak birası şişesinden kaymak birası yudumlamaya başladı. Bu hoşuna gidiyordu, içmesine de babası kızmıyordu zaten ancak iki annesinin de haberi yoktu bundan. Olmaması da en iyiysiydi zaten.

Kathleen yine cin gibi uyanmıştı sabahın köründe. Güne erken başlıyordu çünkü yapacak çok şey vardı. Ama öncelikle kardeşi Oliver'a aldığı hediyeyi vermeliydi, lise seviyesinde geometri kitabı. Oliver bundan hoşlanırdı ama sebepsiz yere hediye vermek Kathleen'e göre değildi. Bu dalga geçilmesine bile sebep olabiliyordu çünkü. Bu yüzden çok önceden araştırmış olduğu günlerden birinde vermek istemişti bu hediyeyi, 22 Aralık'ta. Kathleen'e göre hiç bir özelliği yoktu ama önemli olayların geliştiği bir tarihti, bilinmeyen önemli olayların.

Vakit kaybetmeden daha önceden kaplamış oldğu hediyeyi aldı ve ortak salondan fırladı. neşeli bir biçimde koşarak Oliver'ı aramaya başladı. Hala uyuyor olma ihtimali vardı ama Kathleen'in dün yolladığı baykuştan mektubu aldıysa uyumuyor ve koridorlardan birinde bekliyordur. Ki almıştı bu yüzden bir pencerenin kenarında kaymak birası içiyordu.

Kathleen yan yan sırıtarak kardeşinin zaten yeterince dağınık olan saçlarını eliyle karıştırarak daha da dağıttı ve

"Bay Hipotenüs, sizce sabahın köründe aç karnına kaymak birası içmek midenize zararlı değil mi?"

diye sordu. Oliver'ın yüzünü hemen bir somurtma bürüdü çünkü bu lakaptan hoşlanmıyordu. Kathleen onun mırıldandığını duydu:

"Size ne bayan Yükseklik, ne de olsa herkese çok yüksekten bakmayı biliyorsunuz, tam size göre bir lakap. Ee? Ne oldu da çok sevdiğin kardeşin bir anda aklına geldi?"

Kathleen sırıtmasını biraz daha büyüterek elindeki hediyeyi ikizine uzattı.

"Sebepsiz yere hediye vermeyi sevmem. Biliyorsun bugün 22 Aralık. Araştırdım ve buldum. Hmm seni ilgilendiren olaylardan bir kısmını aktarayım istedim. Dostoyevski son anda idamdan dönmüş, 1849'da. Alman kimyacı Otto Hahn tarafından ilk atom çekirdeği patlatılmış, 1938'de. Dimitri Egorov, yani Rus matematikçi tam senin adamın mı desem neyse o doğmuş, 1846'da. Ayrıca özel günlerden de bir şey var ama eğer dersem hediyeyi kafamd parçalarsın. Bu yüzden bu kadar yeterli. Hadi açsanaa!"

Sebeplerini belirttikten sonra Oliver'ın süzük süzük hediyeyi açmaya başladığını gördü. Gözlerini sıkıntıyla devirdi ve Oliver'ın vereceği ilk tepkiyi bekledi.

"Merlin'in Sarkık Pantolonu! Çok teşekkür ederim Kathleen! Bir daha ömrüm boyunca geometri kitabı göremem sanıyordum ama sen .. çok çok teşekkür ederim."

Kathleen bunu duyar duymaz sırıtarak başını kaldırdı ve anında Oliver tarafından sıkılarak kucaklandığını fark etti. Kathleen de ona sarıldı. Kardeşini çok seviyordu ancak birilerinin onları böyle görmesini istemezdi çünkü rezil olurdu. Bir Slytherinli ve bir Gryffindorlu. Akla mantığa aykırıydı.

Sarılma faslı bittikten sonra Oliver'ın yanakları kızarmıştı. Evet sevinmiş ve utanmış olmalıydı. Kathleen bazen babasına ne kadar da çok benzediğini düşünüyordu ama sonra daha da süzük olduğunu anlıyordu. Yine de bir şey söylemedi ve gülümseyerek Oliver'ın konuşmasını bekledi ki Oliver hemen lafa atıldı:

"Hadi gitmeliyiz. Zira yetişmemiz gereken bir sürü ders var."

Kathleen kafa sallayarak ona katıldığını belli etti ve gelmesini işaret ederek hızlı bir tempoyla koridordan dersliklere doğru yürümeye başladı. Oliver süzük süzük ilerliyordu yine. Onun bu yavaşlığı insanı öldürürdü! Kathleen bir anda arkasını dönüp Oliver'ın iğrenç yuvarlak göslüklerine baktı ve

"O gözlüklerden hemen kurtul Ollie! Süzme Salak Potter'a benziyorsun! Hemen kurtul!"

dedi ve daha da hızlı bir tempoyla yürümeye başladı. Oliver'a inanamıyordu. Resmen Potter'ın gözlüklerinden takmıştı. Belki de annesinin yani aslında teyzelerinin aldığı gözlük diye takıyordu. Çünkü teyzeleri tam bir Potter fanatiğiydi...

Out:Gıcıksın Berker arada lafıda yemişiz yani xD

» Hangisi daha iyi?