Arka Taraftaki Oturma Odası

Henüz akşam olmaktaydı.Ancak Diagon yolu herzamanki gibi yine gerektiğinden fazla kalabalıktı.Ginerva yeni işine başladığı için oldukça mutluydu.İçeriye girdiğinde Madam Malki'den sonra harabeye dönen bu yeri onarmak için tam 3 saat uğraşmış,etrafa birkaç çiçek ve bir baykuş yerleştirmiş,ışıklanmayı da güneşin konumundan yararlanarak yapmıştı.

Bir saat sonra gelecek olan cüppeleri raflarına dizmek için asasıyla bir harekette rafları temizledi.Arka taraftaki oturma odasındaki koltuklara olduğundan fazla yıpranmış,hatta öyleki artık yer cüceleri oraya yerleşmişti.Ginny asasını salladı ve yercüceleri kıpırdanarak köşedeki bir delikten teker teker dışarı çıktılar.Ginny'e de bir yandan cırtlak sesleriyle söylenip duruyorlardı.

Ginny artık düzelmeyecek kadar eskimiş koltukları dışarıya taşımaları için az ilerdeki dükkanda satış yapan Fred ve Georgeyi bulması üzerine hemen patronusunu yolladı:

"Fred George ben Ginny burdaki koltuklar oldukça eskimiş bunların dışarıya taşınması ve biraz sonra gelecek olanların da içeri taşınması gerekiyor dükkanınızı Eric'e bırakıp hmen gelin..."

Daha beş dakika geçmemişti ki Fred ve George hemen içerde cisimleniverdiler.

"İçeriye cisimlenmeyi engelliyecek büyü yapmalısın küçük kardeş..."dedi hemen önünde duran Fred...

"Ve tabi ki diğer korunma büyüleri" dedi George.

"Pekala pekala fırsatım olmadı tamam mı?Ne halde olduğumu görseniz iyi olur sabahtan beri tamirle uğraşıyorum...Hemen şu koltuklar dışarı ve aha...geliyorlar..."Yukarıdan süzülerek gelen kırmızı koltuk takımı kapının tam kenarına süzülüyordu.

"Ve evet o havadakilerde içeri"dedi sözünün devamıyla...
*************************2 saat sonra***************************
Artık herşey yerleşmiş Fred ve George bile gitmişti etraf düzenli tertipli ve güzel görünüyordu.Tek eksiği güzel bir kokuydu.Ginny asasını salladı ve içerisi oldukça hoş bir çiçek kokusuna boyanmıştı hiçbirşey yapmadan yeni koltuklarının üzerine oturdu ve asasıyla yaptığı Hermonie'den öğrendiği nescafeden yaparak onu yudumlamaya başlamıştı.

Bonnie ile Brian koltuğa oturdu ve Bonnie Brian'a sıcak çikolata vermek için beş dakika içerdeki mutfağa gidip geri geldi.
"Al...E artık anlatacak mısın ne olduğunu?"dedi merakla...Ancak Brian rüyasını anlatmaya başlayınca şaşırmış vaziyette arkasına döndü.
"Birşey yok...sadece..."diye tekrar yüzünü döndü Brian'a

"Ne bilim bazı rüyalar gerçek çıkar ve benim en sinir olduğum şeylerden biridir bu..."dedi tekrar koltuğa otururken...

"Bugünlerde buralarda çok doşaıyorlar,hem neden korkayaım onlardan mı kızım diye onlarla başedemeyeceğimi mi sanıyorsun..?Tam tersine o yazıyı okurken yüzlerindeki ifade oldukça komik olur...Hem nedense buradaki herkesin dükkanına uğramışlar ama benimkine daha gelmediler...Tabi gelemezler...Lord diye adlandırdıkları o pis mahluk için yandaş toplamaya çalıştıkları için uğruyorlar zaten...Bana uğrayacak halleri yok...Keşke uğrasalar da onları bir pelteye çevirsem..!"

dedi ve sinirle ayağa kalktı.

"Hım..Nasıl bir cüppe istiyorsun...Şu siyah gibi mi olsun yoksa koyu kahverengi mi..?Yok ya bu daha güzel..."dedi köşedeki bir cüppeyi alarak...

Ginny dükkanda sıkılarak etrafı gezmek istedi.Dükkana bakması için George'u çağardı.Bunu duyan George;
"Dükkanına bakarım ama bir şartım var bende dondurma yerim." diye ekledi.

George'un şartını kabul eden Ginny dükkandan çıktı.Dükkanların önünden geçti vitrinlere baktı.
Sonunda Bonny'nin dükkanının önüne gelmişti.Bir süre işi vardır acaba rahatsız etmesemmi diye düşündü.Ama sonunda "O benim kardeşim hem işi varsada yadım ederim" diye kendini ikna etti.Dükkana girdi.Etrafa baktı. Bonny az ilerde Brian'a cüppe gösteriyordu.Onların yanına gitti.

Ginny; "Merhaba. Nasılsınız? Brian noldu cüppeni mi yırttın?" diye selam verdi.

Bonnie'nin uzattığı cüppe Brian'nın da hoşuna gitmiş gibiydi ancak tam konuşacakken kapıdan bir gürültü duyldu ve ikisi de asalarına sarıldı.Ancak gelen Bon'un ikizi Ginny'den başkası değildi.

"Seni miydin?"dedi telaşla asasını indirirken.

"Hoşgeldin girsene..."dedi gülümseyerek kapıda duran ikizine...

"Aslına bakarsan Brian şu daha güzel..."

Bir türlü kıyafet seçemiyordu Bonnie kendi için alışverişe gittiğinde de öyle olurdu hep...Birsürü kıyafet seçer beğenemez hiçbirşey almadan dönerdi kimi zaman...Bu huyuna da sinir olurdu.

"En iyisi senin seçmen.."dedi kararsız bir edayla.

Ve yerde vikleyip duran Arnold'u kafesine koydu...



"Hey...ezileceksin...ayak altında dolaşma..."dedi gülümseyerek.

Ginny Bonny ve Brian da bir gerginlik hissetti.Bunu belli etmek istemedi açıkçası ama nedenini cidden çok merak etti.Şakayla karışık sorsam diye düşünerek;

"Eee.. Brian haline bakılırsa yırtılan cübbe senin en sevdiğindi.Hiç birini beyenmiyorsun.Ne bu gerginlik böyle."

Arnold'ın kafesine ilerledi.Kafesin kapağını açtı.Arnold'ı eline aldı.
Ginny;

"Zavallı küçük hayvan senin canınmı sıkılmış bakıyım.Ne tatlı şeysin sen öyle.Kardeşim sana iyi bakıyodur değil mi?" diye göz ucuyla Bonny'e bakarak sırıttı ve ekledi;

"Bence çok şanslı bir hayvan."

Elindeki hayvanı severek Brian'a baktı;

"Eeee.. Gerginliğin geçicek mi? Dükkana girdiğim anda asana sarıldın.Görmedim sanma.Ne o beni istemiyor musun?" hafifce gülümsedi.

Bonnie'nin uzattığı cüppeyi alan Brıan denemek için kenardaki perdeli deneme yerine girdi.

"Nasıl oldu sizce?"dedi birkaç saniye sonra çıkıp...

"Hımm bence gayet güzel...Tam üstüne göre kısaltılmasına felen gerek de yok.."dedi Bonnie sözünün üzerine...
Brian çıkarmak için içeri gitmeye yeltendi ancak Bonnie izin vermedi.

"Saçmalama üzerinde kalmalı..O yırtık şeyi giymeyi planlamıyorsun heralde..."

"Ama ödemeyi nasıl yapacağım?"

"Yine saçamalama Brian ne ödemesi ya..Sen benim arkadaşımsın...senden para alacak değilim...konu kapandı."diye kestirip attı hemen Bonnie.

"Ginny zavallı hayvanı rahat bıraksana..."dedi gülümseyen yüzüyle.

"Balkabağı suyu isteyen?"dedi ve ortalııktan kayboldu Bonny...Beş dakika sonra geldiğinde elindeki üç balkabağı suyunu onlara verdikten sonra kendisininkini alıp oturdu.

Tam o sırada Ginny Brian'a bir soru sormuştu.

"Eeee.. Gerginliğin geçicek mi? Dükkana girdiğim anda asana sarıldın.Görmedim sanma.Ne o beni istemiyor musun?"

"Saçmalama..!Biz...Ölüm yiyenlerden biri sandık sadece...Bu aralar etrafta oldukça fazlalar korunma amaçlı yani"dedi ve gülümsedi.

Daniel, Salazar's Hallow'daki odasından yandaş toplamak üzere ayrıldıktan sonra Diagon Yolunda uğramayı unuttukları tek dükkanın önüne cisimlendi. İlk yaptığı hortkuluğu olan ve ucunda Altın Gryffindor Aslanı'nın bulunduğu kolyesini de yanına almıştı. Artık onsuz gezmemeliydi çünkü etraf çok tehlikeliydi ve hortkuluğunun güvende olabileceği tek yer kendiydi.

Daniel dükkana cisimlendikten sonra dükkanın kapısında asılı olan yazı dikkatini çekti.

"Neden Kim olduğunu bilirsin sen konusunda endişeleniyorsunuz ki asıl endişelnemniz gereken sey ıkınmak neymiş görürsün sen ülkeyi pençeine alan peklik salgını..."

Bu Danny'yi iyice sinirlendirmişti. Zaten Weasley ikizleri en büyük rakiplerinden biriydi. Okul yıllarında da Daniel'ın fırlamalığını geçebilen tek kişiydi onlar. Daniel buna kafasını dha fazla yormadan kılık değiştirmeye karar verdi. Ama kılık değiştirirse belki daha önceden de olduğu gibi saçma sapan sorunlar çıkabilirdi. Zaten Dan'in karanlık Lord olduğunu henüz kimse bilmiyor bile denilebilirdi. Bu yüzden kılık değiştirmeden hemen kapıyı açtı ve kapıyı açmasıyla birlikte de yüzüne bir şaşkınlık tebessümü yayıldı. Çünkü içerde canı kadar çok sevdiği ikiz kardeşi Brian, okul yıllarından 6 yıl çıkmış olduğu Bonnie ve Bonnie'nin sempatik kardeşi Ginny vardı. Daniel ne yapacağını şaşırmıtşı. Onlara selam vermeden ayrılamazdı dükkandan. Bu yüzden biraz kekeleyerek de olsa

"Hey Brian! Kardeşim gerçekten de sensin! Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. Bonnie ve Ginny ikizleri , sizi de ne kadar çok özlemişim. Özellikle de seni Bonnie, görüşmeyeli gittikçe güzelleşmişsin."

diyebildi. Orada ne araığını sormalarından korkuyordu. Acaba dükkanın sahibi kimdi. Ginny mi Bonnie mi? Brian'ın okul müdürü olduğunu biliyordu, onunla ilgili her şeyi uzaktan da olsa takip ediyordu. Ondan asla kopamamıştı Dan. Yine eskiye dalıp gitmeye başlarken bir an kafasını hızlıca salladı Dan ve cevap beklemeye başladı. Zaten içerdekiler de fazlasıyla şaşırmışlardı.

Bonnie balkabağı suyunu yudumlarken aklından binbirtürlü şey geçiyordu.Ölümyiyenlerin son günlerde artması,ölüm olayları üstelik çok sevdiği seherbaz bir arkadaşı da dün st.Mungoda ölü bulunmuştu.

"Söylenenlere göre dün st.Mungo'da Tom ölü bulunmuş..."dedi o düşüncelerle...

"Seherbaz olan Tom mu?Hani şu bizim okuldan mezun olan?"dedi şaşkınlıkla Brian.
Ginny ise garip bir şekilde suskunlukla dinliyordu.

"Ta kendisi söylenenlere göre karanlık lord savaştıktan sonra acıyıp oraya götürmüş ve sonra orada da öldürmüş...Kim olduğnunu bilen hiç kimse yok onun yüzünü gören...Belki de aramızda dolaşıyordur...Kim bilir?Onu bir elime geçirsem...İnanabiliyor musun?Tom çok iyi bir arkadaşımdı..."dedi Bonnie neredeyse ağlayacak kadar kızarmış yüzüyle.

"Bulacağız onları..."dedi Brian sinirli bir ifadeyle...

Tam o sırada kapıda biri belirdi ve hepsi neredeyse içti balkabağı suyunu sışarıya püskürtüyordu.

"Hey Brian! Kardeşim gerçekten de sensin! Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. Bonnie ve Ginny ikizleri , sizi de ne kadar çok özlemişim. Özellikle de seni Bonnie, görüşmeyeli gittikçe güzelleşmişsin."

Bonnie ve tabiki diğerleri de neye uğradığını şaşırmıştı.Karşılarındaki gerçekten de Dan mıydı...Birkaç yıldır ondan haber alamamışlardı.Bu yüzden de Bonnie ile ayrılmışlardı.Üstelik bununla da kalsa Bonny birde sonra başka bir kıza aşık olduğunu duymuştu ve oldukça kızgındı.

Brian ve Ginny koşarak ona sarılırkn sinirli vaziyette geride kalmayı tercih etti.

"Hey..Dan...Kardeşim...Nerelerdesin?"diye sarılan Brian'ın yüzüne inanılmaz bir gülümseme yayılmıştı.

Bonnie de zoraki de olsa gülümsemeye çalıştı ve yaklaşarak sadece elini uzattı tokalaşmak için

"Görmeyeli sen de bay değişmişsin...Arasıra senden haber alıyoruz..."dedi zoraki gülümsemesiyle...

"Dükkanıma hoşgeldin geçsene..."

"Söylenenlere göre dün st.Mungo'da Tom ölü bulunmuş..." dedi Bonny bir anda.Ginny bunu duyduğu an kalakaldı yerinde çünkü olanları biliyordu. Karanlık Lord'un niye bunu yaptığını hala anmamıştı.Düşüncelerinden sıyrıldı.Konuşmanın gidiceği yeri merak ederek dinlemeye devam etti.
Brian konuşuyordu şimdi;

"Seherbaz olan Tom mu?Hani şu bizim okuldan mezun olan?"

"Ta kendisi söylenenlere göre karanlık lord savaştıktan sonra acıyıp oraya götürmüş ve sonra orada da öldürmüş...Kim olduğnunu bilen hiç kimse yok onun yüzünü gören...Belki de aramızda dolaşıyordur...Kim bilir?Onu bir elime geçirsem...İnanabiliyor musun?Tom çok iyi bir arkadaşımdı..."dedi Bonnie neredeyse ağlayacak kadar kızarmış yüzüyle.

Tam o anda içeri biri girmişti.Bu sefer asasına sarılma sırası Ginnydeydi.İçeri gireni gördüğü anda asasını geri yerine koydu.Çünkü bu oydu Karanlık Lord. Burda ne arıyordu acaba.Konuştu;

"Hey Brian! Kardeşim gerçekten de sensin! Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. Bonnie ve Ginny ikizleri , sizi de ne kadar çok özlemişim. Özellikle de seni Bonnie, görüşmeyeli gittikçe güzelleşmişsin."

Brian koşup ona sarıldı ve Ginny'de biraz afallıyarak sarılmaya gitti.Sarılırken Brian;

"Hey..Dan...Kardeşim...Nerelerdesin?" dedi.

Zavallı diye düşündü Ginny.Kardeşinin Karanlık Lord olduğunu bilmiyordu.Bu arada Bonny yaklaştı ve elini uzattı.Biraz soğuktu anlaşılan heralde bunun sebebi Dan'ın bir gün ortadan kaybolmasıydı.

Bonny;

"Görmeyeli sen de bay değişmişsin...Arasıra senden haber alıyoruz..." güldü ve devam etti;


"Dükkanıma hoşgeldin geçsene..."

Ginny bir anda ne olduğunu şaşırarak;

"Ah.. Nie burdasın L... Dan?" diye sordu. Sonra kendini toparladı ve Bonny'e dönerek;

"Balkabağı suları nerde Bonny?Eminim Dan da bir tane ister." dedi.Güldü ve Dan'a içeri gelmesini işaret ederek odadan ayrıldı.

Daniel biraz çekiniyordu. Çünkü Bonnie ona çok soğuk davranmıştı ve böyle davranmakta da haklıydı. Çünkü Danny onu haber vermeden bırakmıştı. Ama aslında geçerli sebepleri vardı. Ölüm yiyen olabilmesi için onları bırakması şarttı, ayrıca başlarına bir şey gelebileceğinden de korkmuştu. Ama şimdi onların başındaki belaların hepsinin baş sebebi olmuştu. Yine düşüncelerinin içinde boğulmaya başlarken Brian'a sarıldığı an geldi aklına. Ona sarılmayı öylesine özlemişti ki. Kardeşinden ayrı kalmak onun için en zor olanlardan biriydi.

Danny etrafı dikkatlice süzerken Ginny Bonnie'ye balkabağı sularının yerini sorduktan sonra ve Dan'e gelmesini işaret ederek içeri odaya gittiktn sonra Danny hemen Ginny'yi takip etti. Neler diyebileceğini biliyordu. Ama yine de onun yanına gitti. Hemen ardından da konuşmaya başladı:

"Bana öyle suçlarcasına bakmayı kes Ginny! Ziyaret etmediğimiz tek dükkan burasıydı ve ziyaret sırası bendeydi. Nerden biğlebilirdim içeride Bonnie'nin ve Brian'ı olduğunu. Ayrıca kötü de olmadı, onları çok özlemiştim. Neyse senin merak ettiğin ne de beni buraya çağırdın bakalım?"

Daniel bir süre Ginny'nin mavi gözlerine bakarken aklına Bonnie geldi. Tıpkı onun gözleri gibiydi. Ama artık Evangeline avrdı ve Evangeline, Danny'nin her şeyi idi artık. Ama Bonnie'nin gönlünü almalıtdı en kısa zamanda. Gerçi savaş çıkarsa eğer bunun hiçbir anlamı kalmazdı. Önüne gelen her Zümrüdüanka Yoldaşlığı üyesini öldürecekti. Belki de Brian hariç.

Ginny biraz şaşırmıştı.Ve napıcağını bilemiyordu.Çünkü Karanlık Lord karşısındaydı.Ama bu o olamazdı.Çok tekinsiz davranıyordu.Gün ışığında Dışarı çıkmıştı.Hemde Diagon yoluna birda boynunda hortulukla.Bunları söylemeliydi.Ama o sırada Dan geldi ve konuşmaya başladı;

"Bana öyle suçlarcasına bakmayı kes Ginny! Ziyaret etmediğimiz tek dükkan burasıydı ve ziyaret sırası bendeydi. Nerden biğlebilirdim içeride Bonnie'nin ve Brian'ı olduğunu. Ayrıca kötü de olmadı, onları çok özlemiştim. Neyse senin merak ettiğin ne de beni buraya çağırdın bakalım?"

Ginny biraz utanmıştı.Sonuçta o Lorduydu ve burda durmuş ona hesap soracaktı.Heralde ondan daha iyi bilirdi ne yapması gerektiğini.Ama dayanamadı;

"Lordum burda olmamalısınız.Biliyorsunuz gündüz vakti Diagon yolu seherbazlarla doludur ve Buranın Bonny'nin dükkanı olduğunu bilmediğinizi söylemeyin bana.Ah... Lordum ya biri farketseydi.İçeri girdiğinizde o kadar şaşırıdımki gördünüz işte size nerdeyse Lordum diyecektim." Başını öne eğdi;

"Bak Dan Brian'la Bonny'i çok özlediğini biliyorum. Ben onları görmeden uzun süre nasıl geçircem diye kaç gündür kafa patlatıyorum.Ama tedbiri elden bırakmamalıyız.Hem sen bana tek dükkan burası kaldı dediniz.Ama ben benim dükkanıma hiç bir ÖY'ün geldiğini hatırlamıyorum.Eğer gelseydi mutlaka tanırdım.Biliyorsun bunu."

Balkabağı suyunu doldurdu.Dan'a uzattı.Ona bakarak "Acaba Bonny ile Brian ne konuşuyolar" diye düşündü.

Bonnie onlar içeri giderken sinirler gözlerini devirmekle yetindi.Bir yandan da Brian'a bakıyordu.Oldukça mutlu görünüyordu Brian...Bonnie ise sinirden kıpkırmızı olan yüzüne eliyle yel yapmaya çalışıyordu.O kadar kızgındı ki her an eline geçen herhangi birşeyi Dan'ın kafasına fırlatabilirdi.

"Kızardın..."dedi Brian oturduğu yerden...

"Öylemi farkında değilim..!" dedi Bonnie ve ayağa kalkıp köşedeki boy aynasına baktı.Gerçekten de yüzü pespembe olmuştu.

"Sıcaktandır..."dedi tekrar arkasını dönerek...

"Sence o gerize...ah...şey...yani Dan...bunca zamandır nerdeydi?"dedi bir hışımla koltuğa oturarak.

"Hiçbir fikrim yok...Ama açıklamasını isteyeceğiz öyle değil mi?"dedi mutlu yüz ifadesiyle Brian...

Bonnie ise cevabı dinlemek yerine sinirden sadece dudadağını ısırmaya başlamıştı.Ne demek ya... Sen bunca yıldır gözükme ortalarda olma sonra birden pat diye çık herkesin ortasına diye söylenip duruyordu içinden...

Daniel, Ginny'nin söylediklerini doğru buluyordu ama bir şey hariç. Onun dükkanına gitmemeleri doğaldı çünkü ginny zaten bir Ölüm yiyen idi. Bu yüzden Dan sinirli bir biçimde konuşmaya başladı:

"Burada olmamın nedeni belli, dükkandaki kişi tanımadığım biri olsaydı onu baskılarla kendi tarafıma çekmeye çalışacaktım. Ama olmadı işte, nerden bilebilirdim Bonnie'nin dükkanı olduğunu. Hem baa neredeyse Lordum diyeceğini fark ettim. Ona da ayrı sinirlendim zaten. Ama hesabını sormanın vakti şimdi değil. Sonra tartışırız. Ama şimdi içeri yüzümüzde büyük bir gülümseme ile gitmezsek kendi kendimizi kendi ellerimizle ele vereceğimiz kesin. Bu yüzden somurtmayı kes!"

Daniel biraz fazla kaba davrandığını fark etti ama olması gereken de buydu zaten. Gülümsemeye çalışarak Ginny'ye de gelmesini işaret ederek diğerlerinin yanına döndüler. Bonnie kıpkırmızı olmuştu. Belli ki Danny'ye hala kızgındı. Onu öylece bırakıp gitmesi çok yanlış bir şeydi. Ama olan olmuştu artık dert etmemeliydi ve Bonnie ile Brian'ın merakını gidermeliydi. Kafasından şimdiden bir sürü yalan geçiyordu. Bu yalanları ölçüp biçerken Bonnie ile Brian'a döndü ve

"Ee ne var ne yok? Şey ben soracağınız her türlü soruyu cevaplamaya hazırım. Yani yapacağınız her şeye de razıyım. Çünkü suçlu olduğumu biliyorum."

dedi. Etkili konuşmaya çalışıyordu çünkü zor sorular sormalarını istemiyordu. Fazla zor soruları çok düşününce bir şeyler olduğunu sezebilirlerdi.

Bonnie dudağını ısırıp öylece sinirli vaziyette dalmışken Daniel geldi ve karşısındaki koltuğa oturdu.Bonnie'ye göre suçlu olduğunu söyleyip duran şeyler eveleyip geveledi.Ancak Brian dilkkatle dinliyor vaziyette gözüküyordu.Bonnie dayanamayıp patladı.

"Merak mı?Sen gittiğin günden beri ediyorduk evet ama şu anda senden bazı cevaplar beklediğimizi kim söyledi ki?"diye büyük bir kızgınlıkla bağırdı.Tam yanında oturan Brian uyarırcasına onu koluyla dürtünce...

"İyi...En azından ben dinlemek istiyorum...özürdilerim içerde yapacak baya işim var" dedi.

Ve ayağa kalkarak hızlıca arka tarafa gitti köşedeki poşette olan cüppenin birine sarıldı e boyunun yetmdiği üst tarafa koymak için büyük bir sesle sürterek çektiği sandalyenin üzerine çıkarak yerleştimeye koyuldu.Öyle sinirlenmişti ki cüppenin poşetini yırtmış öyle koymuştu.Ve inince de sandalyenin üzerin oturmuştu.

"Evet Dan..Aslında sormak istediğimiz...yani en azından benim bilmek istediklerim var..!Neden gittin?Gidince ne yaptın?Neden bunca zaman haber vermeyip de şimdi burdasın..?"dedi sorularına cevap ararcasına bakan gözlerle...Bir yandan da kardeşinin neler diyeceğini rüyasında gördüğü saçma sapan şeylerle bağdaştırmamaya çalışmakla uğraşıyordu.

Daniel, Bonnie'nin dedikleri karşısında ona bir lanet yollamamak için kendini zor tuut ve "Evet Dan..Aslında sormak istediğimiz...yani en azından benim bilmek istediklerim var..!Neden gittin?Gidince ne yaptın?Neden bunca zaman haber vermeyip de şimdi burdasın..?" sorularının ardından cevapları yanıtlamak üzre konuşmaya başladı:

"Ben artık yalan söylemekten bıktım. Hem kendime hem de size yalan söylemekten bıktım. Doğruları bilmek hepinizin hakkı."

Bunları söylerken bir yandan da içerideki odadan Ginny'ye kaçamak bir bakış atmıştı. Onun ne düşüneceğini merak ediyordu çünkü doğruları söyleyecekti artık Dan. Bu yüzden anlatmaya devam etti:

"Benim sizden ayrılmamın sebebi tarafımı değiştirecek olmam ve sizin de bu yüzden zarar görmenizden korkmamdı. Gidince ben bir ölüm yiyen oldum ve gayet de iyiydim. Şimdi ben Lord'umun en sadık yandaşıyım. Buraya gelişimin nedeni de onun emirlerini yerine getirmeye çalışmam. Beni buraya birilerini ölüm yiyen olmaya ikna etmem için yolladı, gerçi burada tarafını değiştirebilecek kimse yok. Bu da artık gitme vaktinin geldiğini belirtiyor."

Daniel yine yalan söylemişti. Hizmet ettiği bir Lordu olduğunu söylemişti halbu ki Karanlık Lord'un ta kendisi Danny idi. Kendini suçlu hissediyordu hala ama her şeyi de doğru söyleyemezdi. Eğer söylerse onu tamamen unuturlardı ve öldürebilirledi de. Bu yüzden yalan söylemişti yine her zamnaki gibi. Söyleyecekleri bittikten sonra herkesin tepkisini beklemeye başladı. Brian ne düşünüyordu şimdi onun hakkında acaba. Danny bir yandan da elini asasının olduğu cebine atmıştı. Bir şey olursa hemen çekebilsin diye. Ayrıca Ginny'yi de gözetliyordu uzaktan. Onun da bazı şeyleri itiraf etmesini istiyordu ama o asla söylemezdi, zayıftı.

Ginny İçeride kalakaldı.Dan'ın biraz üstüne gitmişti.Dan haklıydı.Böyle yapmamalıydı.Ama bir anda içerideki konuşmalar bu düşüncelerini aklında tamamen uçurdu.Dan;

""Ben artık yalan söylemekten bıktım. Hem kendime hem de size yalan söylemekten bıktım. Doğruları bilmek hepinizin hakkı." dedi.Ginny'nin yüreği azına geldi.Sahiden birazdan Karanlık Lord olduğunu söyleyecekti.Ama peki sınra nolucaktı.Brian asasını çekerse ya da Bonny.Brian ile Bonny'e zarar veremezdi ama Lord'u da korumalıydı buna yemin etmemişmiydi.İçeri gidip onu susturmak istedi ama bunu yapamadı.Olduğu yerde sadece izledi.Dan konuşmaya devam etti;

"Benim sizden ayrılmamın sebebi tarafımı değiştirecek olmam ve sizin de bu yüzden zarar görmenizden korkmamdı. Gidince ben bir ölüm yiyen oldum ve gayet de iyiydim. Şimdi ben Lord'umun en sadık yandaşıyım. Buraya gelişimin nedeni de onun emirlerini yerine getirmeye çalışmam. Beni buraya birilerini ölüm yiyen olmaya ikna etmem için yolladı, gerçi burada tarafını değiştirebilecek kimse yok. Bu da artık gitme vaktinin geldiğini belirtiyor."

Derin bir nefes aldı Ginny.En azından Kranlık Lord olduğunu söylememişti.Ginny içinden "Buda bir şey" Diye geçirdi.İçerde sesizlik hakimdi.Ginny artık daha fazla dayanamadı.İçeri gitti.Kapıdan girdiği anda bütün yüzler ona döndü.Biraz afalladı ve konuşmaya başladı;

"Şey... Ben..Noldu burda?" sanki duymamış gibi davranmaya çalışıyordu. "Neyse, Dan da balkabağı suyunu aldığına göre galiba buraya asıl geliş sebebimi söyleyeyim.Ben Bonny'e Yoldaşlıktan ayrıldığımı söylemek için geldim.Benim görüşüm artık değişmeye başladı.Brian seninde bunları burda duymana sevindim.Tabiki Dan seninde geri dönmene sevindim.Ama ben... Neyse saçmaladım galiba."dedi.

Bonnie bir yandan da içeriyi dinlemeye koyulmuştu ki zaten buna pek fazla çaba göstermek gerekmiyordu ses istemese de fazlasıyla naklen yayın gibi içerdeydi.Eline Aldığı kenardaki tabakları bir bir üst raflara yerleştiriyordu.
Arkası bi ardiye gibiydi.Tabaklar,bardaklar,çeşitli yiecekler,kıyafetler,hatta kitaplar...
Birden belki de hayatında hiçbir zaman işitmek istemediği birşey duymuştu...

"Benim sizden ayrılmamın sebebi tarafımı değiştirecek olmam ve sizin de bu yüzden zarar görmenizden korkmamdı. Gidince ben bir ölüm yiyen oldum ve gayet de iyiydim. Şimdi ben Lord'umun en sadık yandaşıyım. Buraya gelişimin nedeni de onun emirlerini yerine getirmeye çalışmam. Beni buraya birilerini ölüm yiyen olmaya ikna etmem için yolladı, gerçi burada tarafını değiştirebilecek kimse yok. Bu da artık gitme vaktinin geldiğini belirtiyor."

Bonnie'nin elindeki tabak gürültüyle yere düştü.Öylece kalakalmıştı.Ne yapacağını ne diyeceğini şaşırmış vaziyette ağzı bir karış açık halde içeriye gitti.

Öylece onlara baktı onun geldiğini görmemiş gibiydiler.Yanlarında olan Ginny konuşmaya başlamıştı.

"Şey... Ben..Noldu burda?Neyse, Dan da balkabağı suyunu aldığına göre galiba buraya asıl geliş sebebimi söyleyeyim.Ben Bonny'e Yoldaşlıktan ayrıldığımı söylemek için geldim.Benim görüşüm artık değişmeye başladı.Brian seninde bunları burda duymana sevindim.Tabiki Dan seninde geri dönmene sevindim.Ama ben... Neyse saçmaladım galiba."

Bonnie neredeyse bayılacaktı.Şaka olmalıydı bu..ya da bir rüya hızlıca gidip kardeşinin yakasından tuttu ve duvara doğru yapıştı ikisi de...

"Sen...Sen nasıl bir şey yaptığını biliyor musun?...Bu..gerizekalı mı kandırdı seni...Hı...bu mu kandırdı..."diyerek bu sefer de Dan'a doru yürüdü...

"Eğer eğer....Birşey yapacaksan kendin tek başına yap...Seni kim kandırdı he Dan?Aşık olduğun kız mı?yoksa gebertilen Woldemort mu..?Kardeşimi mi yanına almak istiyorsun Dan..?Bunca yıl kaçtığın şey için...Biliyor musun sana değmezmiş...Evet ben salakmışım...İyi biri olduğunu sanmıştım...Gerçekten...Ama şimdi kardeşimi istiyorsan önce benimle dövüşeceksin..."

O kadar sinirlenmişti ki sesi dükkanın her köşesinde yankılanıyordu.Pigme Pofidik Arnold bile kafesine sinmişti.

Bonnie Dan'a öyle kızgındı ki..Her an oldukça büyük bir kavga çıkabilirdi...
Bunun üzerine konuşmaya başlayan Dan:

"Kardeşini almak zorundayım Bonny. En büyük yandaşlarımdan birini kaybetmeye hiç de niyetim yok. Ha bu arada ben Karanlık Lord'un ta kendisiyim ve Voldemort'a hiç de benzemiyorum. Beni yenmeniz zor olcak! Hele de Evangeline gibi asil bir Lady'm varken!"

Bonnie sinirden asasını öyle bir hızla çekti ki buna kendi bile şaşırdı.

"Dan seni uyarıyorum...Sana zarar vermek istemem...Ama kardeşimi de kötü tarafa vermek niyetinde değilim..!Seni uyarıyorum..!"dedi kıpkırmızı olmuş yüzüyle...

Ancak Dan selam vermişti bile Bonnie sadece silahsız bırakmak niyetindeydi...

"Expeliarmus!"diye haykırdı...Ve Dan'ın asasına isabet ettirdi.

"Sana zarar vermek istemiyorum...Dan...Git burdan...Zaten korunma büyüleri alarmı harekete geçirmiştir...Seherbazlar birazdan burda olurlar..!"