Kütüphanede Bir Akşamüstü

Mil eski yazılar dersinden çıktıktan sonra ödevini yapmak için kütüphaneye gitti.Koridorlar derslere yetişmek için koşuşturan öğrencilerle doluydu.Koridorda yürürken köşede elinde kocamn kitapları ile yürmeye çalışan ve önüne bakmayan birini gördü .Çocuk üstüne doğru yürüyordu. Mil sıyrılak istedi ama sıyrılamadan çocuk gelip ona çarpmış ve onu yere düşürmüştü. Mil ne olduğunu önce anlayamadı ama bir kaç saniye sonra kendini yerde bulunca köpürüp

"Seni pislik sen ne yaptığını sanıyorsun yürüken önüne bakmayı düşünmelisin."

dedi.Ve kızmış bir yüzle ayağa kalktı ve ona bakanları hiç takmadan hızlıca oradan uzaklaştı.Kütüphaneye giden yolda kendine

"Neden bu kadar kızgın kızgın yürüyorsun "diyen bir tabloya gülerek

"Neden mi neden biliyor musun senin gibi bir aptalın yüzünden şapşal"

dedi.Ve tablonun arkasından sölediklerini dinlemeden kütüphaneye vardı .Çantasından kitabını çıkardı ve okumaya başladı.

Miley'i yerde köpürürken görüp gülümsedi.Kız kendisine arpan çocuğun şaşkın bakışları altında bağırıyordu:

"Seni pislik sen ne yaptığını sanıyorsun yürüken önüne bakmayı düşünmelisin."

Kalkıp tabloya laf attıktan sonra kütüphaneye daldı

"Vay be,Miley sinirli olmalı...." diye düşünüp elinde kitaplarla kütüphaneye daldı.
Miley ile konuşabilmeyi ümit ediyordu

"Hey,Miley nasılsın?" dedi sevecenlikle kızın yanına gelip

Jessica yorucu birgün geçirmişti. Bütün gün derslere girmişti. Şimdi de kütüphaneye gelmişti ve kendine boş bir masa bakıyordu. Arkalarda bir yer gördü. Akşam olmuştu ama Jessica bir an önce ksks ödevini bitirip içi rahat olarak uyumak istiyordu. Masaya doğru gitti ve kendini sandalyeye attı.
'' ohhh...'' dedi. Her yer sessizdi. Burada huzur buluyordu. Raflardan kitaplara baktı, ihtiyacı olan kitabı aldı ve masasına geçti. Sayfaları yavaş yavaş çeviriyordu. Ortak salonunu ve yatağını özlemişti. Kendi kendine içerisinin ne kadar sıcak ve rahat olacağını düşünüyordu.

'' Umarım, profesör Black bu ödevi beğenir. ''
diye düşünüyordu. Eline tüy kalemini aldı ve çantasından parşömenini çıkarıp yazmaya başladı. Şimdi ödevden başka birşey düşünmüyordu. Sayfalara iyice gömülmüştü. Sönük ışıkta parlayan saçları iyice yüzüne düşmüştü.

Miley önündedki kitaba dalmış bi biçimde sandalyede otururken arkasından bir ses duydu.Kitaptan kafasını kaldırdı.Bu ona çarpan Gryffindor lu çocuk olmalıydı.Miley sandalyesinde sert biçimde saçını savurup arkasına dönerek:

"Ne var "dedi...ha Mat sen miydin bende koridorda çarpıştığım aptal gryffindorlu zannetimde dedi.Bir kaç saniye sonra Matti masasına davet etmesi gerektiğinin farkına vardı çünkü o geçenki kütüphane fiyaskosunda masasına almıştı Mileyi.Sonra davet etmek için nazik olmaya çalışarak

"Ne öle dik dik bakıyorsun otursana Matt "dedi bir sandalyeyi gösterek oturmasını işaret eti.

"Ne var

Miley'nin tepkisiyle gerildi biraz.Ardından kızın söyledikleriyle rahatladı

...ha Mat sen miydin bende koridorda çarpıştığım aptal gryffindorlu zannetimde

Kütüphaneyi süzdü.Çok az kişi vardı ve ileride tanıdık biri kitaba gömülmüş bir yüz gördü

"Hey Jess..." diye fısıldadı kıza.KÜütphane yarı dolu olsa bile sessiz olmasını bilirdi Matt

Kızın dikkati çektiğinde gülümseyerek gelmesini işaret etti ve Miley'nin gösterdiği yere oturdu

Jessica dalgın dalgın sayfaları çeviriyor ve böcürtlerle ilgili birşey gördüğü anda yazıyordu. Parşömenin yarısını doldurmuştu. Keyfi yerine gelmişti. İyi bir ödev olacağa benziyordu. Sayfalardan birini çevirirken fısıltı gibi bir ses :

"Hey Jess..."
dedi. Matt ona gülümsüyordu ve gelmesini işaret etti. Şimdi sandalyeye oturmuştu. Yanında bir kız vardı bakınca Miley'i gördü. Jessica tozlu kitabı aldı ve masaya onların yanına geçti.

'' Nasılsınız ?'' dedi ve gülümseyerek onlara baktı. Parşömenini masaya koydu.

Mat yanındaki sandalyeye oturdu orada oturmuş parşömneine bişeyler yazıp önündeki kitabın sayfalrını sıkılmışca çeviren jessicayı gördü.Matt yanından ona seslendi.Jessica geçn gün gölde tanıştığı sarı uzun saçlı mavi gözlü tipik bir ingiliz kızıydı.Ve uzunca boyluydu.Sonra eline önündeki tozlu ve skimiş kitabı alıp yanlarına geldi.

'' Nasılsınız ?'
dedi onlara gülerek
"İyiyiz ya sen" dedi Miley ...görüyorumki ödevlerini hiç aksatmıyorsun

dedi gülümsemeye çalışarak ama pek de beceremişti yüzüne gülümsemeyi yerleştirmeyi çünkü halen sinirliydi ona çarpan pis Gryffindor'luya kendini yatıştırmaya çalışıyordu içten içe.

İyiyiz ya sen...görüyorumki ödevlerini hiç aksatmıyorsun

"Ödevini şimdi mi yapıyorsun?" dedi Matt yaslandığı yerden doğrulup ciddileşerek.

Kitabın kapağına göz attı

"Yardım lazım mı?" dedi en sevecen ve yardımsever ses tonuyla kıza bakıp

"Ben yapalı çok oluyor ve bununla ilgili kitabım vardı...ortak salonda unuttum.Neyse..."

'' Bende iyiyim. Evet ödevlere çok önem veriyorum.''
dedi. Miley'e bakıyordu. Yüzünde garip bir gülümseme vardı. Sonra Matt :

"Yardım lazım mı?" diye sordu. Çok sevecen bir ses tonuyla sormuştu.

"Ben yapalı çok oluyor ve bununla ilgili kitabım vardı...ortak salonda unuttum.Neyse..."
dedi. Çok tatlıydı gerçekten. Geçen gün göl kenarından ayrıldığında bu kadar iyi görünmüyordu. Jessica cevap verdi :

'' En başta sorsaydın iyi olurdu ama şimdi neredeyse bitiriyorum.''

dedi ve Matt'e gülümsedi.

'' Ama sen bir ravenclawsın ödev bittikten sonra eksik var mı diye bakarsan sevinirim.''
dedi ve muzip bir gülümsemeyle ona baktı. Parşömeni hafifçe ona doğru itti. Sandalyesinin arkasına yaslandı.

Sonra Miley jessin ne dediğini dinlemeden kitabına daldı.dikkatlice çivi yazısını araştırıyordu çünkü ödevi için alacağı puan seöz konusuysu hiç bir şey buna değmezdi.Arkadaşlarıyla laklak yapıp ödev kontrol etmek bile. Kitaba öylesine dalmıştıki Jess ve mattin konuştuğunu sonradan farketti.

" Sen bir ravenclawsın ödev bittikten sonra eksik var mı diye bakarsan sevinirim.''

diordu Jess Mil hiç bozuntuya vermeden düşünmeye başladı neden bahsediyorlardı acaba sonra Jessin Matt'e parşömeni uzattığını görünce çaktı köfteyi dmek Jess ödevini tamamlamıştı .Ama Mileyinki henüz yarıma bile gelmemiş renklendirilmemiş,süslenmemişti.Hemen kafasına ortak salona dönünce ilk iş olarak şu ödevi tamamalayacağını yaerleştirdi ve konuyu kendi tarafına çekmek için

"Eee dersleriniz nası geçiyor "

dedi.Konuşmamın ortasına pat diye dalarak sonra tüy kalemini mürekkebe batırdı.Ve eski yazılar için bulduklarını taslak haline getirmeye koyuldu.Parşömeni önüne açarak.

" Sen bir ravenclawsın ödev bittikten sonra eksik var mı diye bakarsan sevinirim.''

Gurur duydu Jess'in ödevini kontrol etmesini istemesiyle.Yine de tam olarak Rawenclawlı gibi değildi yani göz atmkatan başka birşey yapamazdı.Jess'in uzattığı parşömene tek kaşını kaldırıp çenesini sıvazlarak baktı.
Komik görünüyor olmalıydı...

Eee dersleriniz nası geçiyor diye sordu Miley tüy kalemini mürekkebe batırırken.Mileynin mürekkebe uzanmasıyla Matt ister istemez geriledi ve korumacı bir edayla parşömeni kendine çekti.Geçen gün olanlardan sonra temkinli davranmaya gayret ediyordu.

Jessica'nın ödevine bakmaktan hoşnut görünüyordu Matt. Sonra Miley konuştu :

'' Eee dersleriniz nasıl geçiyor ?''
diye sordu. Matt hala jessica'nın ödevine bakarken jessica cevap verdi :
'' Çok iyi. Senin?'' dedi. Sonra Matt'in yüzüne baktı. Ödeviyle ilgili ne diyeceğini merak ediyordu. Yorgunluğu azalmıştı nedense. Belki de Matt ve Miley'i gördüğü içindi.

"İyi olmuş ya..." dedi Matt gülüp.

"Umarım bir olağanüstü alırsın..."

Miley'e cevap vermek için kafasını parşömenden kaldırıp kıza baktı

"Eski Yazıtlar dersi ve KSKSa girebildim.Daha biçim değiştirme var..."

(RP_Out: Miley bozuntuya verme,Eski yazıtlar dersini biraz geç yazabildim... )

Miley mürekkebe batırdıktan sonra tüykalemini Mat'in biraz geriledi.Miley bundan geçen geçenki olayı hatırladığını düşündü .Ama şimdi sakarlık yapcak pek havası yoktu ;yorulmuştu ve sıkılmıştı.Sonra tüy kalemini mürekkepten çekti ve çivi yazısıyla ilgili bir kaç kısa not almaya başladı .Daha şekilli yazılar için kütüphanede o kadar kitabın arasından kitap bulması gerekiyordu bu nedenle biraz hızlı davranmaya çalıştı.Matt Jess'in uzattığı parşömeni inceledi ve:

"İyi olmuş ya..." dedi gülerek Jessicaya"Umarım bir olağanüstü alırsın..."Sonra Miley cevap vermek için parşömenden kafasını kaldırdı ve ona döndü:

"Eski Yazıtlar dersi ve KSKSa girebildim.Daha biçim değiştirme var..."dedi.

"Bende ksks ve eski yazılara girdim uçuşu kaçırmışım uyuya kalıp ama profesörden gidip özür diledim oda bir daha olmasın dedi."dedi. Ve kütüphanedenşekilli yazıların olduğu bir kitap bulmak için ayağa kalktı.

"Ben bir kitaba bakıp geleceğim siz devam edin" dedi onlara ve hızlıca kitapların olduğu bölüme doğru ilerledi.

Jessica Matt'e bakıyordu. Ödevine ne diyeceğini merak ediyordu. Matt de ödevi dikkatlice inceliyordu. Başını kaldırıp :
''İyi olmuş ya..." dedi. "Umarım bir olağanüstü alırsın..." dedi. Jessica çok sevinmişti. ÇÜnkü çok yorgundu ve hala ksks ödeviyle uğraşıyordu. Sonra Miley sıkıntıyla sandalyesinden kalktı ve :
"Ben bir kitaba bakıp geleceğim siz devam edin" dedi hızlıca kitaplara doğru gitti. Jessica anlayamadığı bir şekilde Matt'e çok güveniyordu. Nedenini anlayamıyordu. Ama kendini yalnız hissettiği zamanlarda aklına Matt ve Miley geliyordu. Onu anladığını düşünüyordu galiba Jess.

Bende ksks ve eski yazılara girdim uçuşu kaçırmışım uyuya kalıp ama profesörden gidip özür diledim oda bir daha olmasın dedi dedi Miley. Ardından ayaklandı

"Ben bir kitaba bakıp geleceğim siz devam edin"

Bu kızın ortamdan kaçma gibi bir huyu mu vardı?

Miley gözden kaybolunca düşünceli düşünceli bakınan Jesse döndü

"Hangi dersleri aldın başka??"

"Hangi dersleri aldın başka??" diye bir sesle düşüncelerinden sıyrıldı Jess. Sonra Matt'in sorusuna cevap verdi:
'' Ben...Muska, kehanet ve eski yazılar dışında hepsini.'' dedi. Evet gerçekten fazla dersi vardı. Ödevlerini gününde yapıyordu, büyülere çalışıyordu. Ama arkadaşları onun fazla ders çalıştığını biraz da arkadaşlarıyla vakiit geçirmesini söyleyip duruyorlardı. Aslında onlarla daha fazla vakit geçirmek istiyor olabileceğinin farkında bile değillerdi. Onları korumak istediğiniin de farkında değillerdi. Ama böylesi daha iyiydi. Sanki başka bir yerden gelmiş gibi hissetti kendini ve gözleriyle Miley'i aradı. Bir kitap için fazla oyalanmıştı.

'' Ben...Muska, kehanet ve eski yazılar dışında hepsini.''

"Çok dersin olmalı..." dedi arkasına yaslanıp kütüphaneyi incelerken.Omzundaki çantadan kırmızı bir elma çıkarıp ısırık aldı.

Aklında yapması gereken açıklama gelince düşüncelerini bir kenara itti

"Bu arada geçen gün yanında ayrılmamın nedeni şey değildi...o konuşma.Miley eski yazıtlar dersine gideceğini söyleyince aldığım derslerden biri olduğunu hatırladım..."

Cevabını dikkatle dinlemek için Jess'e baktı.

Out: Aslında glmicektim ama evde yanlız kalınca rpg yapasım geldi :PAma istemiyosanız giderim

Lizz'in Hogwarts'taki ikinci günüydü bugün. Biraz araştırma yapmak istiyordu. Kitaplarla arasını iyi tutmuştu hep. Hogwarts'ın da muazzam büyüklükte bir kütüphaneye sahip olduğunu duyunca fırlayıp oraya gitti.

Harikaydı burası. Gerçekten büyüden de büyülüydü. Yüzlerce kitap, öğrenilecek yüzlerce bilgi, ve onun gibi yüksek kaliteli arkadaşlar...Düşlerinin ülkesindeydi Lizz. Gözüne gestirdiği bir raftan rastgele bir kitap aldı. Şansına kitap: "Hogwarst: Bir Tarih"idi. İçindekilere biraz göz attıktan sonra yerine koydu. Biraz ileriye bakınca Ortak Salon'da tanıştıkları Jessica Malfoy'u gördü. Yanına gitsem mi diye tereddüt etti biraz. Ama sonra gitmenin bir zararı olmayacağına karar verdi.

"Selam Jes! Nasılsın?"

"Çok dersin olmalı..." dedi Matt. Çantasından kırmızı bir elma çıkardı.

"Bu arada geçen gün yanında ayrılmamın nedeni şey değildi...o konuşma.Miley eski yazıtlar dersine gideceğini söyleyince aldığım derslerden biri olduğunu hatırladım..."
diye açıklama yaptı. Birden anlatmıştı bunların hepsini Jess hiç beklemiyordu. Cevap verdi :
'' Bende zaten öyle düşünmüştüm.'' dedi ve imalı imalı Matt'e gülümsedi. Gerçekten ders için de gitmiş olabilirdi tabii ama Jess bazı şeyleri söyleme isteği duydu :
'' Gitmenin nedeni konuştuklarımızsa bile yerinde olsam aynı şeyi yapardım.'' dedi. Ve Matt'e baktı. O sırada biri :
'' Selam,Jess nasılsın?'' demişti. Jess gülümseyerek cevap verdi :
'' İyiyim sen?'' dedi nasıl da böyle zamanı bulmuştu.

"İyiyim sen?"

Umulmadık derecede şaşkın bir yüzle vermişti bu cevabı. Lizz dikkatli bakınca yanındaki oğlanı farketmişti. Koridorda geçerken sadece bir defa görmüştü onu.

"Şey...Rahatsız ettim galiba. Neyse gitsem iyi olacak."

dedi ve koşa koşa ktüphaneden ayrılıp bahçeye çıktı

'' Gitmenin nedeni konuştuklarımızsa bile yerinde olsam aynı şeyi yapardım.''

"Sorun değil,bu duruma alışalı--"

Sözünü bitiremeden biri yanlarına geldi:

'' Selam,Jess nasılsın?''

Kafasını kaldırıp gelene baktı.Kız tanıdık geliyordu ama nerden olduğunu çıkaramadı

"İyiyim sen?"

"Şey...Rahatsız ettim galiba. Neyse gitsem iyi olacak."

Kız Matt kalmasını söyleyene kadar bile beklememişti,koşarak dışarı çıktı.

"Çok garipti..." dedi Matt koşarak uzaklaşan kızın arkasından bakarken

"Garip bir kıza benziyor,yakın bir arkadaşın mı?" dedi Jess'e bakıp arkasındaki kapıyı başparmağıyla işaret ederken.

Kate uzun ve yorucu bir günün ardından yine uzun ve yorucu olan ödevlerinin araştırmak için kütüphanenin yolunu tuttu.Bir yandan neden bu kadar çok ödev verdiklerini düşünürken bi yandan da yer değiştiren bir merdiven yüzünden neredeyse başka bir kata çıkıyordu.Hava henüz kararıyor,duvarlardaki gölgeler giderek küçülüyordu bu nedenle...Henüz ortak salonuna dönen birkaç öğrenci dışında kütüphane kolidoru nereseyse boş sayılabilirdi.İçeriye girdiğinde önce başka kimler var diye etrafına gözgezdirdi.Uzun zamandır ne Ana'yı ne Yancy'i görmüştü.Üç öğrenci gördü.Birinci sınıflardan birileri gibiydiler.Kate hızlı adımalarla yanlarına yaklaştı.

"Merhaba ben Kate acaba yanınıza oturabilir miyim?"dedi merakla bir yandan da karşısındakileri süzüyordu.Biri Kate gibi Revanclaw'lı.diğeri Hufflepuff'lı bir diğeri de Gryffindorluydu.Hufflepufflı kız kitaplara bakarak bir rafa doğru yürüyordu.

out: rpmizi tam okumamışssın galiba editlersen ei olur ben orda deilim şu anda Shocked

neyse ben şimdi gelcem oky rpde sen gelince gelcem şimdi bende yazıiim lol!

out:Okudum ama senin gittiğini yazmamıştım.Birşey olmaz ama editleyim gene de