James Martin Strong'un odası

Güneşli ve aydınlık bir günde cisimlenmek yerine yürüyerek gelmeyi uygun görmüştü.Her zaman değişikliği severdi,Muggleların arasına karışmak,onlar gibi görünmek,onlar gibi düşünmek...Bakış açısını ve ufkunu genişlettiğini düşünürdü.Sokaktaki karınca sürüsü gibi gezinen insan topluluğuna daldı.

Güne güzel başladığını düşünüyordu....
Fakat karargah yolunda güne güzel başladığını düşündüren açık hava bir anda karardı ve sağanak yağmur baş gösterdi.Yanında neşeli neşeli yürüdüğü mugglelar bir anda onların "Şemsiye"dediği garip icada sarıldı.

Ne yazık ki James yağmurdan korunmak için onların kullandığı kalkana sahip değildi.Giydiği uzun ceketi kafasının üstüne çekti ve çözüm yolu aramaya başladı ıslak zeminde yürümeye devam ederken...İçinde bulunduğu geniş ve işlek Londra sokağında yürüyen insanlar bir anda karınca sürüsü gibi dağıldı ve sokak tenhalaştı.Yine de James yürüyüş temposunu bozmadı.

İleride çiçekçinin yanındaki yaşlı adamı gördü.Adam neşeyle el sallıyordu,diğer elinde de bir şemsiye vardı.
Şemsiyeye göz attı.Çingene pembesi üzerinde turuncu zambaklar...
Yağmurun şiddeti artmıştı,bardaktan boşalırcasına yağıyordu.James soğuğu iliklerine kadar hissetmişti.Yağan yağmur görüşünü de engelliyordu.Kaderine razı olup yaşlı adamın elindeki şemsiyeyi 3 dolara aldı.Islanmış paraları adamın eline tutuşturup hiçbirşey söylemeden hızlı adımlarla uzaklaştı.

Sokakta üç beş kişi siyah pardesü ve melon şapkalarının altından James'e sırıtıyordu.Tepeden bakıldığında siyah ve pastal renklerle örülmüş şemsiyeden duvar James'in içler acısı pembe şemsiyesiyle aydınlanıyordu.
James'in sırılsıklam olmuş saçlarından süzülen sulardan ıslanan yüzü utançla kıpkırmızı olmuştu...



Odaya gelir gelmez şemsiyeyi kapatıp göz önünden kaldırmak istedi,ama çok zor bir kombinasyonla donanmıştı alet.
Beceremeyince köşeye fırlattı ve sırılsıklam olmuş ceketini köşedeki askıya astı.Saçlarını karıştırdı,yüzünü sildi ve işinin başına geçti.

Uzun ahşap masasının arkasındakideri koltuğuna yerleşip önündeki dosyalardan oluşmuş dağa baktı.Yine Quiddicth Ligi başlıyordu,bu da yoğun günler,yoğun haftalar belki de yoğun aylar demekti.Ne de olsa Snitch yakalananana kadar maç sürerdi.

Sıkıntıyla oflayıp en üstteki dosyayı kapıp incelemeye başladı.Bazı takımların yeni Quidditch oyuncuları ve oyuncuların pozisyonları yazılıydı.

"Mitc Falel,Waspın yeni transferi olmalı..." diye mırıldandı gazetelerden bildiği bu ismi mırıldanıp.Sıkıntıdan bir sigara çıkarıp yaktı ve göz ucuyla dosyayı süzmeye devam etti

"Nora Jefferson,Izabell Hellwich...bunlar geçen sene de buralardaydı.Emily Burton,hımm...."

İhtiyatla sayfayı çevirip göz attı.Geçen senenin eskimiz kırmızı kaplı dosyasını çıkarıp yenilikleri not almaya başladı.