Ortak 1. Ders((Offline))

James sabah hazırlanıp odasından çıkarken güneş yeni yeni aydınlatmaya başlamıştı çevreyi.Dersin neden bu kadar erken olduğuna dair hiçbir fikri yoktu,yine de okulun prosedürlerine uymak zorundaydı.Okulun geniş koridorlarında yürürken hala neden profesör olduğunu sorguluyordu.Sorumluluktan hoşlanmazdı,kısıtlanmaktan hoşlanmazdı üstüne üstlük okuldan da hoşlanmazdı! Profesörlük kavramına uymuyordu bile!
DJ ile okul yılları aklına geldi,derslere getirdikleri "içecekler" gayet keyifli işlenmesini sağlıyordu... Elleri ceplerinde ağır ağır okulu turlarken duvarlara kazınmış hatırları aklıan geldikçe keyiflendi..
İlk kez ders verecekti,daha bir çocuğa nasıl davranılması gerektiğini bile bilmezken?

Bahçeye geldiğinde öğrencilerin çoktan geldiğini farketti.Hepsi tek sıra halinde dizildiler.Matt'i gördüğünde gülümsedi,çocuğun şaşkınlığı belliydi.Fazla takılmadan konuşmaya başladı:

Günaydın beyler bayanlar...Senenin ilk uçuş dersine hoşgeldiniz!Bendeniz James Martin Strong,yeni uçuş profesörü... Profesrlükte ilk dersim,yani pek profesör gibi davranamayacağım!Zaten hiçbir zaman öyle davranmayacağım,küçükken bilgiçlik taslayan profesörlerden nefret ederdim...
Profesörlerin değişip durması ne kadar sinir bozucu olsa da yapacak birşey yok.Yine de beni sevmeyeceğinizi sanmıyorum,sıkı biri sayılmam!

Kendine olabildiğince ciddi bir hava vermeye çalıştı ama pek başarılı olamadığını biliyordu.Gülüşünde bile bir ciddiyetsizlik vardı.
Kısa süreli sessizlik boyunca öğrencileri süzdü;

Neyse... dedi sıkıntılı sessizliği bozmak için.

Hiçbirinizi tanımıyorum yani sırayla kendinizi tanıtmanız gerek.Sağ taraftan başlayın işte,aklınıza ne geliyorsa söyleyin.Ad,bina,neden uçuş dersi,takımdaysanız mevki vesaire vesaire...İstediğiniz herşeyi söyleyin ben de sizi bir şekilde tanımaya başlarım..

Sıranın başındaki ufaklığa kendisini tanıtması için bir bakış attı.Öğrenciler kendilerini tanıtmaya başladığında ilgiyle onları dinlemeye başladı

---

Sıranın sonundaki velet de kendini tanıttığında James çimenlere oturdu. Öğrenciler ayakta kendisine bakmaya başladığında oturmalarını işaret etti

Ayakta durmak çok yorucu,ayakta durmayı gerektirecek birşey yapmayacağız,yani...oturun!

Öğrenciler denileni yaptığında rahatça çimlerin üzerine yerleşip konuşmaya başladı

Sanırım dersin düzeniyle ilgili birşeyler demem gerek,sonra zaman kalırsa süpürgeleri anlatmaya başlarım..
Hımmm,adımı söylemiştim,Rawenclaw mezunuyum.Aynı zamanda bakanlıkta çalışıyorum,Quidditch ligi karargahı başkanı.

Gülümsedi ve sınıfa bakarak sözüne devam etti;

En sevdiğim renk turuncu,kısırı çok severim,rahmetli babanem güzel yapardı.Tamam bu kadar benden sözetmek yeter.

Biraz daha ciddileşti

Ödevleri aksatmanızı istemem,kuralları bir panoya asmıştım.Hımm,yerini unuttum ama asmıştım!Geçen sene nereye asılıysa oraya asılı!Bakarsınız...Neyse,ders!Süpürgeler konusu uzun bir konu,biraz da sıkıcıdır ama bunu 2 derste halletmeyi planlıyorum.

Yüzü aydınlandı asasını çıkardı aklına süpürgeleri koyduğu kutuyu getirdi.Süpürgelerin hepsi kendinindi ve genelde onları ofisinin baş köşesinde saklardı.Profesörlüğe kabul edildiğinde görsel bir ders işleme açısından onları getirmenin mantıklı olacağını düşünmüştü.Bir de derse getirseydi...

Accio kutu!

Göz açıp kapayıncaya kadar meşe kutu yanına geldi.James hevesle fırlayıp ağır kutuyu öğrencilerin yakınına sürükledi.

Şimdi,ilk olarak Nimbuslar! Nimbus 100'ü hatırlayanınız var mı?Oldukça eski bir modeldir...

Kutunun kapağını açık en üstteki süpürgeyi çıkardı.
Ortak 1. Ders((Offline)) Nimbus2001rig1ub4

Ortak 1. Ders((Offline)) Nimbus2001rig1ub4

Heyecanını belli etmekten çekinmedi bile
İlk süpürgem... diye mırıldandı süpürgeye özlemle bakarken.

Saatte, 100 mil, 1000’e varan hız, 360 derece dönebilme yeteneği...

Süpürgeyi herkesin görebildiğine emin olmak için kaldırıp gösterdi,adından Nimbus 100'i yerine koyup bulunduğu kutucuğu kaldırdı.Süpürgeler kademe kademe sıralanmıştı ve kutuyu ağır yapan da buydu.Nimbus 100in olduğu kutucuğu çimlere bırakıp diğer modeli çıkardı

Ortak 1. Ders((Offline)) 3198FGZNGHL._SL500_AA280_

Ortak 1. Ders((Offline)) 3198FGZNGHL._SL500_AA280_

Nimbus 2000! dedi yine süpürgeyi havada tutarken.
Parlak, ince ve zarif. Maun sapı ve uzun kuyruğunun; düzenli, temiz ve dümdüz ince dalları var görüldüğü gibi...

Bir süre daha havada tutup Nimbus 1000'e yaptığı gibi kutucuğu çimene koydu.

Ortak 1. Ders((Offline)) Nimbus2020001ba7

Ortak 1. Ders((Offline)) Nimbus2020001ba7

Nimbus 2001! diye gürledi James.Eski süpürge ilk günkü şatafatlılığından birşey yitirmemişti.

Nimbus 2001, Nimbus 2000’in bir gelişmiş modeli.Zamanında etkileyici uçuş kabiliyetlerinden dolayı Nimbus 2001 çok pahalıydı ve sadece büyük Quidditch takımları kullanabiliyordu.İnanın bana Nimbus 2001 sahipleri oldukça büyük bir üne sahip oluyordu!

Öğrencilere düşünmesi için kısa bir süre verdi ve her birine tek tek bakarak konuşmayı sürdürdü;

Nimbus sahipleri maçlarda göz ardı edilemez bir avantaja ve hıza sahip oluyorlardı.Çeviklik de cabası,dönüş kabiliyeti oldukça iyidir bu meretin..Bu da diğer oyuncularca hoşnutsuzluğa sebep oluyordu.
Ardından....Ateşoku geldi!!

Nimbusu özenle yere bırakıp ellerini çırptı.

Accio ateş oku!

Kutudaki süpürgeni sapını kavrayıp şevkatle baktı ve oturan öğrencilerin yanına ilerledi

Sizi "Mathilda" ile tanıştırayım,benim ateşokum!

Ateşoku, gelişmiş, profesyonel seviyede uçan süpürgedir.dedi ciddi bir ses tonuyla.Askerlerle konuşan bir komutan edasına bürünmüştü.

İnce dalları olan dişbudak ağacından yapılmıştır.
10 saniye içinde,saatte 150 mile varabilen hıza (ki bu süpürgeler için olağanüstü yüksek bir hızdır) ve aynı zamanda kırılmaz bir fren tılsımına sahiptir.İnanılmaz birşey!
En hızlı ve en gelişmiş süpürge olduğu ve şimdiye dek talep edildiği kadar çok iyi gözüktüğü için ,ona sahip olan herkes gurur duyuyordu.
Nimbusa beş basar bu kız!
Ve tüm bu özelliklerinden dolayı, Ateşoku yüzlerce Galleona mal oluyor.Çok pahalıydı ama her kuruşuna değerdi!

Süpürgeye sevgiyle bakıp mırıldandı

Evet,her kuruşuna değer...

Zil çaldığında James'in dikkati ateş okundan öğrencilere kaydı.Ciddi tavrı bir anda kayboldu ve yerini içten bir gülümsemeye bıraktı;

Evet keyifli bir ders oldu!İçinizdeki odundan bir ateşoku yapabilme dileğiyle...Bakalım kaçınız odun?Sonuçta "ağaç"yaşken eğilir...

Ayaklanan öğrencilere son bir selam verdi
Ödevleriniz panoya asılcak,oradan alırsınız.1 hafta içinde teslim etseniz iyi olur,kimseden puan kırmak istemiyorum..Sorusu,sorunu,isteği falan olan odama uğrar vesaire vesaire...Bu kadar ciddiyet yeter!Evet,dağılın!

Eliyle gidin işareti yaptı.
Süpürgeleri yeniden yerleştirmek için öğrenciler dağılırken yerdeki kutucukları toplamaya başladı.

Jess sıcacık yatakhanede mayışmış bir şekilde uyuyordu. Hogwarts'a geldiğinden beri erken kalkmakta zorluk çekiyordu. Bunun nedeni büyük ihtimalle bu kadar sıcak ve huzurlu olmasıydı. Neyse ki küçük kedisi - artık ne kadar küçük denilemesede- Puffy vardı ve çalar saate gerek duymuyordu.

Eli, yorganın dışından sarkmış aşağı doğru uzanıyordu. Güneş yavaş yavaş perdelerin arasından Jess'in yüzüne vurmaya başlamıştı. Gözlerini kırpıştırdı ve yüzünü buruşurdu. Kalkmak hiç istemiyordu.

Kaygan ve ıslak birşeyi elinde hissetti. Puffy artık kalkması gerektiğini haber veriyordu. Zorla vücudunu yan tarafa döndürüp yaza oranla oldukça büyümüş olan kediye baktı. Artık o kadar çelimsiz görünmüyordu. Kar beyazı tüyleri gürleşmişti ve yer yer tüysüz olan biryeri kalmamıştı.

Tamam, tamam kalkıyorum.

dedi ve ağırlaşan ayaklarını soğuk zemine bastı. Üstüne siyah okul cüppesini geçirdi ve ortak salona indi. Çok kalabalıktı ve Jessica asasını kaptığı gibi bir uğultu havuzunun içinden geçip portre deliğinden çıktı.

Doğruca bahçeye, ilk Uçuş dersine gitti. Merdivenlerden aşağı iner inmez yüzüne hafif esintili sabah havası çarptı.
Birçok öğrenci sıraya girmişti, onların arasına katılırken gözüyle Matt'i aradı ama henüz gelmemişti.
Az bir süre sonra Profesör geldi ve öğrencilere gülümseyerek :

Günaydın beyler bayanlar...Senenin ilk uçuş dersine hoşgeldiniz!Bendeniz James Martin Strong,yeni uçuş profesörü... Profesrlükte ilk dersim,yani pek profesör gibi davranamayacağım!Zaten hiçbir zaman öyle davranmayacağım,küçükken bilgiçlik taslayan profesörlerden nefret ederdim...
Profesörlerin değişip durması ne kadar sinir bozucu olsa da yapacak birşey yok.Yine de beni sevmeyeceğinizi sanmıyorum,sıkı biri sayılmam!

James Strong ? Matt'in amcasıydı ve Matt derse giremeden önce bunu Jessica'ya söyleme zahmetinde bulunmamıştı. Gözlerinden ateş saçarak onu aradı. Gerçekten eğlenceli birine benziyordu hiç bir profesör kadar sıkıcı değildi.

Hiçbirinizi tanımıyorum yani sırayla kendinizi tanıtmanız gerek.Sağ taraftan başlayın işte,aklınıza ne geliyorsa söyleyin.Ad,bina,neden uçuş dersi,takımdaysanız mevki vesaire vesaire...İstediğiniz herşeyi söyleyin ben de sizi bir şekilde tanımaya başlarım..

dedi. En sağdaki Jessica konuşmaya başladı.

Jessica Malfoy. Gryffindorluym, Takım kaptanı ve arayıcıyım. Kitapları ve yeni büyüler öğrenmeyi seviyorum.

dedi gülümseyerek. Quidditch i sevdiğini söylemesine gerek duymadı çünkü zaten takımdaydı.
Diğer herkeste kendini anıttıktan sonra Profesör devam etti :

Ayakta durmak çok yorucu,ayakta durmayı gerektirecek birşey yapmayacağız,yani...oturun!

İşte bu çok güzeldi. Rahat bir ders diye düşündü Jessica.

Sanırım dersin düzeniyle ilgili birşeyler demem gerek,sonra zaman kalırsa süpürgeleri anlatmaya başlarım..
Hımmm,adımı söylemiştim,Rawenclaw mezunuyum.Aynı zamanda bakanlıkta çalışıyorum,Quidditch ligi karargahı başkanı.En sevdiğim renk turuncu,kısırı çok severim,rahmetli babanem güzel yapardı.Tamam bu kadar benden sözetmek yeter.

Matt te şimdi Rawenclav da diye düşündü Jess. Amcasını ne kadar sevdiğini biliyordu.
Daha ciddi bir tavırla :

Ödevleri aksatmanızı istemem,kuralları bir panoya asmıştım.Hımm,yerini unuttum ama asmıştım!Geçen sene nereye asılıysa oraya asılı!Bakarsınız...Neyse,ders!Süpürgeler konusu uzun bir konu,biraz da sıkıcıdır ama bunu 2 derste halletmeyi planlıyorum.

Büyüyle bir kutuyu çağırdı ve konuşmaya başladı :

Şimdi,ilk olarak Nimbuslar! Nimbus 100'ü hatırlayanınız var mı?Oldukça eski bir modeldir...

Bunu bilmiyordu. Profesörün ilk süpürgem dediğini duydu ve tatlı tatlı gülümsedi.

Saatte, 100 mil, 1000’e varan hız, 360 derece dönebilme yeteneği..

Tabii şimdikilerle yarışamazdı ama o zamanlar için iyi olmlıydı diye düşündü Jess. Kutudan çıkan süpürgeye dikkatle baktı.

Nimbus 2000!
Parlak, ince ve zarif. Maun sapı ve uzun kuyruğunun; düzenli, temiz ve dümdüz ince dalları var görüldüğü gibi...

Çok güzel görünüyordu sanki yeni alınmış gibiydi. Bunu da yerine koyduktan sonra :

Nimbus 2001!

Nimbus 2001, Nimbus 2000’in bir gelişmiş modeli.Zamanında etkileyici uçuş kabiliyetlerinden dolayı Nimbus 2001 çok pahalıydı ve sadece büyük Quidditch takımları kullanabiliyordu.İnanın bana Nimbus 2001 sahipleri oldukça büyük bir üne sahip oluyordu!

Nimbus sahipleri maçlarda göz ardı edilemez bir avantaja ve hıza sahip oluyorlardı.Çeviklik de cabası,dönüş kabiliyeti oldukça iyidir bu meretin..Bu da diğer oyuncularca hoşnutsuzluğa sebep oluyordu.
Ardından....Ateşoku geldi!!

dedi işte Jess'in gözlerinin merakla açıldığı kısım bu oldu. Ateşoku geçen seneden beri onundu. Gerçekten harika bir süpürgeydi.

Sizi "Mathilda" ile tanıştırayım,benim ateşokum!

Ateşoku, gelişmiş, profesyonel seviyede uçan süpürgedir.

Mathilda mı? Ateşoku için ilginç bir isim bulmuştu. Profesör konuşmaya başladı, sesine büyük bir heyecan hakimdi :

İnce dalları olan dişbudak ağacından yapılmıştır.
10 saniye içinde,saatte 150 mile varabilen hıza (ki bu süpürgeler için olağanüstü yüksek bir hızdır) ve aynı zamanda kırılmaz bir fren tılsımına sahiptir.İnanılmaz birşey!
En hızlı ve en gelişmiş süpürge olduğu ve şimdiye dek talep edildiği kadar çok iyi gözüktüğü için ,ona sahip olan herkes gurur duyuyordu.
Nimbusa beş basar bu kız!

Gerçekten öyleydi : rüzgar gibi. Profesör çok heyecanlı anlatıyordu Jess gülümsemekten kendini alamadı.

Evet keyifli bir ders oldu!İçinizdeki odundan bir ateşoku yapabilme dileğiyle...Bakalım kaçınız odun?Sonuçta "ağaç"yaşken eğilir...

Bu kadar değişik ve neşeli biriyle daha önce hiç karşılaşmamıştı.

Ödevleriniz panoya asılcak,oradan alırsınız.1 hafta içinde teslim etseniz iyi olur,kimseden puan kırmak istemiyorum..Sorusu,sorunu,isteği falan olan odama uğrar vesaire vesaire...Bu kadar ciddiyet yeter!Evet,dağılın!

dedi ve öğrenciler hızla oradan uzaklaştı. Jess özellikle biraz daha geç ayrılıp Profesörün öğrenciler ayrıldıktan sonraki davranışlarına bakmaya çalışmıştı. Ama büyük bir akın onu da alıp Büyük Salona doğru sürükledi. Aklında tek birşey vardı :
Matt'e ona daha önce neden amcasının öğretmen olduğunu ve okullarındaki Uçuş dersine gireceğini söylememesinin nedenini sormaktı.

GÜnaydın!

Ha,ne? Matt aynı binadan bir çocuğun üstündeki yorganı çekmesiyle soğuğu hissedip titredi. İnsanların kendisini neden böyle uyandırma ihtiyaçları olduğunu anlayamıyordu!
Gözlerini ovuşturup karşısındaki çocuğa baktı.Kızıl saçlı,ufak tefek bir veletti.Daha önce onu hiç görmemişti,bu yüzden birinci sınıf olduğuna karar kıldı.Üstünde aynı kendisininki gibi çizgili bir pijama vardı ama Matt'inkinin aksine onunkinin çizgileri yeşildi.Çocuk o kadar kısaydı ki Matt ayağa kalktığında göğüs hizasına anca geliyordu.Matt ayağa kalkıp gerindi ve bol pijamalarını biraz daha çekiştirdi.

Saat kaç? dedi sabahın erken saatlerinin getirdiği boğuk ve uyuşuk ses tonuyla. Çilli ufaklık saate baktı ve cevapladı

Oldukça erken!

Matt olumlu anlamda başını sallayıp yatağının başındaki çantasından buruşuk ers programını çıkardı.Bu saatlerde uçuş dersi vardı!
Uçuş dersi,Mr Strong'un uçuş dersi...
Matt gözlerini faltaşı gibi açıp plana baktı saçlarını karıştırdı.
Uyuşukluktan eser kalmamıştı,bir an önce yıldırım hızıyla giyinip bahçeye koştu.

---

James bahçeye geldiğinde Mr Strong'un amcası olduğuna kesin kanaat getirmişti.Birşey diyemedi ama pancar gibi kıpkırmızı kesilip gerilere kaçtı. Bu hiç iyi değildi...

Günaydın beyler bayanlar...Senenin ilk uçuş dersine hoşgeldiniz!Bendeniz James Martin Strong,yeni uçuş profesörü... Profesrlükte ilk dersim,yani pek profesör gibi davranamayacağım!Zaten hiçbir zaman öyle davranmayacağım,küçükken bilgiçlik taslayan profesörlerden nefret ederdim...
Profesörlerin değişip durması ne kadar sinir bozucu olsa da yapacak birşey yok.Yine de beni sevmeyeceğinizi sanmıyorum,sıkı biri sayılmam!

Amcası niye profesör olmuştu ki sanki?Şimdi daha denetim altında olacaktı,daha dikkatli olmalıydı! Ama asıl korktuğu o değildi.James okulda olduğundan Matt'in davranışlarına daha çok karışacaktı.Belki onun hayatına da,amcasıyla birlikte bir yaz geçirmişti ve ölümyiyen olma düşünceleriyle boğuşuyordu.
Şimdi önlerinde bütün okul yılı vardı ve Matt ne olacağını hiç bilmiyordu..

Hiçbirinizi tanımıyorum yani sırayla kendinizi tanıtmanız gerek.Sağ taraftan başlayın işte,aklınıza ne geliyorsa söyleyin.Ad,bina,neden uçuş dersi,takımdaysanız mevki vesaire vesaire...İstediğiniz herşeyi söyleyin ben de sizi bir şekilde tanımaya başlarım..

Sıra Matt'e geldiğinde hiçbirşey demedi ve yanındakini dürttü konuşması için..

Sonunda kalabalık kendini tanıttıktan sonra James birkaç söz daha etti ama Matt orada değil gibiydi.Anca derse geçtiğinde kendine gelebildi.

Şimdi,ilk olarak Nimbuslar! Nimbus 100'ü hatırlayanınız var mı?Oldukça eski bir modeldir...Saatte, 100 mil, 1000’e varan hız, 360 derece dönebilme yeteneği..

Nimbus 2000! dedi yeni süpürgeyi kaldırıp.
Parlak, ince ve zarif. Maun sapı ve uzun kuyruğunun; düzenli, temiz ve dümdüz ince dalları var görüldüğü gibi...

Çağlar boyu Quidditchte de vardı bunlar,Matt neredeyse kitabı ezberlemişti.Dersi ilgiyle dinliyor gibi gözükmeye devam etti.

Nimbus 2001!

Nimbus 2001, Nimbus 2000’in bir gelişmiş modeli.Zamanında etkileyici uçuş kabiliyetlerinden dolayı Nimbus 2001 çok pahalıydı ve sadece büyük Quidditch takımları kullanabiliyordu.İnanın bana Nimbus 2001 sahipleri oldukça büyük bir üne sahip oluyordu!

Eski James amca aniları... diye düşündü Matt gözlerini devirip.Hep o zamanların şatafatından,Nimbus 2001 ile diğerlerine nasıl aşık attığını anlatırdı...

Nimbus sahipleri maçlarda göz ardı edilemez bir avantaja ve hıza sahip oluyorlardı.Çeviklik de cabası,dönüş kabiliyeti oldukça iyidir bu meretin..Bu da diğer oyuncularca hoşnutsuzluğa sebep oluyordu.

Amcası bir süre durup heyecanla devam etti:

Ardından....Ateşoku geldi!!

Mathilda... diye mırıldandı Matt keyifle.James bu süpürgeye hayatının aşkı gibi davranırdı,ofise gittiğinde saatlerce süren cilalama işlemleri falan...
İnce dalları olan dişbudak ağacından yapılmıştır.
10 saniye içinde,saatte 150 mile varabilen hıza (ki bu süpürgeler için olağanüstü yüksek bir hızdır) ve aynı zamanda kırılmaz bir fren tılsımına sahiptir.İnanılmaz birşey!
En hızlı ve en gelişmiş süpürge olduğu ve şimdiye dek talep edildiği kadar çok iyi gözüktüğü için ,ona sahip olan herkes gurur duyuyordu.
Nimbusa beş basar bu kız!

Amcasının o halini görünce,heyecanlı heyecanlı ders anlatışını,gelişinin iyi olduğunu düşünmeye başladı.Diğer profesörler gibi değildi,argo kelimeler kullanabiliyordu.Güzeldi kısacası,istasyonda yine kaçma-kovalama işi olacağını düşünmüştü ama şimdi o buradayken daha çok görüşeceklerdi.
Bencilce davrandığına karar verdi

Evet keyifli bir ders oldu!İçinizdeki odundan bir ateşoku yapabilme dileğiyle...Bakalım kaçınız odun?Sonuçta "ağaç"yaşken eğilir...

Matt gülerek yerden kalkıp üstünü silkeledi.

Ödevleriniz panoya asılcak,oradan alırsınız.1 hafta içinde teslim etseniz iyi olur,kimseden puan kırmak istemiyorum..Sorusu,sorunu,isteği falan olan odama uğrar vesaire vesaire...Bu kadar ciddiyet yeter!Evet,dağılın!

Matt amcasının yanında kalmayı isterdi ama kalabalık onu adeta yutmuştu.Öğrencilerin oluşturduğu akınyıtla Büyük Salona sürüklendi.

Tarflarla ilgili sorunları sonradan halledebilirdi,şimdilik amcasının yanında,sağ salim olmasının mutluluğunu yaşıyordu

Liz hoplaya zıplaya boş koridorlarda ilerliyordu. Bunu yapmakta hiçbir gayesi yoktu ama sabahın çok erken saati olduğundan uçuş dersi için dışarıdaki soğukta beklemek istemiyordu.
Hala gece sayılırdı uyuyanlar için,gökyüzü aydınlanmamıştı bile.Ama her zaman günü geldiğinde yaptığı gibi baykuşhaneye uğramış,olmayan mektuplarını kontrol etmiş ve can sıkıntısından okulu turlamaya başlamıştı.
Bir profesör onu hopleye zıplaya okul koridorlarında turlarken görse ayvayı yerdi ama nöbetiçi profesörün bile uyuduğundan şüphesi yoktu Liz'in...

3 kat merdivenlerinde öylece durup gitmeyi düşündü.
"Yasak Bölge"demişlerdi orası için..Liz her yasağın sebebini öğrenmek için araştırırdı,bunun en iyi yolu da yasağın merkezine ulaşmaktı!

Ama o an uygun bir an değildi.Hayır,başka bir zaman sırf bunun için bir gününü ayıracaktı!

Sonunda sabah olduğunda sabırsızca bahçeye gitti.Uçuş dersine bayılırdı,uçmayı öğrendiğinden beri o muhteşem duyguya doyamıyordu. Yüzünü yalayan tatlı meltemin yarattığı mutluluk hissi ve ayaklarının yerden kesilmesinin yarattığı adrenalin duygusu muhteşem bir histi!
Ama Liz'in bilhassa uçmayı sevme nedeni tepeden insanlara bakabilmekti.O yükseklikten ne kada da küçük ve değersiz görünüyorlardı...Bir böcek gibi!

Tanıdık bir ses ve öğrencilerin mırıltıları Liz'i yeniden kendine getirdi

Günaydın beyler bayanlar...Senenin ilk uçuş dersine hoşgeldiniz!Bendeniz James Martin Strong,yeni uçuş profesörü... Profesrlükte ilk dersim,yani pek profesör gibi davranamayacağım!Zaten hiçbir zaman öyle davranmayacağım,küçükken bilgiçlik taslayan profesörlerden nefret ederdim...
Profesörlerin değişip durması ne kadar sinir bozucu olsa da yapacak birşey yok.Yine de beni sevmeyeceğinizi sanmıyorum,sıkı biri sayılmam!

Yeni Uçuş profesörünün James amcası olmasına keyiflenmişti.Onun hakkında bilgiler bulmak için iğrenç mekanları dolaşmasına gerek yoktu artık!Sıraya dizildiklerinde ifadesini görebilmek için Matt'in yanında yerini aldı.ama çocuk bu işten memnun gözükmüyordu.Yavaş yavaş kızarıyordu ve yüzü gittikçe daha da asılıyordu

Hiçbirinizi tanımıyorum yani sırayla kendinizi tanıtmanız gerek.Sağ taraftan başlayın işte,aklınıza ne geliyorsa söyleyin.Ad,bina,neden uçuş dersi,takımdaysanız mevki vesaire vesaire...İstediğiniz herşeyi söyleyin ben de sizi bir şekilde tanımaya başlarım..

Jessica Malfoy. Gryffindorluym, Takım kaptanı ve arayıcıyım. Kitapları ve yeni büyüler öğrenmeyi seviyorum.

Peh,yine mi bu kız?? dedi Liz huysuzca.Jessica'nın girmediği ders yok gibiydi

"Kitapları ve yeni büyüler öğrenmeyi çok severim" diye taklidini yaptı,gözlerini şaşılaştırmayı da ihmal etmedi.2 kişi sonra sıra kendisindeydi.

Öhöm,Lisa Shadow... dedi James amca'ya gülümseyip.James dikkatle dinliyor gibiydi,tek kaşını havaya kaldırmış başını sallıyordu.Bu yüzden Liz de bozuntuya vermedi

Slytherin 2.sınıf efendim.Quidditchte kovalayıcıyım.Şimdilik bu kadar...

Yanındaki çocuğu dirsekleyip konuşmaya teşfik ettik

Sıra Matt'e geldiğinde dikkatle izledi.Ama o konuşmak yerine sustu ve yanındaki çocuk kendini tanıtmaya başladı.
Matt'e ne oluyordu böyle?

Ayakta durmak çok yorucu,ayakta durmayı gerektirecek birşey yapmayacağız,yani...oturun!

Sanırım dersin düzeniyle ilgili birşeyler demem gerek,sonra zaman kalırsa süpürgeleri anlatmaya başlarım..
Hımmm,adımı söylemiştim,Rawenclaw mezunuyum.Aynı zamanda bakanlıkta çalışıyorum,Quidditch ligi karargahı başkanı.

Bla bla bla...Sadede gel James amca! diye düşündü gülerek.

Şimdi,ilk olarak Nimbuslar! Nimbus 100'ü hatırlayanınız var mı?Oldukça eski bir modeldir...

Yakından incelemek için emekleyerek yaklaştı.Süpürge antika gibi gözüküyordu

Nimbus 2000!dedi yine süpürgeyi havada tutarken James amca.
Parlak, ince ve zarif. Maun sapı ve uzun kuyruğunun; düzenli, temiz ve dümdüz ince dalları var görüldüğü gibi...

Eh çağ atlamışlar! dedi Liz.Şimdi tuttuğu süpürge çok daha iyi durumdaydı.

Nimbus 2001! diye gürlediğinde "profesör" Strong,Liz söylediği şeyi duyup duymadığına emin olamadı.Yine de biraz daha ciddileşti

Nimbus 2001, Nimbus 2000’in bir gelişmiş modeli.Zamanında etkileyici uçuş kabiliyetlerinden dolayı Nimbus 2001 çok pahalıydı ve sadece büyük Quidditch takımları kullanabiliyordu.İnanın bana Nimbus 2001 sahipleri oldukça büyük bir üne sahip oluyordu!
Nimbus sahipleri maçlarda göz ardı edilemez bir avantaja ve hıza sahip oluyorlardı.Çeviklik de cabası,dönüş kabiliyeti oldukça iyidir bu meretin..Bu da diğer oyuncularca hoşnutsuzluğa sebep oluyordu.

Öyle bir avantajın getirilerini hayal etti.Herkesden hızlı olmak,herkesden çevik!
Maçların süper güçleri!

Ardından....Ateşoku geldi!!

Liz kesinlikle ateşokundan vazgeçmezdi! Yenisi çıksa belki,ama ateşoku o an Liz'in Quidditchi sevmesindeki en büyük etkendi.. Geçmişte aldığı son hediyeydi.Kartta yazanlar bile aklındaydı

Bir kuş gibi özgür!
..Annen..

Bir baykuşla yollanan koca odun parçası!Cidden mutlu olmuştu!En az tablolara sakal bıyık çizerken olduğu gibi mutluydu!

Evet keyifli bir ders oldu!İçinizdeki odundan bir ateşoku yapabilme dileğiyle...Bakalım kaçınız odun?Sonuçta "ağaç"yaşken eğilir...

Liz odun olduğuna emindi.Kısa ve dengesiz bir odun..

Ödevleriniz panoya asılcak,oradan alırsınız.1 hafta içinde teslim etseniz iyi olur,kimseden puan kırmak istemiyorum..Sorusu,sorunu,isteği falan olan odama uğrar vesaire vesaire...Bu kadar ciddiyet yeter!Evet,dağılın!

Gitmeden önce James amcaya son bir bakış attı,onunda yakaladığı ve anladığı bir bakış..Ardından kalabalıkta boğulup ölmemek için zıt yönde elleri ceplerinde bahçeyi adımlayarak uzaklaştı.

Kathleen hayatında ilk defa bir derse girecekti. Heyecanlı sayılmazdı, çünkü daha önce uçmuştu. Tek problemi profesörün kim olacağıydı. Bilmiyordu, çünkü müdürün konuşmasını kesinlikle dinlememişti. Kathleen ancak babasını dinlerdi. O da sonradan azar işitmemek için. Müdürden azar işiteceğini sanmıyordu pek zaten. Çünkü müdürlerin her ikisi de amcalarıydı. Bu gülünç bir durumdu doğrusu. Bir sürü Black vardı etrafta. Kathleen merak ediyordu, nasıl bu kadar çok fazla olabiliyorlardı ki?

Daha önceden bir muggle okuluna gitmişti Kathleen ama bir süre sonra sıkılmıştı ve bırakmıştı. Evde eğitim alıyordu. Aptal Oliver ise eğitim almaya devam etmişti, okulunun başarılı öğrencilerinden biriydi. Kathleen kardeşini çok seviyordu ancak bazen fazla saf olduğunu düşünüyordu. Zaten o Gryffindor'a gitmişti, Kathleen ise Slytherin'e. Babasının yüzündeki ifade hoştu ama Oliver'a daha çok sevinmiş gibiydi. Bu yüzden biraz şaşırmıştı Kath. Oliver o aslan parçacıkları ile okuyacaktı Kathleen ise babasının binasında, sinsi yılanların arasında okuyacaktı. Oliver'la bir tutulmak istemiyordu bu konuda.

Kathleen daha fazla vakit kaybetmeden üstünü güzelce giyindi ve asasını cebine atarak Uçuş dersliğine ilerledi. Koridorlar uzadıkça uzuyordu sanki. Hogwarts'ta hiç arkadaşı yoktu, bu çok sıkıcı bir şeydi. Etrafındakilere surat sallamasından kaynklanıyordu belki de. Halbuki evde en çok gülümseyen kişi oydu önceden. Weasley malikanesinin en şımarık ve bir o kadar da tatlı kızıydı o. Annesine benzediğini söylüyorlardı ama Kathleen gözlerinin benzemediğini düşünüyordu. Sadece saçları benziyordu. Bu da önemli bir noktaydı aslında.

Kathleen bir yandan Oliver'ı düşünürken ve aptal tablolara dil çıkarırken tablonun birinde sanki yanıyormuşçasına parlayan bir yazı farketti. Yaramaz öğrencilerden biri kazımış olmalıydı tabloya, kim bilir ne kadar ağır bir ceza almışlardı? Kathleen yazıya dikkatlice baktığında küçük ama parlak bir şekilde 'Ayyaş Tilki ve Çapkın Prens' yazdığını fark etti. Lakaplarından hemen anladı, birinin oldukça ayyaş olduğunu ve ötekinin de oldukça çapkın olduğunu. Gülümsemekle yetindi ama aklına bir şey daha geldi o anda. Babasının James amcaya yazdığı bir mektupta, en sonda DJ yerine Çapkın Prens yazıyordu. Kathleen bir anda şaşkınlıkla kala kalırken bu kişinin babası olabileceği ihtimalinin çok büyük olduğunu düşündü.

Tabloyu incelerken çok fazla vakit kaybettiğini fark etti. Bu yüzden hemen Uçuş dersliğine yani bahçeye son sürat koşmaya başladı. Uzun bir koşunun ardından bahçeye varmıştı. Herkes tek sıra halinde dizilmişti. Kathleen böyle şeyleri gereksiz buluyordu. O özgür olmayı seven biriydi. Tek sıralar da her zaman sinirlerini bozmuştu. Herkes neden istediği yerde değildi ki! Tıpkı evdeki ylaklık dönemlerindeki gibi.

Sıkkın bıkkın bir şekilde sınıftakileri incelerken Oliver ve Yancy'nin derste olmadıklarını fark etti. İçinden

"Kesin uyuyakalmışlardır! Ahmaklar!"

diye geçirdi. Yancy'nin uyuduğu bir kesinlikti. Çünkü Kath onu ne zaman görse uyuyor ya da tembellik yapıyordu. Oliver ise büyük ihtimalle yolunu karıştırmıştı. Onun saflığına ve aptallığına kanı getiremiyordu Kath. Kardeş olduklarından bazen şüpheleniyordu.

Sınıftakileri incelemesi bittikten sonra bir ses işitti, tanıdık bir ses:

"Günaydın beyler bayanlar...Senenin ilk uçuş dersine hoşgeldiniz!Bendeniz James Martin Strong,yeni uçuş profesörü... Profesrlükte ilk dersim,yani pek profesör gibi davranamayacağım!Zaten hiçbir zaman öyle davranmayacağım,küçükken bilgiçlik taslayan profesörlerden nefret ederdim...
Profesörlerin değişip durması ne kadar sinir bozucu olsa da yapacak birşey yok.Yine de beni sevmeyeceğinizi sanmıyorum,sıkı biri sayılmam!"

Kathleen bu sesi taıyordu. James amcanın sesiydi bu. Babasının asla ayrılamadığı şu dostu James amcanın sesi. Kathleen onu severdi çünkü ciddiyetle pek alakası olmayan biriydi. Babasından sonra anlaşabildiğini düşündüğü tek kişiydi. Onu bir idol olarak görüyordu. Hele şimdi, bir uçuş profesörüydü James amca. Ciddiyetsiz ve oldukça da neşeli bir profesör! haftanın en eğlenceli dersi bu olurdu heralde.

Kathleen heyecanlı bir biçimde James amcayı süzerken yine onun tarafından söylenen bir şey işitti:

"Hiçbirinizi tanımıyorum yani sırayla kendinizi tanıtmanız gerek.Sağ taraftan başlayın işte,aklınıza ne geliyorsa söyleyin.Ad,bina,neden uçuş dersi,takımdaysanız mevki vesaire vesaire...İstediğiniz herşeyi söyleyin ben de sizi bir şekilde tanımaya başlarım.."

Öğrencilerine kendilerini tanıtmaları için bakaken herkes kendini tanıtmaya başlamıştı. Gryffindorlu bir kız kendini kısaca tanıtmıştı. Güzel bir kızdı ama Kathleen'e göre oldukça masumdu. Fazla masum. Tıpkı diğer Gryffindorlular gibi.

Kız kendini tanıttıktan sonra sıra bir oğlandaydı ama kendini tanıtmak yerine yanındakini dürtmüştü. Kathleen onu tanıyordu, Matt'ti bu. James amcanın sevgili yeğeni. Kathleen ona hayrandı çünkü oldukça tatlı bir tipi vardı. Yine de Ravenclaw'lu imajı onun karizmasını zedeliyordu. Hayatında en sevdiği Ravenclaw'lu James amcaydı. Onun kadar fırlamasını hiç görmemişti!

Kathleen diğerlerine kulak vermezken bir kızın daha konuşmaya başladığını fark etti. Kathleen ona bakar bakmaz yaramazlık potansiyelini sezdi. Gözleri parlıyordu resmen. Onun adını duyduğuna emindi, doğru ya! Yancy'nin defterinin arasından düşen resimdeki kızdı bu! Kafası kalp içine alınan kız...

Sinsi bir ifadeyle herkesin kendini tanıtmasını dinlerken kendisine sıra geldiğini fark etti. Boşluktan düşermiş gibi oldu bir an çünkü Matt'i süzmekle meşguldü. Bir anda kendini toparlayarak

"Kathleen Melody Molly Black. Slytherin birinci sınıf. Eğer Gryffindorlu şeker kız gibi uzatmam gerekirse, up uzun yazılı ve bir o kadar da sıkıcı kitaplardan nefret ediyorum. Şekerlemeye ve kaymak birasına bayılıyorum. Ayrıca, yaramazlık yapmayı severim ki bulunduğum her iki evin de en yaramazıydım. Neyse, Gryffindorlu şeker kızı geçtim sanırsam..."

dedi ve başladığı hızla bitirdi konuşmasını.

Herkes kendini tanıttıktan sonra profesör çimlere oturarak tekrar konuşmaya başladı:

"Ayakta durmak çok yorucu,ayakta durmayı gerektirecek birşey yapmayacağız,yani...oturun!"

Kathleen 'oh' layarak kendini çimlerin üzerine bıraktı. Çünkü ayakta durmaktan sıkılmıştı. James amca devam etti:

"Sanırım dersin düzeniyle ilgili birşeyler demem gerek,sonra zaman kalırsa süpürgeleri anlatmaya başlarım..
Hımmm,adımı söylemiştim,Rawenclaw mezunuyum.Aynı zamanda bakanlıkta çalışıyorum,Quidditch ligi karargahı başkanı. En sevdiğim renk turuncu,kısırı çok severim,rahmetli babanem güzel yapardı.Tamam bu kadar benden sözetmek yeter."

Kathleen kendine hakim olamayarak bir kahkaha patlattı. Çok sevinmişti çünkü James amca tam anlamıyla kafa dengi biriydi. Kısıra Kathleen de bayılırdı. Babası sayesinde evden eksik olmazdı zaten. Ve turuncu... Saçlarının turuncusuna ve onun gibi turunculara bayılırdı! Ah tabi bir de yeşil ve gümüş rengine bayılırdı. Bir dahaki derste keşke kısır partisi yapsalardı! Çok eğlenceli olurdu, hem de doyurucu. Kathleen kesin gizlice kaymak birası ve ateş viskisi yürütürdü mutfaktan.

"Ödevleri aksatmanızı istemem,kuralları bir panoya asmıştım.Hımm,yerini unuttum ama asmıştım!Geçen sene nereye asılıysa oraya asılı!Bakarsınız...Neyse,ders!Süpürgeler konusu uzun bir konu,biraz da sıkıcıdır ama bunu 2 derste halletmeyi planlıyorum."

diye devam etmişti Profesörleri. Kathleen poflayarak ne olacağını beklemeye başladı. Merakla beklerken bir kutunun James amcaya doğru gittiğini fark etti. Gülümsedi ve o kutuda ne olabileceği hakkında fikir yürüttü, tabi ki süpürge.

"Şimdi,ilk olarak Nimbuslar! Nimbus 1000'i hatırlayanınız var mı?Oldukça eski bir modeldir... Saatte, 100 mil, 1000’e varan hız, 360 derece dönebilme yeteneği..."

diye derse hızlı bir giriş yaptı profesör. Kathleen hatırladığını belirten bir ifadeyle sakince kafa salladı. Profesör Strong, süpürgeyi elinden bıraktıktan sonra bir başkasını çıkarttı:

"Nimbus 2000! Parlak, ince ve zarif. Maun sapı ve uzun kuyruğunun; düzenli, temiz ve dümdüz ince dalları var görüldüğü gibi..."

Kathleen bu süpürgeyi çok iyi biliyordu. Babasının 'ilk süpürgem' diye sakladığı süpürgelerdendi bu da. Oldukça hoştu, hala da iş görüyordu.

Nimbus 2000 de bir öncekinin yanına yollandıktan sonra başka bir süpürge geldi. Kathleen bunu da biliyordu aslında. Nimbus 2001! Aptal Oliver'ın Ateşoku yerine istediği süpürgydi bu. Neymiş, arkadaşı Johnny'de de varmış!

"Nimbus 2001! Nimbus 2001, Nimbus 2000’in bir gelişmiş modeli.Zamanında etkileyici uçuş kabiliyetlerinden dolayı Nimbus 2001 çok pahalıydı ve sadece büyük Quidditch takımları kullanabiliyordu.İnanın bana Nimbus 2001 sahipleri oldukça büyük bir üne sahip oluyordu!"

Kathleen bunları duyduktan sonra bir Nimbus 2001'i yok diye kıskançlık triplerine girmek yerine bekledi, Ateşokunu bekledi! O Nimbus'a bin basardı! Ki umduğu da oldu. James amca sonunda Ateşoku'na geçti.

"Sizi "Mathilda" ile tanıştırayım,benim ateşokum! Ateşoku, gelişmiş, profesyonel seviyede uçan süpürgedir. İnce dalları olan dişbudak ağacından yapılmıştır.
10 saniye içinde,saatte 150 mile varabilen hıza (ki bu süpürgeler için olağanüstü yüksek bir hızdır) ve aynı zamanda kırılmaz bir fren tılsımına sahiptir.İnanılmaz birşey!
En hızlı ve en gelişmiş süpürge olduğu ve şimdiye dek talep edildiği kadar çok iyi gözüktüğü için ,ona sahip olan herkes gurur duyuyordu.
Nimbusa beş basar bu kız!
Ve tüm bu özelliklerinden dolayı, Ateşoku yüzlerce Galleona mal oluyor.Çok pahalıydı ama her kuruşuna değerdi! Evet,her kuruşuna değer..."

Kathleen hayranlıkla süpürgeyi ve James amca'yı izlerken kahkülünün önüne düşesi ile kendine geldi. Kath Ateşoku'na hayrandı, onun da bir tane vardı. O da süpürgesine isim vermişti ama kimseyle paylaşmamıştı bugüne kadar. Adı Rüzgar'dı. Bu ismi henüz küçükken koymuştu. Uçarken yüzüne rüzgar ahenkli bir biçimde çarptığı için...

"Evet keyifli bir ders oldu!İçinizdeki odundan bir ateşoku yapabilme dileğiyle...Bakalım kaçınız odun?Sonuçta "ağaç"yaşken eğilir..."

Kathleen keyifle bir kahkaha attı ve ayağa kalkıp üstünü başını toparladı. Öyle rahat oturmuştu ki eteğinden kıravatına kadar bir serseriyi andırıyordu.

James amca öğrencilere son bir selam verdikten sonra

"Ödevleriniz panoya asılcak,oradan alırsınız.1 hafta içinde teslim etseniz iyi olur,kimseden puan kırmak istemiyorum..Sorusu,sorunu,isteği falan olan odama uğrar vesaire vesaire...Bu kadar ciddiyet yeter!Evet,dağılın!"

dedi ve eliyle gitmelerini işaret etti. Kathleen sııtarak hemen bahçeden ayrıldı. Çünkü az sonra bir kaosun içinde kalabileceğini biliyordu...

::DERS KAPANMIŞTIR::
Derse girenler puanlarını aldı...

» Ortak 1. Ders
» Ortak 2.Ders
» 1. Ders(Offline)