Amy Hogwarts'a gideceği için bir yandan sabırsızlanıyordu bir yandan da tembellik yapıp halasının o 'muggle' televizyonunu seyrediyordu. Halası bavulunu topluyordu Amy yerine.. Halasının içinden "Tembel kız!" diye geçirdiğine %100 emindi. Dırdırlardan kurtulduktan sonra halası Amy'e;
"Bavulun hazır!" bağırdı. Amy surat astı muggleları sevmese de icatlarını çok seviyordu. Hele televizyon ve telefy.. Telef.. Telef? Ha telefon denen icadlarını..
~~~
"Ah ! Hogwarts.."
"Gryffindor!"
Ne? Allahım! Babası gibi bir Gryffindor'mu olacaktı o şimdi?
Annesi gibi olacaktı büyüyünce de... Söz vermişti ona... Onu örnek almıştı kendine...
~~~
Amy gezinirken kendini şu adını çok duyduğu "Ortak Salon'da" buldu. Yemeklerin kös kös oturuluyor muydu burada? Hem de o iğrenç kırmızı masaya? Yemeklerin büyüleciyi görüntüsü bazen de aklındaki bütün negatif düşünceleri siliyordu... Gerçi onun dışında yapacak birşeyi de yoktu veya kimsesi... Halası dışında... Ona da gerek yoktu...
"Öyle hala olmasın daha iyi!" diye geçirdi içinden.
Sadece sessizliği dinlemeye başladı. Yanındaki özürlülerin tanışmak için çıkardığı garip seslere sessizlik denirse tabii.. Sadece önüne dönüp cübbesini temizledi.