Caroline, krem ayakkabısının sardığı narin ayaklarını kapının eşiğinden geçirerek içeriye bir göz attı.Meraklı gözlere ve fısıldaşmalara aldırmadan etrafını incelemeye devam etti.Balo yeri gerçekten büyüleyici bir görünüme sahipti.En az Büyük Salon kadar büyük ve görkemli olan bu yer havada uçuşarak rengarenk ışıklar saçan mumlarla aydınlanıyordu. Caroline "Ne sevimli!" demekten kendini alamadı.
İleriye doğru birkaç adım atınca kapının girişine konmuş birkaç süslü aynayı farketti."Sanırım dünyaya 'Şirinlik Abidesi' olarak ün salmaya karar verdik." diye homurdanarak en sondaki aynanın karşısına geçti. Kolsuz, kremli beyazlı mini elbisesini giymiş bir kız, hafifçe dalgalandırdığı uzun sarı saçları, şeffaf parlatıcı sürdüğü dudakları, çok hafif turuncu far sürdüğü beyaz teni ve yemyeşil gözleriyle ona bakıyordu...
Ortama bir süre daha inceledikten sonra 8 numaralı masanın sandalyesine oturdu. Oldukça zor acıkan karnı yine yapacağını yapmış ve en güzel ziyafetin olduğu gün acıkmamayı kafasına koymuştu. Caroline, neredeyse hiç bir yerde sıkılmaz, mutlaka yapacak birşey bulur kendini eğlendirirdi.Burada da yapacak daha eğlenceli birşey bulana kadar etrafını seyretmektti. Bu sırada eli bardağına gitti ve ister istemez içeceğini yudumlamaya başladı..